İTO'nun Ocak ayı olağan meclis toplantısında ekonomiye ve kredi faiz oranlarına ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Ticaret Odası Başkanı Avdagiç, Türkiye'nin ekonomik olarak cendereye alınmak istendiği bir dönemin yaşandığını söyledi.
Avdagiç, "Yine Türkiye'de yerli üretimi baltalamak için çalışıyorlar. Yine Türkiye'yi yabancı ürünlerin sadece pazarı yapma gayretinde olanlar var. 137 yıl önce biz buna karşı koyduk. Sultan Abdülhamid döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında önemli başarılar da elde ettik. Şimdi de aynı şekilde çalışıyoruz" diye konuştu.
Ekonomi yönetiminin son dönemde devreye aldığı uygulamalara dikkati çeken Avdagiç, Ziraat Bankası şemsiyesi altında tüm kredi kartı borçlarının toplanmasının, tüketiciye nefes aldıracağını söyledi.
Borcunu ödemeyenler ile borcunu ödeyememiş olanları, doğru ve adaletli bir şekilde ayırt etmek gerektiğini anlatan Avdagiç, Ziraat Bankası'nın burada doğru ayrımı yapacağından emin olmak istediklerini ifade etti.
'TEMİNATSIZ FİNANSMAN EN DEĞERLİ DESTEK'
Hükümetin, ekonomik sıkıntılardan en çok etkilenen küçük işletmelere Halkbank aracılığıyla destek vereceğini hatırlatan Avdagiç, şöyle konuştu:
"Halkbank, 350 bin esnafa 22 milyar lira kredi veriyor. Destek kredisinin 10 milyar TL'si ilk üç ayda; geri kalan tutarı ise yılın tamamında kullandırılacak. Ben bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. Esnafımıza verilen bu desteğin, 10 Ocak'ta Hazine ve Maliye Bakanımız tarafından açıklanan Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli KOBİ kredileriyle birbirini tamamladığını düşünüyorum. Bunun yanında sigorta prim teşviki uygulaması artırılarak devam ettiriliyor."
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, 13 bankanın katılımıyla 20 milyar liralık KOBİ Değer Kredisi'ni açıkladığını anlatan Avdagiç, "Bana göre reel sektörün kaynak bakımından rahatlatılması ve teminatsız finansman, bugün en 'değerli' destektir" dedi.
BANKALAR 'ÖNCE DE CAN SONRA DA CAN' DİYORLAR'
KOBİ'lerin ve işletmelerin krediye ulaşmalarını kolaylaştırmaya çalışılan bir dönemin yaşandığını anlatan Avdagiç, şöyle konuştu:
"Ekonomi yönetimimiz başta odamız olmak üzere reel sektörün temsilcilerinden gelen sese kulak veriyorlar. Ancak bu sürece bankalarımız da ayak uydurmalıdır. İş dünyası olarak bizim tüm uyarılarımıza rağmen bankalarımızın önce kendilerini düşünmekten vazgeçmeleri gerekiyor. 'Önce de can, sonra da can' diyorlar. Bu noktada somut bir örneği daha sizinle paylaşmak istiyorum; TL kredi faizi iniyor, ama toplam kredilerinin yaklaşık yüzde 40'ını, ticari kredilerin neredeyse yüzde 50'sini oluşturan döviz kredi faizleri, nedense bir türlü aşağıya gelmiyor. Biz iş dünyası olarak bunu anlamakta zorlanıyoruz. Aklımıza gelen tek açıklama, herhalde unuttular. Bankalara hatırlatalım istedik. Bakınız; dolar mevduata bankaların verdiği faiz yaklaşık yüzde 5. Oysa dolar kredisi faizi yüzde 10-13 aralığında. Yani arada büyük bir makas, büyük bir açıklık hala devam ediyor. Bankalarımızı acilen bu yönde adım atmaya çağırıyoruz. Çünkü bu ihracatçı için de büyük engel. Fonlama maliyetlerinin bu noktada yüksek seviyede seyretmesi, ihracatçının da uluslararası arenada rekabet gücünü ciddi manada azaltıyor. Onların rakipleri çok daha düşük faizle döviz kredisi kullanıyor."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...