CHP’nin hukukçularından oluşan bir komisyon, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılacak başvuru için Hukuk ve Seçim İşleri’nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan başkanlığında çalışıyor. Başvurunun yeni bir AİHM içtihatı yaratacağı için titizlikle çalıştıklarını belirten Tezcan, “AİHM’nin bugüne kadar referandumla ilgili bir kararı yok. Bir doktrin tartışması yapması lazım. Detaylı başvuru düşünüyoruz” dedi. Başvurunun gelecek hafta yapılması bekleniyor.
CHP’nin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz başvurunun ana unsurlarını AGİT Raporu, Venedik Komisyonu Raporu, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Raporu ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’nin Türkiye’nin denetime alınması ile ilgili kararının oluşturacağını söyledi.
Yılmaz, bu raporların farklı kurumlar tarafından hazırlandığını ancak birbirini desteklediğini belirtti. Yılmaz özetle şunları söyledi:
“Yapılacak müracaatın uluslararası meşruiyetini oluşturacak bu raporlar, aynı zamanda başvurumuzun temel felsefesini de yansıtıyor. AGİT’in yayınlayacağı raporda, ‘demokratik standartları yeterince karşılamakta başarısız oldu’ ifadesine yer verirse referandumun meşruiyeti uluslararası olarak da tartışılır. Ön raporda bunun ipuçları vardı. Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Raporu ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’nin Türkiye’nin tekrar denetime alınması kararında da OHAL şartlarında referanduma gidilmeyeceği ifade edildi. Hem de getirilmek istenen değişikliğinin içeriğine ilişkin Türkiye’nin demokratikleşmeden uzaklaşacağı ve otokrasiye doğru yol alacağı vurgulanıyor. Müracaatın siyasi ve hukuki çerçevesini ilgili kurullar oluşturuyor.”
CHP, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 10 üyesi hakkında referandumda aldıkları karar nedeniyle soruşturma başlatılması talebiyle suç duyurusunda bulundu. Açıklamada, dilekçelerin YSK’nın Yargıtay’dan seçilen üyeleri için Yargıtay’a, Danıştay’dan seçilen üyeleri için Danıştay’a verildiği kaydedildi. CHP, mühürsüz oyların geçerli sayılmasına ret oyu veren üye hakkında suç duyurusunda bulunmadı. Dilekçede, YSK’nın, mühür bulunmayan oy pusulası ve zarfların geçerli sayılmasına yönelik ilke kararı alırken Seçim Kanunu’nda öngörülen esaslara ilişkin hiyerarşi ve usule uyulmadığı savunuldu. YSK’nın, zarf veya pusulaları mühürlemeyen sandık kurulu başkan ve üyelerinin görevi kötüye kullanma suçlarının objektif cezalandırma şartını kaldıracak, delillerini yok edecek ve oy gizliliğini ihlale neden olacak şekilde karar alarak görevinin gereklerine aykırı davrandığı görüşü dile getirildi. Dilekçede, “Tam kanunsuzluk nedeniyle referandumun iptali tehlikesine ve seçim sonuçları üzerinde hiç bitmeyecek bir şüphe ve tartışma doğmasına neden olarak görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri değerlendirilmektedir” denildi.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...