Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın yeni parti kurma kararları kulisleri hareketlendirdi.
Anket şirketleri birbirinden çok farklı görüşleri savunuyor. Yeni partilerin Türkiye’yi erken seçime götürebileceğini savunan da var, yeni partiler için siyasi zemin olmadığını söyleyen de.
AK Parti’den ihraç kararı üzerine istifa eden eski başbakan Ahmet Davutoğlu yeni parti için de yola çıktığını duyurdu. Eski bakan Ali Babacan da yeni parti için kolları sıvadığını takvim vererek açıkladı.
Seçimlerin nabzını tutan ve siyasetçilerin yol haritalarını belirlerken verilerine ihtiyaç duydukları araştırma şirketlerinin sahipleri, AK Parti’den kopan siyasetçilerin kuracağı partilerin Türkiye siyasetine etkilerini Duvar'dan Serkan Alan'a değerlendirdi.
MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre siyaset sahnesine çıkmaya hazırlanan iki siyasi partinin toplumsal karşılığının ne olduğunu değerlendirmek için ilk aşamada kurucularını görmek gerekiyor. “Vatandaşa sorabilmemiz için partilerin ete kemiğe bürünmesi gerekiyor” diyen Kulat bu süreçte hem Ahmet Davutoğlu hem de eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen isimler arasında yer aldı.
Yeni kurulacak partilerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde seçimi kazanmak için gerekli olan 50+1’e çok ciddi etkisinin olacağını belirten Kulat, şunları söyledi:
“Bugün için iki partinin oy oranı ne olur üzerinden değerlendirme yapmak çok doğru olmaz. Türkiye’de seçmenin yeni bir siyasi parti beklediği yıllardır görülüyor. ‘Üç ayda bir yaptığımız araştırmalarda yeni bir siyasi partiye ihtiyaç var mı’ diye sorduğumuzda Türkiye seçmeninin 3’te 1’i yeni bir siyasi parti beklentisi olduğunu söylüyor. MHP ayrışmadan önce MHP tabanı bunu daha çok dillendirirken yerel seçimlerden önce bu yönde beklenti CHP’de fazlaydı. Şimdi de AK Parti tabanında yeni parti beklentisi yükselmiş durumda.”
Davutoğlu’nun ekim, Babacan’ın ise kasım ayında yeni siyasi parti kurmalarının beklendiğini aktaran Kulat iki partinin de durdukları yerin ve hitap ettikleri seçmen kitlesinin çok önemli olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Özellikle Ali Babacan’ın başkanlığıyla ortaya çıkacak partinin çok daha kucaklayıcı olacağı kanaatindeyim. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun partisinin de kucaklayıcılığı çok önemli. Davutoğlu’nun kuracağı partinin AK Parti’de etkisinin çok daha fazla olacağını düşünüyorum çünkü teşkilatın önemli görevlerinde bulunmuş kişiler istifa ediyorlar. Bunlar eski denilebilir ama Ankara’nın, İstanbul’un il başkanlığını yapmışsa tabanda ciddi bir etkisinin olacağını düşünüyorum.”
Partiler kurulduktan sonra kamuoyu araştırmalarında gerçek sonuçların elde edilebileceğini ifade eden Kulat, “Şu anda bu isimlere oy verebilirim diyen seçmenler var ama bazen olur ki hoşa gitmeyen ismi görür ve fikrini değiştirir. Ortaya çıkan fotoğrafın Türkiye’yi bir erken seçime götürme ihtimalini görüyorum. Bu Meclis’ten istifa ile oluşan bir zorunluluk mu olur yoksa daha çok toplumsal bir baskı mı oluşur da iktidar kendisini güçlendirmek adına sandığa gitmek ister bunu süreç içerisinde göreceğiz. Kurulacak iki parti Türkiye’yi erken seçime götürebilir” diye konuştu.
ÖZKİRAZ: DAVUTOĞLU’NUN 3.5-4 PUAN TABAN DESTEĞİ VAR
Yeni ortaya çıkacak siyasi partilerin iktidarı “az ya da çok” etkileyeceğini belirten Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz kendi araştırmalarına göre Davutoğlu’nun 3.5-4 puan bir taban desteği alacağını söyledi.
