Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Jukovskiy Uluslararası Havaalanı'ndaki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Gösterdiği ev sahipliği sebebiyle Putin'e teşekkür eden Erdoğan, her şeyden önce bugünkü bu anlamlı ziyaretin, MAKS 2019 Fuarı'nın gerek Rusya gerekse dünyadaki savunma sanayi uzay teknolojileriyle alakalı gelişmeler noktasında önemli bir sıçrama olacağına inandığını söyledi.
Rusya'da bu fuar sebebiyle bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, ziyaretin Rusya Federasyonu'nun havacılık ve uzay alanlarında ulaştığı seviyeyi yerinde görmelerini sağladığını ifade etti.
Erdoğan, 17-22 Eylül'de düzenlenecek TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nde Rus dostlarını İstanbul'da ağırlamak istediklerini kaydetti.
İki ülke bakanlarının geçen ay Antalya'da Karma Ekonomik Komisyon toplantısını gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnşallah bu sene turizmde yeni bir rekora koşuyoruz. Ülkemizde ağırladığımız Rus turistlerin sayısı yılın ilk 6 ayında yüzde 14 artarak 2,7 milyona ulaştı. Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı etkinlikleri de başarıyla devam ediyor. Savunma sanayinde S-400 sistemlerinin teslimatının başlaması dahil müspet adımlar atıyoruz. Nitekim bugün ikili görüşmemizde de savunma sanayine yönelik birçok alanda neler yapabiliriz, ne gibi adımlar atabiliriz, bunları ele alma fırsatını bulduk."
"500'ü aşkın masum insan hayatını kaybetti"
Putin ile Suriye'de yaşanan gelişmeleri İdlib'deki durum özelinde tüm boyutlarıyla ele aldıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Eylül ayında Soçi'de vardığımız mutabakatla İdlib'de nispi istikrarı sağlamıştık. Geçen sene Sayın Putin ile çok hassas bir dönemde kritik bir adım atarak İdlib'de insani trajedinin önüne geçmiştik. Ancak rejimin mayıs ayından beri sivilleri ve sivil altyapıyı hedef alan saldırıları İdlib'de tesis ettiğimiz sükuneti maalesef bozdu. Bu saldırılar Soçi Mutabakatı'nı hayata geçirme çabalarımıza da sekte vurdu. İdlib'de rejim saldırıları sonucunda mayıs ayından beri 500'ü aşkın masum insan hayatını kaybetti, bin 200'ün üzerinde sivil yaralandı. Yüz binlerce İdlibli şu anda evlerini, yuvalarını terk etmek zorunda kaldı."
Erdoğan, 3,5 milyon Suriyelinin yeni bir insani felaketle karşı karşıya bulunduğunu vurgulayarak, bu insanların önemli bir kısmının Türkiye sınırlarına yöneldiğini belirtti.
Türkiye'nin hali hazırda 3,6 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Rejimin terörizmle mücedele bahanesiyle sivillere karadan ve havadan ölüm yağdırması kabul edilemez. Sivilleri hedef alan saldırılar radikal unsurları da maalesef güçlendirmektedir. Rejimin kışkırtmaları, bölgedeki askerlerimizin can güvenliğini riske etme boyutuna varmıştır. Buradan şunu da ifade etmek istiyorum, meşru müdafaa hakkımız, özellikle sınırlarımız boyunca bizi müdafaaya sevk etmektedir. Tabii gereken adımları da gereken zamanda atmak durumundayız. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını değerli dostum Putin'e de bizzat ifade ettim. İdlib'de sükunetin sağlanması için Astana ruhu çerçevesinde çalışmaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurguladım. Soçi mutabakatıyla üzerimize düşen sorumlulukları ancak rejimin saldırılarına son verilmesiyle yerine getirebiliriz. Zaten bildiğiniz gibi eylül ayının ortalarında Türkiye'de yapılacak üçlü zirveyle süreci devam ettireceğiz ve bu süreç bölgenin barışına önemli katkılarda bulunması lazım ki temennimiz Cenevre öncesi çok daha önemli adımları atmış olalım."
"Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik"
Erdoğan, Fırat'ın doğusundaki durumu da istişare etme fırsatı bulduklarını dile getirerek, "Bu vesileyle Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik." dedi.
