Ancak dergi, Filistinliler'in de hakiki bir şiddetsizlik politikası izlemesinin zamanının geldiği görüşünde. Gazze'nin İsrail'in, Mısır'ın, hatta Filistin Yönetimi'nin sorumluluğunu almak istemediği bir yer olduğunu söylerken, "Bazen zehir roketler ya da topyekun bir savaşı kışkırtan diğer saldırılarla dışarı çıkıyor ve işte o zaman dünya dikkat etmek zorunda kalıyor" diyor.
14 Mayıs'ta böyle bir anın yaşandığını belirten dergi İsrailli askerleri Filistinli göstericileri öldürürken, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun gerçeküstü bir şekilde ABD'nin Kudüs'te yeni büyükelçiliğini açmasını "barış için harika bir gün" diyerek iftihar ettiğini aktarıyor. Dergi şöyle devam ediyor:
"Çok sayıda ülke İsrail'i kınadı, birkaçı diplomatlarını geri çekti. Bazıları İsrail'i savaş suçu işlemekle itham etti. Diğerleri de Donald Trump'ı büyükelçiliği Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyarak çatışmalara yol açmakla suçladı. İsrail'i, güçlü olan tarafı daha yüksek standartlarla yargılamak kesinlikle doğru. Ama zayıf olsalar da Filistinli tarafların da suçu var. İsrail'in güçlü bir demokrasi olarak kurulmasından 70 yıl sonra, sonsuz çatışma ve kan dökülmesinden daha iyi bir yöntem var."
'Gazze bir hapishane'
Gazze ve İsrail arasındaki sınırın normal bir sınır olmadığını söyleyen dergi "Gazze bir hapishane, bir devlet değil" diyor ve 365 kilometrekarelik bir alanda iki milyon kişinin yaşadığı Gazze'nin dünyanın en kalabalık ve perişan yerlerinden biri olduğunu vurguluyor.
Bölgede, ilaç ve elektrik sıkıntısı yaşandığı, çeşme suyunun içilemediği, temizlenemeyen kanalizasyonun denize pompalandığı kaydediliyor. Yüzde 44'le dünyanın en büyük işsizlik oranının olduğu bölgede ayrıca Hamas ve İsrail arasında 2007'den bu yana üç savaş yaşandığı hatırlatılıyor.
Bu trajedide birçok suçlu olduğunu söyleyen dergi şöyle devam ediyor;
Bölgeden askerlerini 2005'te çeken İsrail artık Gazze'nin kendi sorunu olmadığını söylüyor. Ama hala Gazze'yi havadan, karadan ve denizden kontrol ediyor. Bir Filistinli, çiftçi olsa bile sınıra 300 metreden fazla yaklaştığında vurulabiliyor. İsrail, mal girişini kısıtlıyor. Sadece çok az sayıda Filistinli örneğin tedavi için bölge dışına çıkabiliyor. İsrailli generaller uzun süredir bölge ekonomisinin çökmesine izin verilmemesi uyarısı yaptı. Netanyahu genelde bu uyarıları dinlemiyor. Mısır da ayrıca bu sefalete katkıda bulunuyor. Sina'ya açılan Refah kapısı bir başka kurtuluş supabı. Ama bu yılın ilk dört ayında sadece 17 gün açık kaldı. Filistin yönetimine hâkim olan El Fetih de Gazze'deki memurların maaşlarını askıya aldı, bölgeye ilaç ve bebek maması girişini kısıtladı ve İsrail'e Gazze'ye elektrik verilmesi için ödenen parayı kesti."
'Hamas Gazze'yi kötü yönetti'
Dergi, 1990'lar ve 2000'li yıllardaki intihar saldırılarıyla Oslo Barış Anlaşması'nı tahrip ettiğini söylediği Hamas'ın da suçun büyük kısmını üstlenmesi gerektiği görüşünde. Hamas'ın 2007'de kazandığı seçimden bu yana bölgeyi kötü yönettiğini belirten Economist yazıya şu tavsiyeyle son veriyor;
"Hamas silahlarını bırakırsa El Fetih'le yeniden yakınlaşmanın yolu açılabilir. İsrail'in var olma hakkını kabul ederse, İsrail'in şu anda bir Filistin devletinin kurulmasına izin verilmesindeki isteksizliğini ifşa edebilir. Filistinliler barışçıl bir şekilde, silahlar ve patlayıcılar olmadan yürürse, ahlaki üstünlüğü ele geçirirler. Kısacası, Filistinliler İsrail'in kendilerini boğmasını durdurmak istiyorlarsa, öncelikle İsrail'i serbest bırakmanın güvenli olduğuna ikna etmeliler"
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...