Bu desteğin büyük bölümünü 24 Haziran seçimlerinde AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren seçmenlerin, bir kısmını da Saadet Partisi (SAADET) ve MHP’ye oy veren seçmenlerden oluştuğunu belirten Özkiraz, “Davutoğlu’nun oy oranından bağımsız olarak AK Parti teşkilatlarının gücünü zayıflatacak bir yanı daha var. Davutoğlu’nun genel başkanlık yaptığı dönemde birlikte çalıştığı ekipler AK Parti teşkilatlarında hâlâ aktif çalışan kişiler ve bunlar genellikle akademik yönü güçlü ve siyasal propaganda konusunda derinliği olan isimler. Bunların kopuşu AK Parti’nin saha çalışmalarını mutlaka etkileyecektir” dedi.
“Ali Babacan’ın Davutoğlu’na göre daha az bagajı var” diyen Özkiraz’a göre Babacan AK Parti’nin seçmenlerinden daha fazla oy alabilir. Davutoğlu’nun sadece AK Parti seçmenlerinden, Babacan’ın ise çoğunluğu AK Parti olmak üzere diğer partilerden de oy alabileceğini belirten Özkiraz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İki parti için de baraj sorunu olmayacağını kestirmek zor değil çünkü artık ittifaklar var. Zaten yüzde 10 altında oy alacağı tahmin edilirken partileşme cesareti göstermenin en önemli sebebi de ittifakların varoluşu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bir yurt dışı ziyaretinde söylediklerinden de yola çıkarak yeni bir sağ ittifak olacağını ön görebiliyorum. Akşener ‘Biz karşı taraftan oy alamıyoruz, geçirgenlik yok’ demişti. İYİ Partili çevreler de bunun sebebi olarak CHP ile ittifak yüzünden solda görülüyoruz diyerek epeydir yakınıyorlardı.”
“Son dönemde İYİ Parti’nin ülkücü milliyetçi seçmeni hedef kitle olarak gördüğüne dair de epeyce işaret var. Bence İYİ Parti’nin niyeti sağ ittifak içindeki ülkücü milliyetçi parti olarak, hiç olmazsa muhalif ülkücü oyları toparlamak istemesi. Ben İYİ Parti, Babacan, Davutoğlu, SAADET ve Demokrat Parti’nin yeni sağ ittifakla seçimlere gireceğini düşünüyorum. Cumhur İttifakı, Yeni Sağ İttifak’ın yanı sıra CHP tek başına, HDP tek başına seçimlere katılacaktır. Bu durumda sağ ittifakın oyları yüzde 20 ve üzerinde olabilir çünkü AKP ve MHP’den geçişkenlik hızlanabilir. Söylediğim gibi olursa AK Parti iktidarı kesin olarak son bulacaktır.”
Gezici Araştırma Şirketi kurucusu Murat Gezici, yaptıkları araştırmalara göre Abdullah Gül’ün ekibi ile Davutoğlu’nun toplam oy oranının 1.7 olduğunu bunun da yüzde 82’sinin İYİ Parti’ye oy verenlerden oluştuğunu söyledi.
“Bu iki parti AK Parti’ye değil İYİ Parti’ye alternatiftir” diyen Gezici, “Yeni kurulan partilerin amacı tamamen 50+1 sisteminden yararlanmaktır. Yani parlamenter sistemi savunan bir kitle değiller. Aynı zamanda tek başına iktidar olma arzusu olan oluşumlar da değiller. Amaçları tamamen yüzde 50+1 Cumhurbaşkanlığı sisteminden nemalanmak. Amaç ‘yüzde 30 alayım da hükümeti yöneteyim’ değil, Cumhurbaşkanlığı sisteminde seçmenleri düşünmeye itmek ve nema almaktır” diye konuştu.
Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği “yüzde 50+1”in kişilere bağımlılığı arttıracağını ve tartışmaların devam edeceği bir siyasi atmosferin oluşacağını belirten Gezici, “Kutuplaşmada ve ikiye bölünmede çok ciddi krizler yaşanabilir. Bu kutuplaşmayı muhalefetin Erdoğan karşıtlığı üzerinden yaparak büyütmeye çalıştığı görülüyor” dedi.
