Soner Yalçın'ın "Saklı Seçilmişler" kitabını ilk çıktığı hafta aldım. Ama 2-3 gündür yeni okumaya başladım. Kendisini ODATV'den hep okur ve sitesini takip ederim. Sayın Yalçın'ın son kitabını % 90'ı yönü ile tebrik ederim. Ancak Yalçın'ın bir kaç konuda kitabında yanlışta ısrar etmesi yüzünden sadece çok önemli olan GDO'lu BUĞDAY yanlışını düzeltmek istedim...
Aynı yanılgıyı KALPci Canan Karatay'da yapmıştı ve hala o yanlışı düzeltmediği için ben bilim insanıyım aldatmacasına son vermeli. Bilim insanı bilimin söylediğini söyler onun bunun dedikodusunun arkasından gitmez. Soner Yalçın'da buğday ve tarım konusunda bilgisiz kalpci Canan Karatay'da Buğdayda GDO olduğunu söylemişler ama bir türlü hangi ABD veya Amerika kökenli buğdayın GDO'lu olduğunu aktaramamışlar dır. Gerçi Anadolu da hiç bir ABD buğdayı ekonomik olarak ekilmediğini de burada belirteyim. Bizde Rus, Ukrayna, İtalyan ve Fransız ile Anadolu kökenli ıslah ve seleksiyon edilmiş Buğdaylar %95 oranında ekildiğini bu satırlarla öğrenirler inşallah...
Hibrit Buğday ekimi tabi ki vardır ve Hibrit tohum zararlı olmayıp bir çok çeşidin uzun yıllar seleksiyon sonucu "kendilenerek" yani kendi kendini dölleyip saflaştırıldıktan sonra yapılan kombinasyonlar neticesinde en verimli ana ve baba bireylerin tohumlarının verimli ürün verme olgusuna HİBRİT çeşit-tohum denmekte... Bu kısa bilgiler ışığında Soner Yalçının Saklı Seçilmişler kitabının bir çok yerinde ve hatta örneklersek mesela 52. sayfasının 35. bilgi notunda "Buğdaya soğuğa dayanıklılık için 14 kromozon eklendi ve Buğdayın yapısı bozuldu" diyerek sık sık Buğdayı GDO'lu ilan ederek güzelim kitabını REZİL etmiş. Buna mukabil bilgisiz ve ciddiyetsiz göya bilim insanı Karatay'da Yalçın'dan önce Buğdayı GDO'lu ilan etmiş ve bu hataya nedense devam etmektedir. Bu kasıtlı yanlış bilgide ısrar edilmesine global güçlere hizmette olduklarından dense de bunu diyenlere katılmasam da bir dayanak var denmesi de üzücü. Bu çerçevede 28-42kromozomun tabii mutasyon olduğunu 14 kromozomlu bireylerden oluştuğunu okuyunca bu kirli bilgide ısrarın nedeni ne diyenlerden olacaksınız onuda sonra yazarız.
1) Makarnalık buğday 28 kromozomludur (allo tetraploit), ekmeklik buğday ise 42 kromozomludur (allo hekzaploit). Soner Yalçın ve Canan hocanın ifade ettiği gibi 14 kromozomlu değiller. 14 kromozomlu olanlar buğdayın yabani akrabalarıdır. Dünyada organik olarak yetiştirilen buğdaylar da 14 değil 28 kromozomludurlar.Ülkemizde üretimine izin verilen gerek makarnalık buğdaylar, gerekse ekmeklik buğdaylar klasik ıslah yöntemleri ile ıslah edilmiş olup ASLA GDO'lu değildirler, yani başka bir türden gen aktarımı söz konusu değildir.
2) Kısa boy genleri buğday genomunda zaten mevcuttur. Başka bir türden değil bu genleri taşıyan buğdaylardan, ticari çeşitlere klâsik ıslah yöntemleriyle aktarılmıştır. Aksi takdirde Maltus’un teorisi gerçekleşerek, dünya kıtlık çekecek, milyonlarca insan açlıktan ölürdü. Soner Yalçının ve Canan Hocanın önerdiği 14 kromozomlu yabani buğdaylarla yapılabilecek üretim ise, ancak bir avuç mutlu ve zengin insana yetecek dünyanın geri kalanı açlık çekecekti.
3) BİLGİSİZLERİN iddia ettiği gibi 14 kromozomlu buğdaylar GDO teknikleri ile 28 ve 42 kromozomlu hele getirilmedi. Zaten gerekte yok çünkü bu bireyler zaten Anadolu da 7.500-5.000 yıllık Aşılıkhöyük, Çayönü, Hacılar, Çatalhöyük kazılarında Arkeoloklar 14-28 ve 42 kromozonlu Buğdayları bulmuşlardır. İlmi bulgular, buğdayın 14 kromozomlu yabani atalarının birbirleriyle doğada melezlendiğini, bir seri mutasyon ve doğal seleksiyon sonucu, 24 ve 48 kromozomlu türlerin çok uzun bir zaman dilimi içinde 10-15 bin yıl önce meydana geldiğini biliyoruz. Hatta ilk 28 kromozomlu buğdayların M.Ö. 8000’li yıllarda, yine 42 kromozomlu ekmeklik buğdayların M.Ö. 5000’de kültüre alındığı arkeoloji sayesinde ispatlı olunca buna ne denecek? Bunlardan, uzun yıllar doğal seleksiyonlar ve çiftçilerin seçimleri sonucu günümüzdeki ticari buğday tipleri oluştuğu net bir gerçek.
4) Gluten, buğdaydan ekmek yapmak için gerekli proteindir. Yeterli ve kaliteli glutene sahip olmayan undan kaliteli ekmek olmaz. Üretilecek ekmeğin de besin değeri düşük olur. Ekmek kabarmaz, içi pişmez. Çölyak hastalığı (gluten alerjisi) genetik olup, alerjik bünyelerde ortaya çıkar. Bir takım başka gıdalar ve çevre faktörleri yüzünden insanda oluşan hassasiyetler elbet genetik yapıyı zedelediğinden guliten allerjisi başka etkenlerden dolayı atmaktadır. Bizim toplumumuz gibi yüzlerce-binlerce yıldır buğdayla beslenen toplumlarda doğal seleksiyon nedeniyle Çölyak hastalığının ortaya çıkma oranı çok düşüktür. Çözüm, her alerjik reaksiyonda olduğu gibi bireylerin tedavisidir, buğdayın suçlu gösterilmesi doğru değil. Tıpkı eğitim sorununu çözmek için tüm okulları kapatma yoluna gidilmediği gibi. Soner bey ve KALP'çi Canan hanım ÇÖLYAK konusunu GDO'lu buğdayın genom zinciri değiştirilen ve binlerce yılda Anadolu insanının bünyesine ters düşen genetiği değişmiş Buğday yüzünden diye ısrarcı olmaları GDO yalanını savunmalarında bende ve Tahıl konusuna emek verenlerde şüphe uyandırmakta...
Arzu eden Ziraat Doktoralı Kadir Kıran ve Dr. Gürbüz Mızrak beylerin bu konuda ki yazılarını okuyabilir ve bu konunun uzmanları olduklarından durumu sorabilirler... Haa bu iş çok zorsa Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin Tarla bitkileri bölümünde Tahıl konusunda yetkililerden doğruyu öğrenebilirler ama Yalçın ve Karatay biz doğruyu bir kez öğreniriz bu da bize yeter diyorlarsa komik olmaya devam edebilirler.. Canan hocanın ilk çıkışları ve Soner Yalçın'ın yazdıklarını bir kısmı doğru olsa da bu ülkede ne zaman bilgi kirliliğine dur denecek? Herkes işiyle uğraşsa olmaz mı? Yeni Tarım Bakanı Fakıbaba özellikle tarımla ilgili bu bilgi kirliliğine ACİL el atmalı ve Türk insanı doğruları bakanlıktaki uzmanlar yardımı ile TV'ler den öğrenmelidir. Özellikle de Karatay hanfedinin söylemlerinin yanlış olduğu kamuoyuna aktarılmalıdır... Allahtan Soner bey kanal kanal dolaşmadığı için kitabının ikinci baskısında bu konudaki yanlışları umarım düzeltir de ileride daha fazla zorda kalmaz...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...