2020 yılı bütçesinin TBMM Genel Kurulundaki tümü üzerindeki görüşmelerde CHP Grubunun görüşlerini dile getiren İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, AK Parti ekonomi yönetimini övenlerin düşük kur, yüksek faiz hesabıyla Türkiye'de iş yapanlar olduğunu belirterek, “Türkiye'nin ödediği faiz borcuyla 115 Atatürk Barajı yapılırdı” dedi
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumun ciddi olduğunu, devleti yönetenlerin konuya böyle bakması ve bir program hazırlanması gerektiğini savundu.
Kesici, 2020 yılı bütçesinin TBMM Genel Kurulundaki tümü üzerindeki görüşmelerde CHP Grubunun görüşlerini dile getirdi.
Bu bütçenin, AK Parti'nin 18. bütçesi olduğunu anımsatan Kesici, bunun 17 yıl kesintisiz, tek başına AK Parti Hükümeti anlamına geldiğini söyledi. Türk siyasi tarihi bakımından bunun tek örnek olduğunu dile getiren Kesici, olağanüstü siyasi bir başarı olarak da gördüğünü ifade etti.
Siyasi başarının yanında ekonomik başarının olup olmadığına bakmak istediğini belirten Kesici, 2002-2019 yılları arasında kişi başına düşen milli gelir artışının yüzde 90 olduğunu, bu performansı milli gelir büyümesi olarak kuvvetli değil, zayıf bir performans olarak gördüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın, aile yardımları dahil en düşük memur maşının Aralık 2002'de 392 lira olduğunu, 17 yılda Ekim 2019 itibarıyla 3 bin 707 liraya çıkardıklarını, artışın yüzde 846 olduğunu söylediğini anımsatan Kesici, işin yanlış yerinin burası olduğunu kaydetti.
Kesici, enflasyonun dikkate alınması gerektiğini, bu takdirde artışın yüzde 846 değil, yüzde 60 olduğunu savundu. Kesici, bunun çok iftihar edilecek bir şey olmadığını ifade etti.
Konuşmasını fıkrayla sürdüren ve Erzurum şivesiyle anlatan Kesici, "Erzurumlu esnaf para kazandığı zaman gözünü hacca diker. Muhasebecisi hesap kitap yapar. Biraz önce yüzde 846'lık artışa benzeyen bir hesap getirmişler önüne. Çok hoşuna gitmiş, 'Hesaba bakirem, hac lazım olmuş, tamam.' demiş. Bir de şimdi, benim gibi bir adam gelmiş olsun, 'Bu işin aslı, esası böyle değil şöyledir.' demiş. O zaman da 'Cüzdana bakirem, zekata muhtaç.' demiş." diye konuştu.
Bu yanlış ekonomi politikanın belkemiğinin "düşük kur, yüksek faiz" olduğunu ileri süren Kesici, AK Parti iktidarı ekonomi yönetiminin, bütün dünya ile temaslarında, "Bizim kur, faiz politikamız bu olacak" demiş olabileceğini, dünya finans çevrelerinin de ekonomi yönetimine inanıp, büyük paralar, fonlarla geldiğini belirtti. Kesici, AK Parti ekonomi yönetimini yere göre sığdıramayıp, bayram edenlerin, düşük kur, yüksek faiz hesabıyla Türkiye'de iş yapanlar olduğunu öne sürdü.
“ELİN PARASIYLA DÜĞÜN YAPTIK”
İhracatla ithalat arasındaki farkın 1 trilyon 50 milyar dolar olduğuna işaret eden Kesici, "İhracatımız 2 trilyon 100. İthalatımız 3 trilyon 100, aradaki fark 1 trilyon. Dış ticaret açığı, ihracatının tam yarısı kadar olan dünyada medeni tek bir tane ülke yoktur." dedi.
Kesici, Türk ekonomisinin 17 yılda 1 trilyon 50 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğini, bu açığın, toplam ihracatın yarısı olduğunu söyledi. Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kur düşükken yediğimiz hurmalar şimdi güz geldi, 2019'un güzünde, yavaş yavaş tırmalayarak çıkmaya başladı. Cari işlemler açığı 575 milyar dolar. Bu hiçbir şekilde bizim olmayan bir parayı harcamamız demek. 575 milyar doları, 17 yılda bizim olmayan bir parayı harcadık. Yani elin parasıyla düğün yapmış olduk. Bunu bize kara kaşımız, kara gözümüz nedeniyle yapmadılar, karşılığında borç verdiler. Türkiye'nin 2002'de dış borcu, Cumhuriyetin 80 yılda toplam birikimli dış borcu Türkiye sathında, adına iktisadi kıymet diyebileceğimiz ne kadar kıymet var ise 131 milyar dolar. 80 yılda Türkiye sathındaki bütün iktisadi kıymetlerin karşılığı mahiyetinde olan dış borç 131 milyar dolar, 17 yıl içinde yapılmış olan dış borç 316 milyar dolar; bu çok fazla ve karşılığı yok."
Kesici, bu süreç içinde, sadece kamunun dış ve iç borç ödemesinin 460 milyar dolar olduğuna işaret ederek, bunun çok olağanüstü bir rakam olduğunu belirtti.
Türkiye tarihinin geçmişinde, hiçbirinde buna benzeyen bir şey bulunamayacağını öne süren Kesici, ödedikleri faizin 115 Atatürk Barajı yaptığını kaydetti.
“SİHİR DE SİHİRBAZ DA YOK”
Kesici, işsizliğin 21. yüzyılın en önemli meselesi olduğunu dile getirerek, "Makam araçları, uçaklar israf deniliyor, doğrudur. Havaalanlarında görüyoruz, tuğla büyüklüğünde belediye başkanlarının kendisini öven dergiler var, nefret ediyorum görünce, bunlar israf. Ama bu israfın en büyüğü gençlerin işsizlik israfı." dedi.
Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumun ciddi olduğunu öne süren Kesici, kriz kelimesini kullanmadığını söyledi. Kesici, bu durumun ciddiden de ciddi olduğunu, devleti yönetenlerin bu meseleye böyle bakması gerektiğini belirtti.
Kesici, bu işlerde sihir de sihirbaz da olmadığını dile getirerek, her kıştan sonra bahar olmadığını, bazen de karakış geldiğini kaydetti. Kesici, "nükleer kış" tabirini kullanarak, ciddi bir program hazırlamak gerektiğini vurguladı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin seçimlerin zamanında yapılacağını söylediğini anımsatan Kesici, önlerinde 3,5 yıllık zaman dilimi bulunduğunu, hazırlanacak programın 3 yıllık olmasını önerdi. Kesici, para, makam, mevki beklemeden, ülkesine hizmet etmek isteyen, davet bekleyen çok üstün kişilerin bulunduğunu kaydetti.
Siyasetçi Osman Bölükbaşı'nın, "Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, siyasetçiyi kuru inat batırır." sözüne işaret eden Kesici, bu kuru inattan vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |