DHA'da yer alan habere göre; Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ''Bakanlıklar önceki gibi çok büyük önem taşımıyor. Çünkü her şey Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki dudağının arasında. 'Sen git başkası gelsin' denildiği zaman gidiliyor, kimi isterse o geliyor. Kimsenin de 'sen bunu yapamazsın, olmaz, neden böyle yapıyorsun?' diye sorma hakkı yok. Çünkü tek yetkili o'' dedi.
SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Cumhuriyet'in ilanının 95'inci yıldönümünün kutlandığını hatırlatan Karamollaoğlu, ''20'nci yüzyılların başlarında İslam dünyası büyük bir badirenin içerisine sokulmuştu. Bu süreç Müslüman ülkelerin işgali ve sömürgeleştirilmesiyle devam etti. Birinci Dünya Savaşı akabinde Osmanlı Devleti dağıldı, işgale uğradı ve topraklarında yeni ülkeler doğdu. İşte biz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı bu emperyalist sömürgeci anlayışa karşı duruşun nişanesi olarak görüyoruz. Böyle kutluyoruz. Bu sebeple 29 Ekim takvimlere sıkıştırılmış bir anmanın ötesinde mevcudiyetimizin, milli kimliğimize göre şekillendirilmesi olarak değerlendirilmelidir'' şeklinde konuştu.
'İNSANIMIZ GELECEK SIKINTISINA DÜŞMÜŞTÜR'
“İnsanımız gelecek sıkıntısına düşmüştür ve gelecek ayın hesabını bile yapamamaktadır” diyen Karamollaoğlu, ''Bunların tartışılması gerekirken, bu tartışmalardan kaçınan iktidar büyük bir maharetle her hafta adeta yeni bir tartışma konusu üretmektedir. Ne yazık ki bu oyuna siyasi partiler de gelmekte, ülkemizin ana problemlerini tartışacağımıza, suni meselelere vakit kaybedilmektedir. Bundan dolayı biz ülkemizin, insanımızın, özellikle siyasi partilerin ülkemizin temel problemleri üzerinde odaklanmaları gerektiğine inanıyoruz'' diye konuştu.
'ÜSTÜNÜ ÖRTERSENİZ, HADİSELER TEKERRÜR EDER'
Yeni Havaalanı ile birlikte Türkiye'nin özellikle uluslararası bir kavşak haline geldiğini ve bundan dolayı iktidarı tebrik ettiklerini belirten Karamollaoğlu şunları söyledi:
''Ancak bilinmeyen, açıklanmayan konuların da mutlaka açıklığa kavuşturulması gerektiğine inanıyoruz. Bir şeyin güzel olması demek, hiç eksiğinin olmaması manasına gelmez. Mesela bu havaalanının hakikaten maliyeti üzerinde çok çeşitli iddialar var. Doğru dürüst neye mal olduğunu benzer havalimanlarıyla karşılaştırıldığında, onlara nazaran maliyetinin düşük mü yüksek mi olduğunu bilmek istiyoruz. Çin'de de bir havalimanı açılıyor.
O da çok büyük. Hatta daha büyük olduğu söyleniyor. Ama bunların hiç üzerinde durulmuyor. Halbuki milletin yapılan yatırımlarla bu tip bilgilere ihtiyacı var. Eğer bizim içimizde bir şüphe varsa, bu karamsarlığımızı arttırır. Ayrıca burada iç uçuşlarla ilgili olarak herhangi bir garanti verilmediği söylendi. Arkasından baktık ki; aslında buranın ağırlığını yabancı ülkelerden gelen ve giden uçaklar oluşturacakmış ve bu konuda ciddi taahhütlerde bulunulmuş.
Aynı zamanda buranın çalışma koşullarından dolayı birçok işçinin hayatını kaybettiği ve çok zor şartlarda çalıştıkları ifade ediliyor. Bunların üzeri örtülüyor. Halbuki bunların üzerinin örtülmesine gerek yok. Her büyük inşaatta birtakım hadiseler meydana gelir. Üstünü örterseniz, bu hadiseler tekerrür eder. Ama bunlar deşifre edilir, yeri geldiğinde tenkit edilirse problem azalır, ama ne yazık ki bu konularda iktidarın çok ketum davrandığını şahit oluyoruz.”
'DIŞ BORCUMUZ TAHMİNLERİMİZİN ÇOK ÜZERİNDE'
Türkiye’nin dış borcunun tahminlerin üzerinde olduğunu belirten Karamollaoğlu, “Biz, yatırım dediğimiz zaman paranın toprağa gömülmesine şahit oluyoruz. Köprüler, tüneller, yollar yapılıyor, havaalanları inşa ediliyor. Ama para toprağa gömülüyor, betona gömülüyor. Ama biz üretim dediğimiz zaman herkes sus pus. Bu havaalanın inşasıyla ciddi miktarda bir döviz gelişinin olduğu ifade ediliyor. Memnuniyet duyarız, çünkü çok ciddi bir döviz açığımız var. Dış borcumuz tahminlerimizin çok üzerinde. Aslında bunların üstesinden gelebilmemiz için bizim üretime dönük yatırımlara ihtiyacımız var'' dedi.
'CUMHURBAŞKANININ KARARLARINA İTİRAZI HARAM SAYAN FETVALAR ÇIKIYOR'
Bakanlıkların önceki gibi çok büyük önem taşımadığını söyleyen Karamollaoğlu, “Çünkü her şey Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2 dudağının arasında. ‘Sen git başkası gelsin' denildiği zaman gidiliyor, kimi isterse o geliyor. Kimsenin de ‘sen bunu yapamazsın, olmaz, neden böyle yapıyorsun?' diye sorma hakkı yok. Çünkü tek yetkili o. Şimdi bazı rektörler de fetva vermişler. Artık cumhurbaşkanının verdiği kararlara itiraz etmeyi haram sayan fetvalar da çıkıyor. Rektörler bu kafadaysa, Türkiye'nin ayağa kalkması herhalde pek o kadar mümkün olmaz kanaatindeyiz'' diye konuştu.
MELİH GÖKÇEK’İN ADAYLIĞI
Bir gazetecinin “MHP'nin Ankara adaylığı için Melih Gökçek, İstanbul adaylığı için de Bedrettin Dalan'ın ismi geçiyor. Bunları nasıl değerlendirirsiniz?'' sorusuna Karamollaoğlu şu yanıtı verdi:
''Ben şahsi polemiklere girmeyi doğru bulmuyorum. Melih Bey bizim arkadaşımız. Bizim saflarımızda da belediye başkanlığı yaptı. Rahmetli Özal zamanında Keçiören Belediye Başkanlığı yaptı. Ancak bir gerçek var ki; Tayyip Bey yola çıktığı, beraber ıslandığı arkadaşlarının içinde kendisine hafiften de olsa tavır koyan kimseyi yanında bulundurmak istemiyor.''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...