Covid-19 salgını süreci ve sonrası hakkında değerlendirmelerde bulunan New York Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin, Türkiye’deki aile ve sosyal yapıda bulunan dayanışma kültürünün, salgında büyük bir avantaj olduğunu söyledi. Şirin, ülkenin demografik olarak genç bir nüfusa sahip olmasının da virüsle mücadelede önemli bir faktör olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Selçuk Şirin, Covid-19 salgınının bundan sonra birçok alanda ciddi etkilerinin bulunacağını belirterek “Her anlamda dünya, hakikaten bildiğimiz o dünya olmayacak. Çocuklar ve yetişkinler için, eğitim, iş dünyası, uluslararası ilişkiler bütün bunlarda altüst oluş söz konusu olacak.” dedi.
COVID-19 KUŞAĞI
Şirin, 1930’ların başında Büyük Buhranı ve ardından İkinci Dünya Savaşı’nı yaşamış 1968 kuşağına o dönemin isminin verildiğine dikkat çekerek şöyle devam etti:
Şu an gençliğini, çocukluğunu yaşayanlara da bu kadar tarihsel bir süreçten geçtikleri ve bu sürecin bırakacağı izler sebebiyle bir ad verilecek. Yani Covid-19 kuşağı mı olur, koronavirüs kuşağı mı olur, adı önemli değil ama bir ad olacak.
TÜRKİYE TEKNOLOJİYE YATIRIM YAPTI
Türkiye’deki Covid-19 salgın süreci yönetiminin, Amerika’dan nasıl göründüğüne de değinen Şirin, Türkiye’nin temellerinin sağlam olduğunun altını çizdi.
Selçuk Şirin, şunları söyledi: Türkiye’nin futbolunu, eğitimini, sağlığını böyle 10 tane sektör al. Onların içerisinde dünyayla en iyi yarışabileceğiniz sektör, sağlıktır. Biliyorsunuz, sağlık ihracatı da çok güçlü. Saç, diş yaptırmaya Türkiye’ye geliniyor. Bunun pek çok sebebi var. Bir tanesi; devlet yıllardır başından beri sigorta sistemini herkesi kapsayacak şekilde kurgulamış, bu çok önemli. Yani Amerika’da şu anda milyonlarca insanın sigortası yok, olmadığı için hastaneye gidemiyor.
Türkiye’de sağlık sektörüne büyük teknolojik yatırımlar yapıldığına vurgu yapan Şirin “Ben, NYU’da Amerika’nın en iyi sağlık sigortasına sahibim. Yine de burada hiçbir hastaneye gitmem. En son gittiğimde yine Türkiye’de gittim. Niçin? Çünkü hakikaten buradaki sistemi gördükten sonra Türkiye’deki sistemin kıymetini anlıyorsunuz” dedi.
ÜNİVERSİTELER BU KADAR ELZEM OLMAYACAK
Meslek sahibi olmak için üniversitelerin çoğuna da gerek kalmayacağını düşündüğünü belirten Şirin “Bildiğimiz manada üniversite, önümüzdeki 10-15 yılda gençlerin, 18 yaşında çocukların yarısının, yarısından çoğunun gittiği bir kurum olmaktan çıkacak. Meslek sahibi olmak için üniversiteler bu kadar elzem olmayacak” yorumunda bulundu. Şirin, gelecekte sadece iyi üniversitelerin ayakta kalacağını ve buralara da yüzde 5-10 seviyesinde gençlerin araştırma ve ilmî çalışma yapmak için gideceğini, diğerlerinin de uzaktan eğitimle kurslara ve mesleklere yöneleceğini dile getirdi.
Öğrencilerin lise ve altı okullara sadece sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için gideceklerini söyleyen Şirin “Bu okulların işlevleri biraz sosyal, duygusal manada çocukları destekleyen kurumlar olmaya doğru evrilecek. Şu an bütün dersler, bilgi aktarımı üzerine kurulu. Bence bunun da dönüştüğünü, değiştiğini göreceğiz” diye konuştu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...