Antik Roma, MÖ 9. yüzyılda İtalya’da kurulmuş ve Akdeniz’i çevreleyen bir imparatorluk haline gelmiştir. Antik medeniyetlerden biri olarak kabul edilen Antik Roma uygarlığının Batı’nın gelişimine hukuk, sanat, sanat, edebiyat, mimari, teknoloji vb. gibi alanlarda ciddi tesiri ve katkıları olmuştur. Tabii Antik Romalıların günlük yaşamı bizden oldukça farklıydı ve bazı alışkanlıkları günümüz için oldukça mide bulandırıcı, acayip ve oldukça sağlıksız.
Antik Roma’da idrar öyle büyük bir iş sektörüydü ki yönetim idrar satışlarından özel vergi alıyordu. Hayatını kapı kapı dolaşıp topladığı idrarı kazanan insanlar vardı.
İdrar, kıyafetleri temizlemek için kullanılıyordu. Bazı bölgelerde ise ağız yıkama ve diş temizli için tercih ediliyordu. Dişlerin parlak bir görünüme sahip olması idrar ile sağlanıyordu.
Roma, daha o tarihlerde kurdukları kanalizasyon sistemleri ile övgü toplamışlardır. Şehirlerde umumi tuvalet ve tam teşekküllü kanalizasyon sistemleri vardı ama be teknoloji yitirilmiş ancak asırlar sonra yeniden kanalizasyon sistemi geliştirilmiştir.
Günümüzde de umumi tuvaletler çok hoş yerler sayılmaz ama Roma’dakiler bizler için gerçekten iğrenti. Arkeologlar umumi tuvaletlerin hemen hemen hiç temizlenmediğini ve parazitlerle dolu olduğunu söylüyor. Öyle ki Romalılar tuvalette bitlerini ayıklamak için özel taraklar kullanıyorlarmış.
Roma’daki umumi tuvaletlerin en kötü yanı da bu değildi. Bilindiği gibi tuvalet kağıdı hayatımıza ancak 19. yüzyılda girmeye başlamıştır. Roma’da temizlik içinse bir sopaya bağlanmış sünger kullanılıyordu. Herkesin bir arada tuvalet ihtiyacını giderdiği bu umumi tuvaletlerde sünger hiç temizlenmiyordu ve herkesçe kullanılıyordu.
Her ne kadar zamanının çok ilerisinde olsa da Roma tuvaletleri ölümcül tehlikeler barındırıyordu. Önemli problemlerden biri kanalizasyon sistemindeki hayvanların çıkıp insanları iş üstünde ısırmasıydı. Bundan daha da kötüsü kanalizasyon sisteminde metan gazı birikmesiydi. Bazen bu öyle bir dereceye geliyordu ki patlamalar oluyordu.
Tuvaletlerin tehlikesi nedeniyle insanlar bazı batıl önlemler alıyordu. Tuvaletler duvarlarına kötü yaratıkları uzak tutacak büyüler işleniyor veya tuvalete şans tanrıçası Fortuna’nın heykeli konuyordu. İnsanlar tuvalete girmeden önce Fortuna’ya dua ediyorlardı.
Antik Roma tıbbının da tuhaf yanları vardı. Çeşitli Romalı yazarların kayıtlarına göre ölü gladyatörlerin kanı toplanarak ilaç olarak satılıyordu. Nedeni de Romalıların gladyatör kanının epilepsiyi iyileştirdiğine inanılmasıymış Bir de bu “uygarca” olan yöntemmiş çünkü direkt olarak gladyatörün karaciğerini söküp çiğ çiğ yiyenler de varmış.
Ölü gladyatörler epilepsi hastalarına deva olurken kazananlar birer afrodizyak kaynağı idi. Antik Roma’da sabun zor bulunan bir şeydi bu yüzden atletler vücutlarını yağ ile kaplayıp strigil denen bir aletle ölü derileri kazıyorlardı.
Genellikle ölü deriler atılıyordu ama ölü deri parçaları bir gladyatöre aitse bir şişeye doldurulup afrodizyak olarak kadınlara satılıyordu. Genellikle bunlar krem haline getirilip erkekleri cezbedeceği düşüncesiyle yüze sürülüyordu.
Volkanik serpinti altında kalması nedeniyle Pompei şehri çok iyi korunarak günümüze ulaşmıştır. Arkeologlar şehri ilk incelediklerinde o kadar müstehcen şeyler bulmuşlardaki bu bulgular kamudan saklandı.
Şehir o kadar çok müstehcen sanat eseriyle doluydu ki bunlar gizli bir odaya saklandı. Hayat kadınları ile dolu olan Pompei’de sadece sanat eserleri değil sokaklar da bu durumdan nasibini almıştı. Şehrin taştan yollarında pek çok yerde bulunan penis şeklindeki oymalar en yakın geneleve giden yolu gösteriyordu.
Eski Roma’da penis popüler bir şeydi. Erkek cinsel organına bakışları günümüzdekinden oldukça farklıydı. Penis şekli özgürce ve gururla sergileniyordu öyle ki penis şeklinde takılar kullanılıyordu. Ayrıca iyi şans getirmesi ve insanları tehlikelerden koruması için tehlikeli yerlere penis resmi çiziliyordu.
Avrupa toplumlarının bir kısmında birine poponun açılarak gösterilmesi (mooning) o kişiye saygı duyulmadığının gösterilmesi, kişinin protesto edilmesi veya aşağılanması ya da o kişinin provoke edilmesi için yapılan bir eylemdir.
Tarihte bu eylemin toplu olarak yapıldığına dair ilk kayıt antik Roma’ya ait. 80 yılında İlk Roma – Yahudi savaşları öncesinde Roma askerleri Kudüs’te hamursuz bayramı için toplanan Yahudilere toplu halde popolarını açıp gösteriyorlar ki bu Yahudileri çok kızdırıyor. Genç Yahudiler askerlere taş atmaya başlayınca askerler destek kuvvet çağırıyor. Hac görevlerini yerine getiren Yahudiler panikleyince 10 bin Yahudi ezilerek hayatını kaybediyor.
Belki de antik Roma ile ilgili en çok bilinen ilginç anekdotlardan biri de Romalıların yemek keyfini sürdürebilmek için bilerek kusmalarıdır. Özellikle büyük ziyafetlerde yapılan bu eylem için kimileri masa çevresinde bulundurdukları tasları kullanırken bazı evlerde formaliteler de bir kenara bırakılıp direkt yere kusuluyormuş.
Romalıların yara bandı yoktu bu yüzden yaraları kapatmanın başka bir yolunu bulmuşlardı. Tarihin ilk ansiklopedileri olarak kabul edilen eserleri kaleme alan Yaşlı Plinius’un aktardıklarına göre Antik Roma’da insanlar yaraları keçi dışkısı ile kapatıyorlardı. Bu kulağınıza nahoş geliyorsa Romalıların keçi dışkısını kullandıkları tek alan bu değildi.
Romalı arabacılar enerji vermesi için keçi dışkısı içerlermiş. Keçi dışkısı sirke ile kaynatılıp tozu yapıldıktan sonra başka içeceklere karıştırılırmış. Bu sadece normal halkın başvurduğu bir yöntem de değilmiş, İmparator Nero da keçi dışkısı içermiş.
Sözcü
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...