Siyasi iktidar ve bazı gazetelerin Fethullahçı yapıya yardım etmekle suçladığı gazeteci Can Dündar, bu yapıya üye olmakla suçlanan istihbaratçı polisler hakkında hazırlanan iddianamede telefonu usulsüz dinlendiği için mağdur olarak yer aldı. İddianamede, gazetecilerin örgüt menfaatleri ile çakışan yayınların engellenmesi için dinlendiği ifade edildi.
Hürriyet gazetesinin 3 Aralık 2014’te iş insanları, gazeteciler, rektörler ve eski komutanların da aralarında bulunduğu 160 kişinin telefonlarının usulsüz dinlendiğini ortaya çıkaran “VIP Kulak” başlıklı haberinin ardından başlatılan “VIP dinleme soruşturması”na ilişkin hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. 238 sayfalık iddianamede, gazetemizin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar da mağdur sıfatıyla yer aldı.
İddianamede FETÖ yöneticiliği ve üyeliği ile suçlanan istihbaratçı polislerin aralarında Can Dündar’ın da bulunduğu gazetecileri usulsüz bir biçimde dinlemesi ile ilgili, “Özellikle merkez medyada örgüt menfaatleri ile çakışan yayınların engellenmesi ve meşruiyet sorunu yaratacak algının önüne geçilebilmesi için medya patronları, gazete yöneticileri, köşe yazarları ve medya şirketlerinin santrallerine yönelik dinleme faaliyeti yürütüldüğü” yorumunda bulundu. Dinlemeler kapsamında, ‘hayatın olağan akışına aykırı bir biçimde, farklı inanış, kanaat ve dünya görüşüne sahip çok sayıda insanın aynı soruşturma kapsamında suçlandığı’ belirtilen iddianamede, Dündar’ın soyut, genel, klişe cümlelerle organize suç örgütü ile ilişkilendirildiği kaydedildi. Dündar’ın gazeteci, yazar ve televizyoncu olduğu, kamuoyunca tanındığı için gerçek ismiyle dinleme kararı talep edilmesi halinde karar alınamayacağı nedeniyle sahte evrakla talepte bulunulduğu belirtildi.
Örgüt üyelerinin ‘kendilerinden olmayan ve kendileri gibi düşünmeyen kişileri ve kesimleri’ operasyonlarla sindirerek korku imparatorluğu kurduğu belirtilen iddianamede, “Ergenokon, Balyoz, Şike, Tahşiyeciler vb. davalar ve bu davalara ilişkin soruşturma ve kovuşturma süreçleri anlatılanlara birer örnek olarak verilebilecek süreçlerdir” denildi. Savcıların sonradan kumpas olarak nitelendirilen bu tarihi davaların arasında Oda TV davasını saymaması dikkat çekti.
(Cumhuriyet)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...