Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, şu açıklamaları yaptı:
Türkiye'de 3 milyon mülteci var, bu mültecilerin büyük çoğunluğu Suriyeli ama Filistinliler, Iraklılar, Afganlar var hatta Ermeniler var. Biz, bunların tamamına sadece insan olarak bakıyoruz. Tamamının sağlığını, eğitimini, geleceğini inşa etmeye çalışıyoruz. Bizim hem kültürümüz hem tarihi köklerimiz böyle yapmamızı gerektiriyor. ABD, göçmenlerin teşkil ettiği bir devlettir. ABD'nin kendi tarihini inkar olur.
Halk kendisi bizzat seçecektir yürütme organını ve güvenoyunu kendisi verecektir. Meclis tarafından 'başkanın ve hükümetin Türkiye'yi yönetmediği' iddiasıyla yeni seçim kararı alınırsa da halk, güvenini tazeleyecektir ya da tazelemeyecektir. Doğrudan halkın iradesine dayanan, gerçekten doğrudan demokrasinin çok güzel bir örneği olacaktır."
50 küsur milyon seçmenin olduğu bir ülkede, 10-20 bin seçmenle referandumun neticesinin değiştirilmesini düşünmek en hafif tabirle, büyük bir safdillik olur. 10-20 bin seçmenle referandum neticesi değiştirilemez, değiştirilmesi hayal bile edilemez. Bunlar gereksiz vehimlerdir.
Almanya'da evet mülteci meselesi var, Almanya'da bizim başka dertlerimiz var. Almanya hem PKK teröristlerine hem DHKP-C teröristlerine, Türkiye'nin başına bela olan her türlü teröriste kucak açmış bir ülkedir. En son darbecilerin önemli aktörleri, yargı ayağı Almanya'da misafir ediliyor ve Almanya, Yunanistan'la AB içerisinde en iyi ilişkiler kurabilen, Yunanistan'a ekonomik açıdan büyük destekler vermesini sağlayan bir ülke. Yunanistan'ın darbeci askerleri, bizzat darbeye katılan, bizzat helikopterimizi alıp Yunanistan'a o helikopterle kaçan darbeci askerleri vermemesiyle, Almanya'nın darbeci yargıçları ve savcıları, diğer PKK teröristleri vermemesi arasında bir fark yoktur.
Kardak kayalıkları ve ona benzer bir kısım kayalıklar, maalesef Yunanistan tarafından suistimal edilmeye çalışılıyor ama Türkiye Cumhuriyeti hükümeti asla Yunanistan'ın buralarda yeni bir alan açmasına imkan vermeyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti için kendi ülkesinin ve kendi milletinin güvenliğinden daha önemli bir şey yoktur. Ama AB'nin şunu hesap etmesi gerekir. Türkiye'nin, terörle mücadelesini gevşetmesi demek, aslında Avrupa'nın kendi güvenliğini riske etmesi demektir. Türkiye, terörle mücadelesini asla gevşetemez. Türkiye'nin terörle mücadelesini gevşetmesi demek, Avrupa'nın kendi güvenliğini riske etmesi demektir.
Bu, umutlarımızı biraz daha artıran bir gelişmedir. Bundan anladığım, 20 Şubat'a kadar çözüme yönelik daha kapsamlı görüşmeler yapılacaktır. Fırat Kalkanı, Astana ya da Cenevre'ye de asla engel değil tersine büyük destek veren bir operasyondur."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...