Gündem dolar... Kurda yaşanan hızlı artış, kriz tartışmalarını körükledi. Herkes dolara ilişkin tahmin yapma telaşında. Kurdaki artışın en çok rahatsız ettiği kurumların başında da Merkez Bankası geliyor... Kurlardaki yükseliş yüzünden enflasyon hedefi yerle bir olan Merkez Bankası'nın bu yılki önceliği de yılsonu itibarıyla 3 yıllık aranın ardından yine çift haneye yükselen enflasyonu dizginlemek. Ankara'da masa başında olmasına alışık olduğumuz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, (TCMB) Durmuş Yılmaz'la birlikte bu teamülü bir anlamda değiştirdi. Tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayan Macro Prudential Policy yani Finansal İstikrar Politikası'na önem veren banka, bugünlerde birçok farklı kanal aracılığıyla halkın karşına geçip açıklamalar yapıyor...
DOLARI NASIL YENECEK?
TCMB Başkanı Erdem Başçı, göreve geldiğinden bu yana en etkili konuşmasını cuma günü Bursa'da yaptı. Konuşması sırasında da kendi tabiriyle iddialı bir de laf etti:
l SORU şu; Türk Lirası Amerikan Doları'nı yenebilir mi? Güvenli liman, likit liman, tek rezerv para dünyada.
l PANİK halinde bütün paralar değer kaybediyor Amerikan dolarına karşı.
l BÖYLE bir paraya karşı şans var mı? Biz diyoruz ki Türkiye'de var.
l 2012 yılında Amerikan Doları'nı yeneriz Türk Lirası olarak. Bu çok iddialı bir laf, bunu bir kenara yazın...'
1.75 TAHMİNİ YAPILIYOR
Başçı'nın açıklamaları ekonomistlerden de tam destek buldu. Önceki gün AKŞAM'a konuşan ekonomistler, Merkez'in sorunları genelde doğru teşhis ettiğini ve kurun yakın zamanda 1.75'lere doğru gideceğini öngörüyordu... Peki 2012'de TL, dolar karşısında en çok değer kazanacak para birimlerinden biri olacak' söyleminin arkasında ne gibi bir güvence var... İşte Merkez Bankası Başçı'nın kendine bu kadar güvenmesini sağlayan konular:
1- Teşhis önemli: TL nasıl olsa düşecek, bari istikrarlı düşsün!
İLK olarak Merkez Bankası'nın teşhislerine dikkat etmek lazım. Ne bunlar? 1- Dolar kurundaki artışın temel sebebi Avrupa'da yaşanan krizin derinleşmesi ve bunun paralelinde euro/dolar kurunun son yılların en düşük seviyesine gerilemesi. Yurtdışındaki bu hareket, sadece Türkiye değil, bütün gelişmekte olan para birimlerinin hızla değer kaybetmesine yol açtı. Merkez Bankası yaklaşık 15 gün önce, TL dolarla yarışamaz derken işte bu hareketi kastetti. Yani, 'Dolar nasıl olsa değer kazanacak. Burada benim yapmam gereken, oynaklığı mümkün olduğunca azaltarak spekülasyonun önüne geçmek' dedi. Bunda da başarılı oldu. TL, diğer gelişen ülke para birimlerine göre, dolara karşı daha 'istikrarlı' bir biçimde değer kaybetti...
2- SPEKÜLASYONA KARŞI İKNA GÜCÜ
MERKEZ; kurlardaki yükselişin yurtıdışından kaynaklandığını öngördükten sonra, bunun vatandaş cephesindeki yansımalarına yöneldi. Finansal İstikrar Politikası dediğimiz yönteme her zamankinden fazla başvurur oldu... Bugüne kadar birçok kanlı kriz görmüş Türk halkının, dolardaki yükselişi felaket senaryosu olarak gördüğünü bildiği için, spekülasyonun önüne geçmeye çalıştı. Halkın, tamamen duygusal olan 'Dolar aldı başını gidiyor. Daha da artar. O zaman ben de dolar alarak kar edeyim' düşüncesini bertaraf etmek için, TL'yi koruyan açıklamalara yöneldi. Merkez bunda da başarılı olduğunu ve dolardaki spekülatif artışın 'şimdilik' sona erdiğinı düşünüyor ama ekliyor: 'Yeni bir spekülatif dalga başlarsa ben burdayım. Araçlarım var. Gerekeni yaparım.'
3- REÇETE: ARAÇ ÇEŞİTLİLİĞİ
MERKEZ Bankası, spekülasyonu engellemek için sadece 'konuşmakla' kalmadı. 5 Ağustos'tan bu yana döviz satış ihalelerine başladı. Sadece satış ihaleleriyle piyasaya verdiği miktar 11 milyar doları aştı. 'Kendi tabiriyle' en güçlü fakat en nadir kullanılması gereken 'doğrudan' döviz satış yoluna başvurdu. 30 Aralık'ta tarihinin en sert müdahalesini yaptı. Doğrudan müdahalelerle yaptığı satış da 4 milyar doları aştı. Böylece 5 ayda defansif araçlar yoluyla 15 milyar dolarlık bir müdahalede bulundu. Lehman battıktan sonra piyasadan topladığı 26 milyar dolar da bunun finansmanını sağladı...
4- FED, 2-3 AY İÇİNDE PARA BASMAYA BAŞLAYABİLİR
MERKEZ spekülatif artışın önüne geçmekte şimdilik başarılı olduğunu ama ekliyor: 'Yeni bir spekülatif dalga başlarsa ben burdayım. Araçlarım var. Gerekeni yaparım.' Merkez'in kendine güveninin ardında yatan bir diğer konu da yurtdışında yaşanması olası gelişmeler... Bunların başında da Amerikan ve Avrupa Merkez Bankaları'nın adımları geliyor. Başçı konuşmasının satır arasında şu ifadeyi kullandı: 'ABD Merkez Bankası iki üç ay içinde para basmaya başlayabilir.' Fed'in basacağı yüklü miktar da dolar da aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin yolunu tutacak. Dolar basılması demek hem euronun hem de TL'nin dolar karşısında değer kazanması demek...
5- Avrupa Merkez Bankası sonunda işin içine girdi
KRİZİN akibeti doların geleceği açısından çok önemli... Burada Avrupa Merkez Bankası'nın olaya müdahil olması, dolarla yaptığı savaşta TCMB'nin elini kuvvetlendirebilir. Geçtiğimiz ay içinde ECB'nin gerçekleştirdiği 500 milyar euroluk fonlamanın bir benzeri şubat ayında da yapılacak. Bu da krizden çıkışta Avrupa'ya umut veriyor. Yurtdışında işler yoluna girerse, TL'deki değer kaybının da önüne geçilebilir...
6- Makro göstergeler düzelecek
l MERKEZ'e göre cari açık ve enflasyon gibi verilerde gözle görülür iyileşme, yabancı iştahını yerine getirebilir.
l BAŞÇI'nın cari açık konusunda yaptığı teşhis önemli: Açığın nedeni dünyadaki ucuz ve bol finansman. Paranın maliyetinin artması açığın kapanması anlamına geliyor...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |