İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince, Beşiktaş'ta bilinçli taksirle bir polis memurunun şehit olmasına, birinin de ağır yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Rüzgar Çetin'in, "Verilen ceza miktarı, tutuklulukta geçirdiği süre, mağdurların şikayetlerinden vazgeçmesini" göz önüne alarak tahliyesine oy çokluğuyla karar vermesi üzerine bu hükmü veren hakimler Arzu Dur ve Fatma Aybey aleyhine 100 bin liralık manevi tazminat talebini içeren dilekçe nöbetçi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.
İstanbul'da 2 yıl önce meydana gelen bir trafik kazasında annesini kaybeden C.T.F'nin, avukatı Ozan Kayahan aracılığıyla mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, Rüzgar Çetin'in karıştığı trafik kazası ile yargılama sürecine yer verildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erdoğan Şimşek'in sanık Çetin'in tahliyesine karşı oy kullandığını ancak diğer hakimler Dur ve Aybey'in ise tahliyesi yönünde karar verdiği anlatılan dilekçede, mahkeme başkanının muhalefet şerhine değinildi.
VİCDANLARI SIZLATTI
Türkiye'de her yıl binlerce insanın meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybettiğini, kazaların toplumsal bir sorun haline geldiği anlatılan dilekçede, Çetin'in yargılandığı davanın da kamuoyu tarafından yakinen takip edildiğini, bu nedenle takip edilen bir davada verilen kararın hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, kararın adalet duygusunu derinden yaraladığı ve kamu vicdanını da sızlattığı kaydedildi.
Dilekçede, ''Rüzgar Çetin'e verilen cezanın az olması, son duruşmada sanığın tahliye edilmesi, parası olan ve babasına güvenen herkesin trafikte adam öldürebileceğini, bunun çok da önemli bir suç olmadığı izlenimini vermiştir. Hiçbir hakimin topluma böyle bir izlenim vermeye hakkı yoktur'' değerlendirmesinde bulunuldu.
''SİCİLİNDE 28 TRAFİK CEZASI OLAN BİRİNE VERİLEN BU CEZA HUKUKSUZDUR''
Hakimlerin Çetin hakkında verdiği kararla, trafik kazalarında hayatını kaybeden insanları gözardı ettiği iddia edilen dilekçede, ''Sicilinde 28 tane trafik ihlali cezası olan ve daha önceden ehliyetine 2 defa el koyulan bir sürücüye bu cezanın verilmesi ciddiyetsizdir, yetersizdir, haksızdır ve hukuksuzdur'' denildi. Hakimlerin, caydırıcı bir ceza verebileceğini ve toplumun menfaatinin koruyabileceğini belirtilen dilekçede, ancak hakimlerin caydırıcı bir karar vermediği öne sürülerek, kazada bir polisinde şehit olduğu, bu nedenle devletin de ciddi bir zararı bulunduğu ve bu zararın da hakimlerce dikkate alınmadığı kaydedildi.
Müvekkilinin iki yıl önce meydana gelen trafik kazasında annesini kaybetmiş bir kişi olduğu vurgulanan dilekçede şu ifadelere yer verildi:
''Müvekkilim, ölümlü trafik kazalarında, verilen caydırıcı cezaların toplumun trafikteki güvenliğini arttırdığını, aksine verilen ve caydırıcı olmayan cezalarında trafikteki can kayıplarını artıracağını bilmektedir. Rüzgar Çetin hakkında verilen bu kararla, sayın hakimler, trafikteki can güvenliğimizi daha fazla tehlikeye atmışlardır.''
Dilekçede, hakimler Arzu Dur ve Fatma Aybey'in haksız ve hukuksuz kararları, toplumun menfaatini korumayan hükümleri iddiasıyla davalı Maliye hazinesinden 100 bin liralık manevi tazminatın alınarak davacıya verilmesi talep edildi.
MİLLETVEKİLLİ DE TEPKİ GÖSTERDİ
Rüzgar Çetin'in tahliyesine Meclis'ten de tepki geldi. TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır, hukukçu olarak dosyanın içeriğini bilmek gerektiğini belirterek, her dosyanın ayrı şartları olduğunu vurguladı. Satır, genel olarak kamu vicdanını yaralayan bir karar olduğunu bildirdi.
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise alkollü olarak kaza yapan Çetin'in bir polis memurunun vefatına neden olduğunu belirterek, bunun toplumda infiale neden olduğunu bildirdi. TCK uyarınca bilinçli taksirle adam öldürmenin cezasının ağır olduğunu hatırlatan Tunç, dosya kapsamını bilmediğini söyledi.
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, kazada bir ölüm ve yaralama olduğunu, alt sınırı 2, üst sınırı 15 yıl olan cezaya rağmen mahkemenin 6,5 yıl ceza takdir ettiğine değinerek, mahkeme başkanının da muhalefet şerhinde kişinin hızı, alkollü olması, kamu görevlisinin emniyet kemeri takma zorunluluğu olmadığından üst ceza verilmesi gerektiği görüşünde olduğunu bildirdi.
"YANLIŞ TAHLİYE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
CHP Muğla Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Ömer Süha Aldan, "Bunun olağan bir tahliye işlemi olmadığını düşünüyorum. Bu tip yaklaşımlar, babasının ünlü bir kişi olması akıllarda soru işaretleri uyanmasına neden olabilir. Yargılama faaliyeti kamu vicdanını tatmin edici bir nitelik de içermelidir" derken, CHP İstanbul Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Zeynel Emre de, mahkemenin kararının doğruluğunun ötesinde, tartışılması gereke konunun trafik kazalarına verilen cezalar olduğunu vurguladı. HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ise insan hayatının değerli olduğu inancını güçlendirmenin yolunun, ayrımcı uygulamaları ortadan kaldırmaktan geçtiğine dikkati çekerek, "Yasa önünde eşitlik, hukuka olan güvenin en önemli teminatlarındandır. Cezalandırmada sosyal statüyü gözettiği hissedilen durumlarda hukuk devletinden söz edilemez" diye konuştu.
MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, buna benzer pek çok sıradan vatandaşın dosyasında benzer cezalar çıksa bile görmezden gelindiğini, ancak ünlü birinin oğlu olduğunda ve kamuoyu tarafından takip edildiğinde daha fazla vicdanlarda değerlendirme bulduğuna vurgu yaptı.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...