BBC Türkçe'nin haberine göre;
İki lider, görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan ve Merkel, Cumartesi günü tekrar görüşeceklerini açıkladı.
Basın toplantısında, iki lider özellikle Almanya'da yaşayan ve Türkiye tarafından Fethullah Gülen Yapılanması ile bağlantısı olduğu öne sürülen kişiler ile Türkiye'deki tutuklu Alman vatandaşlarının durumu üzerinde durdu.
Erdoğan, Almanya'nın PKK ve Fethullah Gülen Yapılanması ile daha etkin mücadele etmesi gerektiği görüşünü dile getirdiğini belirtti.
Erdoğan, "Binlerce PKK terör örgütü mensubu Almanya'da bulunuyor. FETÖ'ye (Fethullahçı Terör Örgütü) gelince yine, yüzlerce mensubu buralarda bulunuyor. Burada gerek istihbarat teşkilatımızın gerek Alman istihbaratının müşterek çalışmalarıyla, birbirimize olan özgüvenle, nerede kimi yakalıyorsak, teslim etmemiz işimizi kolaylaştıracaktır. PKK'yı terör örgütü kabul eden bir Almanya'nın bunu yapmaktan daha kolay bir şeyi olamaz" dedi.
Ancak Erdoğan'ın bu talebi Merkel'den beklediği karşılığı bulmadı.
Merkel: Daha çok kanıta ihtiyacımız var
Merkel, Fethullah Gülen Yapılanması'nın "terör örgütü" olarak kabul edebilecekleri bir noktada olmadıklarını söyledi.
PKK'nın ve tüm faaliyetlerinin Almanya'da yasaklanmış olduğunu anımsatan Merkel, "(Fethullah Gülen Yapılanması) konusunda Türkiye'nin savlarını ciddiye alıyoruz, ancak PKK ile aynı seviyede ele almamız için daha çok bilgi ve kanıta ihtiyacımız var. Almanya'da da aranan kişiler var, ancak bazılarının burada olup olmadığından bile emin değiliz" dedi.
Türkiye, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden Fethullah Gülen Yapılanması'na bağlı bir cuntayı sorumlu tutuyor. Türkiye hem Avrupa ülkelerinden bu yapılanmaya bağlı olduğu kişilerin hem de ABD'den Gülen'in iade edilmesini talep ediyor.
Anadolu Ajansı, Alman basınını kaynak gösterdiği Temmuz 2018'de yayımlanan bir haberde, Almanya'da Gülen Yapılanması'yla bağlantılı 14 bin kişinin bulunduğunu bildirdi. Hükümete yakın düşünce kuruluşu SETA da yine bu yıl içerisinde yayımladığı bir raporda, Almanya'yı Gülen Yapılanması için en önemli merkezlerden biri olarak tanımladı ve bunun nedenlerinden birinin "Berlin yönetiminin örgüt mensuplarına kucak açması" olduğunu belirtti.
Erdoğan: Can Dündar ajandır
Basın toplantısına katılan bir Alman gazeteci, her iki lidere de 2016 yılında Almanya'ya yerleşen gazeteci Can Dündar'ın iade talebiyle ilgili son duruma yönelik bir soru sordu.
Merkel, "gazeteci" olarak tanımladığı Dündar konusunda Erdoğan ile uzlaşmazlık yaşadıklarını söyledi. Merkel, "Dündar, bu basın toplantısına katılmama kararını kendisi vermiştir. (Erdoğan ile) bu konuda aramızda farklı görüşler olduğunu teyit edebilirim" dedi.
Erdoğan ise Dündar'ın "ajan ve mahkum" olarak tanımladı ve bu kişinin iadesini istemenin "en doğal hakkımız" olduğunu söyledi. Erdoğan, "Can Dündar'ın bir ajan olduğunu ve devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve bunun 5 yıl 10 aya mahkum edildiğini herhâlde biliyorsunuz. Aradaki bir boşluğu fırsat bilerek Almanya'ya gelmiştir. Türk yargısına göre mahkumdur ve ajandır. Mahkumiyet kararı kesinleşmiş kişinin iadesini isteriz. Böyle bir şey benim başıma gelse ben veririm, hiç bakmam" dedi.
Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "MİT TIR'ları" haberi nedeniyle bir yıla yakın bir süre tutuklu kalan ve daha sonra hapis cezasına çarptırılan Dündar, 2016 yılından bu yana Almanya'da bulunuyor.
Alman basınında bugün Dündar'ın Merkel ile Erdoğan'ın basın toplantısına akredite olduğu ve Erdoğan'ın da gelmesi durumunda açıklamayı boykot edeceği yönünde haberler yayımlandı.
Can Dündar ise bu konunun Türkiye ile Almanya arasında bir diplomatik kriz yaratabileceği yönündeki işaretler, gazetecinin haber olmaması gerektiğine dair görüşü ve Erdoğan'a "sorulardan kaçma bahanesi" vermek istememesi gerekçesiyle basın toplantısına katılmayacağını açıkladı.
Dündar daha sonra yaptığı açıkalmada, "Erdoğan ajan olduğumu kanıtlarsa mesleği bırakacağım" dedi.
Tutuklu Alman vatandaşlarının durumu
İki lider görüşmede ele aldıkları konulardan birinin de Türkiye'de tutuklu Alman vatandaşları olduğunu söyledi. Merkel, bu konuyu somut olarak ele aldıklarını ve görüşmelerin yalnızca lider düzeyinde olmadığını ifade etti.
Merkel, Ağustos 2017'den bu yana tutuklu bulunan eski MİT mensubu Enver Altaylı'nın durumuna ilişkin bir soru üzerine, "Bu konu bakan ve danışman seviyesinde de ele alınıyor. Uzun görüşmeler oluyor. Adını verdiğiniz kişi şu anda gerçekten de işimizi zorlaştıran vakalardan biri. Toplamda böyle 5 vaka var. Son derece somut olarak ve titizlikle ele aldığımıza güvenebilirsiniz" dedi.
Erdoğan ise yargının bağımsızlığına vurgu yaptı:
"Ne ben Almanya'nın hukuk sistemini veya mahkemelerini eleştirme hakkına sahibim, Ne de sizler Türk hukuk sistemini veya mahkemelerini. Yargılar bağımsızdır ve verdikleri karara saygı duyulur. Kendi ülkemde bile beğenmediğim kararlar olmuştur ama uymak zorunda kalmışımdır… Yargıya saygı duymak zorundayız."
Basın toplantısı sırasında Türkiye kökenli Alman bir gazeteci, üzerinde "Gazetecilere Özgürlük" yazılı bir tişörtle ayağa kalktı. Bunun üzerine korumalar tarafından salondan çıkartıldı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...