Dünya yazarı Alaattin Aktaş, Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendirdi.
İşte Aktaş'ın yazısı:
Gecelik marjinal fonlama oranı yüzde 9.25, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8 olarak aynı düzeyde kaldı. Gerçi bu fonlama kanalları kapalı olduğu için, Merkez Bankası bu kanallardan piyasaya para vermediği için bu oranların bir önemi de yok. Merkez Bankası’nın piyasayı fonlamada kullandığı tek kanal olan geç likidite penceresi faizi de yüzde 12.75’te sabit tutuldu. 22 Kasım’dan bu yana fonlama yalnızca geç likidite penceresinden yapılıyor.
22 Kasım-14 Aralık arasında geç likidite penceresi faizi yüzde 12.25’ti, 15 Aralık’ta bu Faiz yüzde 12.75’e çıkarıldı. Dolayısıyla mevcut durumda ortalama fonlama maliyeti yüzde 12.75 düzeyinde bulunuyor.
Merkez Bankası beklendiği gibi faizde bir değişikliğe gitmedi ama Para Politikası Kurulu toplantısında satır arasına sıkışmış bir ifade dikkati çekti.
“Geçici düşüşlere aldırmam”
Merkez Bankası önümüzdeki dönemde nasıl bir faiz politikası izleyeceğini daha somut bir ifadeyle ortaya koydu. Merkez, enflasyonda yaşanması muhtemel ama kalıcı görünmeyen düşüşler sırasında faiz indirmeyeceği mesajı verdi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada, “Enflasyon görünümünde ‘baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız’, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” denildi.
Merkez Bankası sıkı duruşla ilgili olarak daha önce hep “Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileştirme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” ifadesine yer verirdi.
Enflasyonun ocak ayından itibaren bir süre aylık bazda geçen yılın altında kalacağı, böylece yıllık oranın da aşağı gideceği belli. Ocak ayı sonundaki yıllık oranın yüzde 10.50 dolayına inebileceği, hatta döviz kurunda bir tırmanış yaşanmadığı takdirde yüzde 10’un çok az da olsa altında kalacak bir gerçekleşme olabileceği tahminleri yapılıyor.
İşte Merkez Bankası da haliyle bunu gördüğü için şimdiden bir anlamda sözel olarak önlemini alıyor. Merkez Bankası, enflasyonun hızla gerileyecek olmasının baz etkisinden kaynaklanacağını gördüğü için “baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız bir iyileşme” ye vurgu yapıyor.
“Kimse baskı yapmasın”
Merkez Bankası yönetimi elbette bizlerden daha çok şey biliyor ve yaşıyordur. Dolayısıyla enflasyon gerilediğinde faizi indirmesi yönünde nasıl baskı altında kalacağının da farkındadır. Bu enflasyonda bile o baskı varken, enflasyon gerilediğinde baskının dozu da artacaktır. İşte belli ki Merkez Bankası bu yüzden şimdiden gardını alma gereği duymakta ve enflasyon düştüğünde ne “yapmayacağının” mesajını vermektedir..
Dolayısıyla enflasyon bu aydan başlayarak aralık sonundaki düzeye göre hızla düştüğünde Merkez Bankası faize dokunmayacak. Şimdilik görünüm böyle.
Hem zaten Merkez Bankası’nın faizi indirmek istediğinde yeni bir karar almasına da gerek yok. Geç likidite penceresini tek fonlama kanalı olarak kullanma politikasının terk edilmesi ve haftalık repo ihalelerinin açılması ve gecelik borç verme kanalının devreye sokulmasıyla fonlama maliyeti pekala aşağı çekilebilir.
Ortalama fonlama maliyeti nasıl geçen yıl faiz pek değiştirilmediği halde 5 puana yakın artmışsa, aynı politika bu yıl da ters yönde uygulanabilir.
Enflasyon beklentileri vurgusu
Merkez Bankası enflasyonun bulunduğu yüksek düzeyin fiyatlama davranışlarına dönük riskleri artırdığına sürekli vurgu yapardı. Bu kez söylem biraz değişti.
Dünkü toplantıdan sonra yapılan açıklamada “Enflasyon ve ‘enflasyon beklentilerinin’ bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir” denildi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...