Rusya'nın yanı sıra İran ve BM ile yürütülen çabalar neticesinde Anayasa Komitesinin kuruluş çalışmalarında son aşamaya gelindiğini aktaran Erdoğan, "Son pürüzleri de gidererek komitenin ilanını en kısa sürede yapmak istiyoruz. İki ülke olarak birbirimizin güvenlik hassasiyetlerinin farkındayız. Bugüne kadar değerli dostumla Suriye'nin istikrarı yolunda önemli adımlar attık. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu çabaları sürdüreceğiz. Gayemiz akan kanı durması, komşumuz Suriye'nin 8 yıldır özlemini çektiği huzur ortamına bir an önce kavuşmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Rusya Federasyonu ile tesis edilen yakın diyaloğun sadece Türkler ve Ruslar için değil bölge için de önemli olduğunu ifade ederek, "Bu görüşmemizde bu anlayışımızı bir kez daha teyit etme fırsatı bulduk." diye konuştu.
İkili görüşmede Libya ve Keşmir sorunu ile Ortadoğu'daki son gelişmeleri de ele aldıklarını belirten Erdoğan, temasların özellikle bölgenin barışı için büyük önem taşıdığını kaydetti.
Basın toplantısının ardından liderler gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Erdoğan, bir gazetecinin, görüşmede "Fırat'ın doğusunda çalışmaları devam eden güvenli bölge konusunun konuşulup konuşulmadığına" yönelik sorusu üzerine Putin ile bu konuyu da görüştüklerini belirterek, şunları söyledi:
"Zira şu anda gerek şahsım, gerek Dışişleri Bakanım, Amerika ile de bu konuları görüşüyoruz. Savunma Bakanım, aynı şekilde görüşüyoruz. Ve bize verdikleri sözleri bir an önce yerine getirmelerini kendilerinden istiyoruz. Zira Münbiç'teki terör örgütünün, Kobani ve doğuya doğru o bölgedeki terör örgütlerinin bir an önce bölgeyi terk etmelerini istiyoruz. Yine bu bölgede güvenli bölge sözünün yerine getirilmesini istiyoruz. Zira şu anda Türkiye'ye karşı sınırdan zaman zaman yapılan tacizler devam ediyor. Bu tacizler devam ettiği sürece bizim eli kolu bağlı durmamız mümkün değil. Şu anda sınırlardaki hazırlıklarımızın hepsi bunun içindir. Bu güvenli bölgenin tesisi, ülkemizin ve tüm bölge halkının sağlık sıhhati içerisinde geleceğe yürümesi için önem arz ediyor. Bu konuda kararlılığımız da tamdır. Bu adımı atacağımızı da yine ben Sayın Başkan'a ifade ettim."
"En önemli özellik ortak üretim"
Bir basın mensubunun, "İkili görüşmede yeni bir anlaşma görüşüldü mü? Türkiye yeni bir anlaşma imzalamak ister mi?" şeklindeki soruna ise Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"MAKS-2019 Fuarı bizler için de büyük önem arz etti. Şu anda Savunma Sanayii Başkanımı burada bırakıyorum. O da mevkidaşıyla görüşmelerini yapacak. Tabii Rusya ile attığımız adımlarda en önemli özellik ortak üretim. İşte S-400'de bunu gördük. S-400 ile ilgili pek çok dedikodu yapıldı. Biz hiçbirine kulak asmadık. Bugün de S-400'ün ikinci etabı başladı. Eylül sonuna kadar bunlar hızla devam edecek. Elemanlarımızın yetiştirilmesi, burada yine aynı devam ediyor. Bu dayanışmamızı savunma sanayinin birçok alanında sürdürelim istiyoruz. Bu yolcu uçaklarında olabilir, savaş uçaklarında olabilir. Tüm mesele buradaki dayanışma ruhudur. Bu dayanışma ruhunu biz bundan sonraki süreçte radar karıştırıcılar olsun, roketlerde olsun, savunma sistemlerinin değişik alanlarında olsun yapabileceğimizi notlarımıza aldık, bunları süratle geliştireceğiz. Ama hepsinden öte, bizim ekonomik alandaki dayanışmamız da çok çok önemli. Türkiye olarak 25 milyar dolar seviyesine çıktık, ama 100 milyar dolar seviyesine ulaşmak. Rus turistlerin Türkiye'ye gelişi, halklarımızın da kaynaşması noktasında büyük önem ifade etmiştir. Bu yıl çok farklı bir yıl, 2020 daha farklı olacak diye düşünüyorum."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...