İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Savaş yorgunu Avrupa'nın istikrar ve refaha ulaşmasında oyun değiştirici bir rol üstlendi. Bütünleşme süreci zaman içerisinde üyeler arasında uyumu artırarak AB'yi bir siyasi bütünleşme modeline dönüştürdü.
Tam 60 yıldır AB'ye tam üye olmanın mücadelesini veriyoruz. Maruz kaldığımız onca çifte standarda rağmen asla vazgeçmedik, yolumuzdan geri dönmedik. Tam üyeliğe ulaşmak için elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik, gösteriyoruz.
AB kurumlarını kendi hırsları için istismar edenlere kesinlikle boyun eğmeyeceğiz. AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı, Türkiye'nin AB'ye ihtiyacından daha fazladır. İnşallah toplantımızda AB ile ilişkilerimizin kapsamlı değerlendirmesini yaparak yol haritasını belirleyeceğiz.
"BİZİMLE YETERLİ DAYANIŞMAYI SERGİLEMEDİLER"
Bu tehdidi bertaraf etmek için 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL ilan ettik ve önemli tedbirler aldık. Ancak gerek birlik üyesi ülkeler, gerekse birlik kurumları bu zor dönemde maalesef bizimle yeterli dayanışmayı sergilemediler.
Ülkemizden kaçan FETÖ militanlarının himayesinden darbeci askerlerinin korunmasına kadar demokrasiyle, dostlukla asla bağdaşmayan adımlar attılar. Pankartlarla şahsıma ölüm tehditlerinin yapıldığı utanç verici manzaralara şahit olduk.
"70 BİN 500 DOSYA İLE İLGİLİ KARAR VERİLDİ"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişten hemen sonra OHAL'i kaldırdık ve OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nu kurduk. 3 Mayıs itibariyle, komisyona yapılan 126 bin başvurudan 70 bin 500 dosya ile ilgili karar verildi. Kalan 55 bin dosyanın incelemesi ise şu an devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi karar alma sürecini hızlandırmıştır. Sayın bakanlarımızdan reform irademizi somut adımlara çevirecek ve birlikte ilişkilerimize ivme kazandıracak çalışmalar bekliyorum. Ekonomimizi atağa kaldıracak reformlara hız vermeliyiz. Biz AB'ye uyum kapsamında her adımı, vatandaşlarımızın iyiliği için attık. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Gerekirse adına Kopenhag kriterleri değil, Ankara kriterleri der yola devam ederiz.
VİZE SERBESTİSİ
AB'nin vize serbestisi sağladığı diğer ülkelerle kıyas dahi kabul edilemeyecek düzeyde bulunduğumuz açıktır. Vize serbestisi sürecinde 72 kriterden 66'sını tamamlamış durumdayız. Kalan 6 kriterle ilgili atabileceğimiz adımları en kısa zamanda atarak AB'nin vize serbestisinde ne kadar samimi olduğunu da göreceğiz. Ticaretimize ve ekonomimize katkısı ve özellikle iş adamlarımızın işlerini kolaylaştıracak etkisi gözardı edilemez. Diğer taraftan AB ile işbirliğimizi özellikle göç alanında etkin olarak sürdürüyoruz. 18 Mart mutabakatını iyi şekilde uygulamaya devam ediyoruz.
Bugün 3,6 milyondan fazlası Suriyeli olmak üzere 4 milyondan fazla sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz.
Bir diğer önemli konu gümrük birliğinin güncellenmesidir. Güncelleme sadece Türkiye'nin değil birliğin de yararınadır. Türkiye olarak yol haritamız ve pusulamız bellidir. AB ile tam üyelik müzakerelerinde ne baskılara boyun eğeceğiz ne de birilerinin bizi minder dışına atmasına müsaade edeceğiz. AB üyeliği, ancak her iki tarafın da kazançlı çıktığı bir denklemde anlamlıdır. Hiç kimseyi Türkiye'yi sonuçta kaybedeceği bir denklemi kabul etmeye zorlayamaz. Tavrımız her zaman ülkemiz ve milletimizin menfaatlerini gözetmek olacaktır. Bizim için hiçbir şey Türkiye'den Türk milletinin istikbalinden daha önemli değildir. Her birinizin çalışmalarınıza bu anlayışla yaklaşacağınıza inanıyorum."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...