Almanya'da 2000-2007 yıllarında 8'i Türk, 10 kişiyi öldürmek, banka soymak ve bombalı saldırılarda bulunmakla suçlanan Nasyonal Sosyal Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında müdahil avukatlar, mütalaasını sunmaya başlayan Başsavcılığı eleştirdi.
Davada cinayete kurban gidenlerin yakınlarını temsil eden 10 avukat, yaptıkları ortak açıklamada, Başsavcılığın NSU'nun sadece 3 kişiden oluştuğu iddiasını sürdürdüğünü belirterek "Başsavcı uzun süredir tekrarladığı 'üçlü' tezi hecelemekle sınırlı kalmamış, kendi görüş açısını paylaşmayan, örneğin meclis araştırma komisyonları temsilcilerinin, gazetecilerin ve müdahil avukatların tamamına iftira atmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Açıklamada, Başsavcı Herbert Diemer'in, NSU örgütünün 3 kişiden kişiden fazla olduğu yönündeki düşünceleri "boş hayal" ve bu yöndeki açıklamaları "sinek vızıltısı" olarak nitelendirdiğine dikkat çekildi.
Diğer Başsavcı Anette Gereger'in de müdahil avukatların müvekkillere, olay yerlerinde, arka planda NSU'ya kesin olarak yardım eden başka kişiler bulunduğu yönünde ifadeler kullandığı iddiasında bulunacak kadar ileriye gittiği belirtilen açıklamada, Greger'in Federal Kriminal Dairesinin soruşturmasında, meclislerdeki araştırma komisyonlarında ve davanın 374 duruşmasında bu konuda hiçbir ipucunun bulunmadığını savunduğu kaydedildi.
"Bu asılsız iddialarla avukatlar meslek kurallarına aykırı hareket etmekle itham edilmiş, müvekkillerin muhakeme yeteneği yok sayılmış ve kamuoyu yanıltılmıştır." eleştirisinin yapıldığı açıklamada, bu saldırıların aynı zamanda başsavcılığın sunduğu delillerin zayıflığını gösterdiği vurgulandı.
Federal Başsavcılığın ve Federal Kriminal Daire'nin özellikle olay yerlerindeki diğer destekçileri ortaya çıkarmak için elinden geleni yapmadığı konusunun sadece müdahil avukatlarının görüşü olmadığı, Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonunun da tespiti olduğuna işaret edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"NSU cinayetlerinin aydınlatılmasıyla ilgili olarak bu eksik soruşturmalar NSU'ya arka çıkan yerel destekçilerin hiçbir şekilde olmadığını ortaya koymamıştır. Bilakis Federal Savcılığın bu gibi şüphelileri gerekli yoğunlukta araştırmadığı ortaya çıkmıştır. Federal Başsavcılığın 'Soruşturmalar olay yerlerinde destekçilerin olmadığını ortaya çıkarmıştır.' şeklindeki tutumu bugüne kadar ispat edememiştir."
Açıklamada müdahil avukatların, bu soruşturmalarla ilgili dosyaların içeriklerine bakmaları için yaptıkları başvuruların sürekli reddedildiği anımsatıldı.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde görülen duruşmalara hiçbir şekilde olay yerlerindeki veya başka destekçilerle ilgili kanıtların ortaya konmadığı belirtilen açıklamada, şu değerlendirme yapıldı:
"Federal Başsavcılık daha çok müdahil avukatlar tarafından olay yerlerinde destekçilerin olup olmadığı yönünde somut delilerin ortaya çıkarılmasıyla ilgili yapılan başvurulara ve sorulara sürekli bir şekilde 'ilgili konunun dava soruşturmasıyla ilişkisinin bulunmadığı' yönünde gerekçe gösterilerek karşılık vermiştir."
Federal Başsavcılığın da yürüttüğü soruşturmalarda eksiklik bulunduğunu itiraf ettiği belirtilen açıklamada, "Örneğin Greger'in mütalaasında NSU'da bulunan 20 silahtan sadece 3'ünün nereye ait olduğuyla ilgili soruşturmaların yapıldığını kabul etti." hatırlatmasında bulunuldu.
Açıklamada, tüm ipuçları ve cevapsız sorulara rağmen Başsavcılığın, NSU'nun 3 kişiden oluştuğuna ilişkin tezi çaresizce savunmasının 2 sebebi olabileceğine işaret edilerek şunlar kaydedildi:
"NSU destekçilerinin ağı ne kadar genişse o nispetle, resmi makamların NSU çevresine yerleştirdiği sayısız muhbirleri vasıtasıyla bunların varlığından ve yaptıkları eylemlerden haberdar olduğu ihtimali de o kadar yüksektir. Kendi içine kapalı 'üçlü' tezi Almanya'daki mevcut Nazi yapılanmasının üstünü örtmektedir. Güvenlik birimleri bu tezle 13 yıl boyunca var olabilen NSU'nun ortaya çıktığı yıllardaki gibi aynı davranış örneğini sergiliyor."
Açıklamada ayrıca müdahil avukatlar, kamuoyuna çağrıda bulunarak kendilerinin yapacağı sunumlarda çok sayıda kişinin mahkemede yer almasını istedi.
Avukatlar, bu sunumlarda başsavcılığın aksine NSU'nun organize, aşırı sağcı çevre içindeki ideolojik yapısının, devlet kurumlarının suç ortaklığının, olayların geride kalanlarda bıraktığı etkilerin ve yıllardan beri devam eden yapısal ırkçı soruşturmaların ele alınacağını kaydetti.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...