Kişi üzerinden siyaset yapılmasını halka ihanet olarak nitelendiren Gezici, “Fakat bunu Türkiye Cumhuriyeti halkına bir ihanet olarak değerlendiriyorum. Çünkü bir kişi üzerinden siyaset yapmaya dönüştüğünde o ülkede kaygı duymak gerekir. Halk kutuplaşır ve bu kutuplaşma birçok konuyu tetikler” ifadelerini kullandı.
Seçmen profilinin değiştiğini dile getiren Gezici, “Dünyada 2010’dan sonra kurulan firmalar dünyada ilk 20’de yer alıyor. Bu şirketleri kim büyüttü, beklentileri değişen tüketiciler büyüttü. Türkiye’de de 2010’dan sonra seçmenlerin profilleri değişti. Duyarlılıkları ve tercihleri değişti. Bu seçmenin tercihlerine bir tane daha yeni bir madde ekliyor muhalefet. Bu da Erdoğan karşıtlığı üzerinden şekilleniyor. Muhalefetin nasıl neyi iyi yapacağını ifade etmeden bir politika yaptığı görülüyor. Bu alanda yeni siyasi partiler de kurulmaya devam ediyor ve devam edecekler” şeklinde konuştu.
Yeni kurulan siyasi partilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirerek politika yaptıklarının görüldüğünü ifade eden Gezici, “Davutoğlu ve Gül-Babacan ekiplerine baktığınız zaman Türkiye’de son 4 yıldır hiçbir şeyi eleştirmemiş, hiçbir şey ortaya koymamış, neyin daha iyi yapılması gerektiğini kamuoyunda konuşmamışlar, 4 yıl içerisinde bir tane tweet dahi atmamışlar. Şimdi fırsatçılıkla yeni siyasi oluşumlar kuruluyor” dedi.
“Türk halkı sevinçlerini, hüzünlerini, mutluluklarını dorukta yaşayan bir millet” diyen Murat Gezici, şöyle devam etti:
“Karşısında lider arzulayacaktır ve görmek isteyecektir. Şu an kamuoyunda konuşulan, siyasi parti kurdu ya da kuracak dediğimiz isimlerin liderlik vasıflarının çok iyi olmadığını, toplum tarafından kabul gören isimler olmadığını görüyoruz. AK Parti’den bugün istifa edenler bu kadar eminlerse daha erken hareket edebilirlerdi. Örneğin 24 Haziran ya da 31 Mart seçimlerinden önce hareket edebilirlerdi. O yüzden uygun bir zemin kalmamıştır ve Sayın Erdoğan yeni oluşum içerisinde olanlara mesafe koymuştur.”
GENAR Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş’a göre ise siyasi ortam stabil. 12 Eylül darbesi sonrası ve 2000’li yıllardaki gibi köklü oy kaymalarının yaşandığı bir dönem olmadığını belirten Aktaş, yeni kurulacak iki siyasi partinin Türkiye siyasetine etkisine dair şunları söyledi:
“Bir parti niyet edip 10 yıl sonra bir şey olmayı hedefleyebilir ama şu an siyasi ortamı allak bullak edecek sosyolojik eksen kayması gözükmüyor. Yeni kurulacak partiler işe küçük noktalarla, virgüllerle başlarlar. AK Parti’nin yüzde 40’ın üzerinde, CHP’nin yüzde 25’in üzerinde bir oyu var. Milliyetçi partilerin ise yüzde 10’ar oyu var. Dolayısıyla ortamda çok yüzer- gezer oy da gözükmüyor. Toplumun büyük bir arayış içerisinde olduğu bir dönem yaşamıyoruz. Stabil dönemdeyiz ve yeni kurulacak partilerin köklü değişiklikler, büyük bir kamuoyu desteği oluşturamayacağını düşünüyorum çünkü hali hazırda ülkenin büyük partileri kendi oylarını ellerinde tutabiliyorlar. Ülkenin en büyük partisi hâlâ iktidar partisidir. İnsanlar iktidar partisini bırakıp neden başka bir partiye gitsinler ki? Bugün iktidarı bırakıp 15 yıl sonra iktidar olacak bir partiye geçeyim çok akıl kârı gelmiyor.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...