Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Başkanlığı Rezidansı'nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile baş başa görüşme gerçekleştirdi, çalışma yemeği ve heyetlerarası görüşmeye katıldı.
Yaklaşık 3 saat süren zirvenin ardından Erdoğan ve Putin, ortak basın toplantısı düzenledi.
Putin ile 2016 Ağustos ayından bu yana beşinci kez bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, sık sık telefonla görüşmelerinin de devam ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bu görüşmeler sayesinde siyasi ilişkilerimizde arzu edilen ivmeyi yakalıyoruz. Münasebetlerimizin çok daha ileri taşınması noktasında her iki tarafta da güçlü bir irade bulunuyor. Bunda şüphesiz iki ülke liderliğinin çeşitli sınamalar karşısında sağduyulu yaklaşımının büyük önemi var." diye konuştu.
Ekonomi kurmaylarının Moskova ve Ankara'da sık sık bir araya geldiklerini, ticari ve ekonomik ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılması için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Erdoğan, "İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde bu çalışmaların neticelerini de görmeye başlayacağız." dedi.
Erdoğan, Putin ile bugün yaptıkları görüşmede, Suriye'deki kriz başta olmak üzere, bölgesel sorunları da ele alma fırsatı bulduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Benim çok sevdiğim bir Rus atasözü vardır. 'Kimin neresi ağrıyorsa, onunla ilgili konuşur' diye. Ülkelerimiz için Suriye, 6 yıldır kanayan bir yara. Dünyanın diğer bölgelerinde çocuklar sokaklarda neşe içinde oynarken, baharın, yeşilin, güneşin güzelliğini doyasıya yaşarken, Suriyeli çocukların her gün ölümle burun buruna gelmeleri bizlerin ortak acısıdır. Suriye ile 911 kilometre sınırı olan aynı kumaştan kesilmiş bir ülkeyiz. Hemen yanı başımızda yükselen çocuk feryatlarına nasıl duyarsız kalabiliriz. Çocukların, kadınların, yaşlıların kimyasal ve konvansiyonel silahlarla katledilmesine nasıl gözlerimizi kapatabiliriz. Nitekim bütün bu acılardan kopup gelen 3 milyon insan şu anda bizim topraklarımızda yaşam mücadelesi veriyor. Bu acılar sürdükçe ülke olarak Suriye hakkında konuşmaya tabii ki devam edeceğiz, görüşmeye devam edeceğiz. Masumların çığlıklarına kulaklarımızı tıkamadan, sorunu çözmeye, bunlara yönelik arayışlarımızı sürdüreceğiz. Dostum Putin de bu drama son vermeyi samimi şekilde arzu ediyor. Ateşkes rejiminin hayata geçirilmesinde kendisinin büyük emeği ve çabası olacağına inandım, inanıyorum. Türkiye, Rusya, İran garantörlüğünde uygulanan ateşkes veya yeni adıyla çatışmasızlık, siyasi çözüm çalışmalarının başarıya ulaşması için önemli bir fırsat penceresi oluşturmuştur. Bu altın fırsatın heba edilmemesi gerekir. Garantörler olarak yükümlülüklerimizi yerine getirme konusunda son derece hassas hareket etmeliyiz."
Astana görüşmeleri sayesinde ateşkesin tahkim edilmesi hedefine bir an önce ulaşmaya çalışıldığını anlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ancak bazı çevreler tüm enerjilerini süreci sabote etmeye harcıyor. Bu unsurların sahayı provoke etmek, yeşeren umut tohumlarını yok etmek için neler yaptıklarını da çok iyi biliyoruz. Bunun en bariz örneği Han Şeyhun'da gerçekleştirilen kimyasal saldırıdır. Böyle vahşi bir saldırı, hiç kimsenin yanına kar kalamaz, kalmamalıdır. Bugün Sayın Putin ile bu saldırıların sorumlularının cezalandırılmasının son derece önemli olduğu konusunda hemfikir olduğumuzu gördüm. Ateşkesi bozmaya yönelik her saldırı, sahadaki durumu kötüleştirmenin yanı sıra garantör ülkelerin emeklerini de baltalıyor. Tüm bu konularda Rusya ile eş güdüm halinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Suriye krizinin çözümü, elbette siyasi süreç neticesinde hal yoluna girecektir. Bizim için en temel öncelik Suriye'de akan kanın durdurulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasıdır. Suriye vekalet savaşlarına sahne olduğu sürece, terör örgütleri zemin kazanmaya devam edecektir."
Bir gazetecinin Suriye krizinin çözümü noktasında güvenli bölgeler oluşturulması konusunun gündeme gelip gelmediği ve bu anlamda bir mutabakat sağlanıp sağlanamadığına ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Aslında şimdi yeni bir açılım doğdu, şöyle ki biliyorsunuz ta başından itibaren her yerde 'güvenli bölge' ifadesini kullandım, bugün de kullanıyorum, kullanacağız. O da ağırlıklı olarak Rai-Cerablus arası ve güneye doğru olan, yaklaşık 4 bin, 5 bin kilometrekarelik bir alan. Ama şimdi bir de 'çatışmasızlık bölgesi' çıktı ki bu bölge de İdlib bölgesi. Tabii bu İdlib bölgesinde şu anda malum, ağırlıklı olarak Halep'ten kaçan insanların oradaki yaşam mücadelesi var ve bölgenin en büyük yerleşim merkezlerinden birisi olan İdlib'de zaman zaman maalesef orada da ciddi sıkıntılar oluyor. Şimdi ise oradaki bir yeşil hatla bir çatışmasızlık bölgesi ilan edildi. Temenni ederim ki bu çatışmasızlık bölgesi korunmaya devam eder. Bugün Sayın Başkan'la onu da yine harita üzerinde ayrıca müzakere ettik, görüştük. Astana'daki önemli konulardan bir tanesi de bu, bugün oradan da şöyle olumlu kararlar çıkmak suretiyle bu çatışmasızlığın bir karara bağlanması zaten şu anda Suriye'de önemli bir adımın atılmasına da vesile olur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin uçak krizinden önceki durumuna ne zaman geleceği ve domates başta olmak üzere bazı tarım ürünlerindeki kısıtlamaların son durumuna ilişkin soruya da Putin'in ardından yanıt verdi. Soruya kendisinden önce cevap veren Rusya Devlet Başkanı Putin'in her şeyi söylediğini belirten Erdoğan, "Bugün domates dışında bütün konularda zaten gıdada, konfeksiyonda, tekstilde arkadaşlarımız mutabık kaldılar. Tabii Türk domatesinin Rusya pazarında olmasını arzu ederiz. Hem ucuz olması hem lezzetli olması, bu bakımdan özellikle tavsiyemizdir ama şu anda bir geçiş süreci var. Bu arada belki ara formüller bulmak suretiyle bu süreci de inşallah belli bir zemine oturtacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Konuya ilişkin iyi bir çalışma yapıldığını dile getiren Erdoğan, "Bu çalışmanın neticesinde domates konusundaki bazı soru işaretlerinin dışında diğerlerinde mutabık kaldılar ve böylece normalleşme sürecinin artık ötesine geçiyoruz, yeni bir süreç başlıyor, hayırlı olsun." dedi.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...