Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda "Bulunduğumuz aşamada artık uluslararası soruşturmanın şart olduğunu görüyoruz" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2019 yılı bütçesi hakkındaki görüşmelerde soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi konusunda Türkiye'nin şeffaf bir süreç yürüttüğünü ve bütün dünyanın bunu kabul ettiğini söyledi.
"Uluslararası toplumla şeffaf bir şekilde bu süreci götürüyoruz" diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"İlk başlarda 'şimdilik biz Suudi Arabistan ile bir çalışma grubu kurduk, şu anda uluslararası mahkemeye götürmeyi düşünmüyoruz' dedik ama şu bulunduğumuz aşamada da artık uluslararası bir soruşturmanın şart olduğunu görüyoruz. Ne olursa olsun biz bu cinayetin tüm yönleriyle açıklığa kavuşması için ne gerekiyorsa yapacağız. Kapatmaya çalışmak, anlaşmaya çalışmak olmaz".
Kaşıkçı'nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini belirten Çavuşoğlu, istihbarat ve emniyet birimlerinin toplanan delilleri görmek isteyenlere gösterdiğini ifade etti.
Çavuşoğlu, "Türkiye herhangi bir blöf yapmıyor. Türkiye'nin elinde ne varsa uluslararası toplumla paylaşmamız lazım" diye konuştu.
'BM'NİN ÇABALARINI DESTEKLİYORUZ'
Türkiye'nin Yemen konusundaki hassasiyetinin devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "BM'nin çabalarını destekliyoruz. Umman'ın arabuluculuk çabalarını en çok biz destekliyoruz. İran nezdinde temaslarımız var. Şu anda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin oradaki herkesi kuşatma altına alan politikalarını da doğru bulmuyoruz. Çok sayıda insan açlık ve hastalıklardan ölüyor. Biz buna sessiz kalmıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin siyasi çözüm konusunda çok katkı sağladığını ve insani yardımlarına devam ettiğini vurgu yapan Çavuşoğlu, "İki tane sahra hastanesi gönderdik. İnsani yardımları ulaştırma konusunda maalesef çok zorluklar var. Yüzlerce ton gıda ve ilaç yardımımızı bundan sonra da devam ettirmemiz lazım" dedi.
'CUMHURBAŞKANININ DANIŞMA NİTELİĞİNDE KURULLAR KURMASI DOĞALDIR'
Çavuşoğlu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu'nun görev ve sorumluluklarına ilişkin bir soru üzerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin parlamenter sistemden farklı olduğunu ifade ederek, yürütmenin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu hatırlattı.
Önemli olanın güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin işlemesi olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Yürütmenin başında olan Cumhurbaşkanının danışma niteliğinde kurullar kurması da son derece doğaldır. Bu kurullar danışma niteliğindedir. 'Tek adam rejimi' diyen arkadaşlarımızın diğer taraftan bunu söyleyerek çelişki içine düştüğünü söylemek isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız istişareye çok önem verir. Önceki dönemde başbakanken de buna benzer mekanizmaları danışmanlarıyla da çok iyi işletirdi. Biz de özellikle dış politikamızın oluşması konusunda tüm arkadaşlarımızla kafa yoruyoruz, tüm büyükelçilerimizden düşüncelerini eleştiri de dahil, cesur bir şekilde iletmelerini özellikle son Büyükelçiler Konferansında da bir kere daha istedim. Ayrıca Bakanlığımızda bir danışma kurulu var. Diğer taraftan yine, akademisyenlerle görüşüyoruz".
Dış politika ile ilgili farklı görüş açılarına açık olduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, "Bir konuda rapor getirilmesi, öneri getirilmesi ya da tespitte bulunulması politikanın sadece o kurul tarafından oluşturulması anlamına gelmez. Ama bu tür kurullardan faydalanmak lazım. Politikamızı geliştirebilmek için farklı bakış açılarından yararlanmamız lazım" diye konuştu.
'DIŞARIDAN BÜYÜKELÇİ ATAMA KANUNU BİZDEN ÇOK ÖNCE ÇIKTI'
Dışişleri Bakanlığına dışarıdan büyükelçi atamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Bazen bakanlığımızdan siyasete adam göndeririz, bazen de siyasetin içinden ya da dışarıdan insanlarımız büyükelçi atanabilir. Büyükelçi atama kanunu ne zaman çıktı? Yeni sistemde mi çıktı? Ya da biz iktidara geldikten sonra mı çıktı? Dışarıdan vali atama ve büyükelçi atama kanunu bizden çok önce çıktı" dedi.
Dışişleri Bakanlığındaki atamalarda liyakata çok önem verildiğinin altını çizen Çavuşoğlu, sorular bölümünde adı geçen, Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan'ı örnek vererek, şunları kaydetti:
"Tokyo'da imparatorluk ailesi dahil ulaşmadığı, açmadığı kapı yok. Diğer taraftan, Çin Büyükelçimiz, Pekin Büyükelçimiz AGİT'te başkan yardımcılığı yaptı, 57 ülkenin başkan yardımcılığını yaptı. Dil bilmeyen bir arkadaşı bizim görevlendirmemiz mümkün değil. Ama artık yeni sistemde ekonomi müşaviri de dışarıdan olabilecek, turizm müşaviri de dışarıdan olabilecek, olmalı. Sektörden bir arkadaşımızı müşavir olarak göndersek, ticaretin artması için daha çok çaba sarfetmez mi, eder. Liyakatla herkes bu görevleri yapabilmelidir. Büyükelçilik yapma görevi 5 seneden sonra değil, 5 sene herhangi bir kurumda hiç görev yapmamış bir kişi de eğitim ve diğer konularda tabi ki kriterler var, hiç devlette görev yapmasa bile özel sektörden biri büyükelçi olarak atanabilir. Başka ülkeler de bunu yapıyor. ABD özellikle, birçok iş adamını büyükelçi olarak görevlendirebiliyor. Bunun sorumluluğu da o büyükelçileri görevlendiren iktidardadır".
Türkiye'nin Avrupa Konseyi bütçesine en fazla katkı yapan devlet statüsünden vazgeçmesine ilişkin, "İlave 20 milyon avro verdik. Fakat bizim verdiğimiz bu para bir FETÖ'cü teröriste ödül olarak giderse ben o parayı keserim." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, "Wikipedia"nın Türkiye'de engellenmesinin nedeninin Atatürk'e diktatör denilmesi ve Türkiye'yi IŞİD ile aynı gösterilmesi olduğunu belirterek, "Bu salonda hanginiz Türkiye'de herhangi bir şahsın Atatürk'e hakaretini ifade özgürlüğü olarak alabilirsiniz? Var mı aranızda? Yoksa niye Wikipedia'yı savunuyorsunuz?" diye konuştu.
Çavuşoğlu, Wikipedia'yı uyardıklarını anımsatarak, "Atatürk'ü diktatör gösteren karikatürün kaldırılması konusunda talepte bulunduk, yapmadı. Lütfen ifade özgürlüğü ile bu tür şeyleri kıyaslamayalım" ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Moldova Cumhurbaşkanlığı Binası'nın Türkiye tarafından restore edilmesine dair bir soruya, Türkiye'nin insani ve kalkınma yardımlarında bulunduğunu dile getirerek, "Nasıl Komrat'ta belediye binasını yaptıysak, yine Kişinev'de de Cumhurbaşkanlığı binasının restorasyonunu yapabiliriz. Bu, o ülkeye bizim yaptığımız bir yardımdır" yanıtını verdi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...