Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD), yetişkinlerde aşılamanın önemine dikkat çekmek amacıyla 12 derneğin katılımıyla Erişkin Bağışıklama Akademisi’ni kurdu. Akademinin üçüncü toplantısında diğer erişkin aşılarıyla birlikte, Covid-19 aşıları ile ilgili güncel durum ele alındı.
YILDA 3 MİLYON ÖLÜMÜ ÖNLÜYOR
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre aşı ile bağışıklama sayesinde her yıl 2-3 milyon kişinin enfeksiyon hastalıklarına bağlı ölümünün engellendiğini hatırlatan, bağışıklama kapsamının genişletilmesiyle dünya çapında 1,5 milyon insanın daha ölümünün önüne geçilebileceğini hatırlattı. Gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerini önlemenin en önemli yollarından biri yine anne aşılaması olduğunun altını çizen Prof. Dr. Köksal, “Aşılanmamış çocukların yanı sıra yetişkinler de risk altındadır. Toplum giderek yaşlanıyor ve özellikle 65 yaş üzerindeki kişiler bazı enfeksiyonlara daha duyarlı hâle geliyor. Dünya genelinde her yıl 1,6 milyon ölüme yol açan zatürre ve 500 binin üzerinde ölüme sebep olan gripten aşı ile korunmak mümkün” dedi.
PANDEMİ, AŞININ ÖNEMİNİ ÖĞRETTİ
Covid-19’un en çok ölüme yol açtığı grubun yaşlılar ve kronik hastalar olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Köksal, aşılamanın başlamasından sonra yaşlılarda vaka ve virüse bağlı ölüm oranlarının azalmasının aşılamanın önemini ortaya koyduğunu söylerek “Covid-19’un belki de tek faydası aşı ile ilgili farkındalığın artması ve yetişkinlerde aşıya karşı olan direncin kırılması oldu. Pandemi döneminde insanların COVID-19 aşılarını yaptırmak istemelerinin yanı sıra özellikle grip ve zatürre aşılarına olan talepteki artış da dikkat çekicidir” diye anlattı.
KENDİ AŞIMIZI ÜRETMELİYİZ
Aşıların stratejik bir ürün hâline geldiğini ifade eden Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. C. Tayyar Şaşmaz, Türkiye’nin aşı için yurt dışına yılda 250 milyon dolar ödediğini belirterek “Covid-19 pandemisinde olduğu gibi bazen para bile aşıya ulaşmaya yetmiyor. Bu yüzden kendi aşılarımızı üretir hâle gelmemiz gerekir. Covid-19 aşı üretim çalışmalarının başlamasında da olumlu bir adım olmuştur” dedi. Türk Cerrahi Derneğinden Doç. Dr. Kerim Bora Yılmaz da enfeksiyon hastalıklarıyla dünya çapında mücadele edebilmek için aşının hiçbir ülkenin tekelinde olmaması, Türkiye dâhil bütün ülkelerde üretilebilir hâle gelmesi gerektiğini söyledi.
KANSER HASTALARI AŞILANACAK
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde risk grubunda olan morbid obez, malign tümörü olan kanser hastaları, diyaliz hastaları ve down sendromu olan vatandaşlarla bağışıklık baskılayıcı tedavi alanların öncelikli olarak aşılama sistemine tanımlandığını duyurmuştu. Kanser hastalarının da güvenle Covid-19 aşısı olabileceğini söyleyen Türk Tıbbi Onkoloji Derneğinden Doç. Dr. Ebru Çılbır, “Ancak yeterli, bağışıklık oluşabilmesi için mümkünse tedavi başlamadan iki hafta önce veya üç ay sonra yapılmalıdır. Hasta hâlihazırda kemoterapi alıyor ve uzun sürmesi bekleniyorsa ya da grip mevsimi ve Covid-19 pandemi dönemleri gibi yüksek riskli dönemlerde, kemoterapi kürleri arasında da Covid-19, grip ve zatürre aşıları yapılabilir. Kanser hastaları randevularını alarak Covid-19 aşısı yaptırabilirler” dedi. Kanser hastalarına sadece suçiçeği, zona, kızamık gibi canlı veya zayıflatılmış aşıların yapılmaması gerektiğini hatırlatan Doç. Dr. Çılbır, ülkemizde yapılmakta olan Sinovac aşısı ölü aşı olduğu için kanser hastalarına güvenle yapılabileceğini söyledi.
Türkiye Gazetesi
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...