Mızraklı'nın tutulduğu Kayseri Bünyan Cezaevi'nde kaleme aldığı mektup, HDP Genel Merkezi tarafından paylaşıldı.
“Yaşanan irade gaspı, gerekçeli bir hukuk kararı değil, Kürtlerin yaşadıkları kentleri yönetecek kişileri seçemeyeceğine yönelik açık bir beyan olmuştur” görüşüne yer verdi.
Anayasa'ya aykırı, belediye başkanlığı dönemiyle ilgisi olmayan soruşturma ve kovuşturmalarla görevden alındıklarını anlatan Mızraklı, “Hatta kayyım atama yazıları seçimlerden 1 gün sonra 1 Nisan 2019 tarihinde bizler henüz mazbatalarımızı dahi almadan hazırlanmıştır” görüşüne yer verdi.
“Türkiye'de bir hukuk katliamı yaşanıyor. Masumiyet karinesi uzun zamandır bir istisnaya dönüşmüş durumda” diyen Mızraklı buna örnek olarak, bir itirafçının aleyhine verdiği ifadeleri gösterdi. H.BA. Adlı kişinin 3 yıl tutuklu kaldıktan sonra “pişmanlık yasası”ndan yararlanmak için aleyhine kurmaca ifade verdiğini belirten Mızraklı, diğer HDP'li belediye başkanlarının da benzer dayanaksız suçlamalar nedeniyle görevden alındığını ifade etti. Mızraklı, mektubunda şu görüşlere yer verdi:
Quote Message: Tutuklanma gerekçelerinden biri de üyesi olduğum siyasi partinin faaliyetlerine katılmış olmamdır. Üyesi olduğum siyasi parti HDP, 6 milyon oy almış Türkiye’nin 3. büyük partisidir ve siyasi partinin gerçekleştirdiği faaliyetlere katılmak bir suç olamaz. Ben 24 Haziran 2018’de HDP’den Diyarbakır milletvekili seçildim. Milletvekilliğini 2019 yılında belediye başkanı seçilmem ile birlikte bıraktım. Bununla birlikte vekil olduğum süre içerisinde hakkımda başlatılan soruşturmalar belediye başkanlığından alınmamda gerekçe olarak önüme konulmuştur. Ne kürsü dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin, ne bir siyasi parti çalışanının ne de bir kentin yurttaşının siyasi parti faaliyetleri kendini demokratik olarak niteleyen hiçbir ülkede suç sayılamaz. Türkiye hariç!"
Tutuklanma gerekçelerinden biri de üyesi olduğum siyasi partinin faaliyetlerine katılmış olmamdır. Üyesi olduğum siyasi parti HDP, 6 milyon oy almış Türkiye’nin 3. büyük partisidir ve siyasi partinin gerçekleştirdiği faaliyetlere katılmak bir suç olamaz. Ben 24 Haziran 2018’de HDP’den Diyarbakır milletvekili seçildim. Milletvekilliğini 2019 yılında belediye başkanı seçilmem ile birlikte bıraktım. Bununla birlikte vekil olduğum süre içerisinde hakkımda başlatılan soruşturmalar belediye başkanlığından alınmamda gerekçe olarak önüme konulmuştur. Ne kürsü dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin, ne bir siyasi parti çalışanının ne de bir kentin yurttaşının siyasi parti faaliyetleri kendini demokratik olarak niteleyen hiçbir ülkede suç sayılamaz. Türkiye hariç!"
Quote Message: Yerlerine kayyım atanan diğer eş başkanlarımızın dosyaları da benzer biçimde mesnetsiz iddialarla donatılmış, en basit parti faaliyetleri olan basın açıklamalarına katılım bile suç ve tutuklanma gerekçesi sayılmıştır. Yandaş basında çıkan ve bizleri hedef gösteren yalan haberler dava dosyalarında ‘delil’ olarak kullanılmaktadır. Kayyım atamalarını kamuoyu önünde meşrulaştırmak için her türlü dezenformasyon meşru görülmektedir."
Yerlerine kayyım atanan diğer eş başkanlarımızın dosyaları da benzer biçimde mesnetsiz iddialarla donatılmış, en basit parti faaliyetleri olan basın açıklamalarına katılım bile suç ve tutuklanma gerekçesi sayılmıştır. Yandaş basında çıkan ve bizleri hedef gösteren yalan haberler dava dosyalarında ‘delil’ olarak kullanılmaktadır. Kayyım atamalarını kamuoyu önünde meşrulaştırmak için her türlü dezenformasyon meşru görülmektedir."
“Cezaevleri işkencehanelerdir”
Cezaevi koşullarındaki olumsuz koşulları da anlatan Mızraklı, tutuklandıktan sonra ilk üç gün tek kişilik hücrede bırakıldığını, daha sonra da ailesinden çok uzak olan Kayseri Cezaevi'ne kendisi ile aynı gün tutuklanan Kayapınar ve Kocaköş belediyelerinin kadın eşbaşkanları ile birlikte sevkinin yapıldığını belirtti. “Cezaevleri hak ve hukukun olmadığı işkence hanelerdir” diyen Mızraklı, ssiyasi tutuklu ve hükümlülerin ağır baskı altında olduğunu ifade etti. Mızraklı mektubunda şu çağrıya yer verdi:
Quote Message: Cezaevinde bulunan seçilmiş bir belediye başkanı ve siyasetçi olarak uluslararası kamuoyunu, hak örgütlerini ve demokrasi güçlerini Türkiye’de Kürtlerin seçme ve seçilme haklarının gasp edilmesine karşı somut adımlar atmaya, muhalif siyasi partiler ve hareketler üzerinde baskının kaldırılması için ses çıkarmaya ve adaletin tesis edilmesi için mücadele etmeye çağırıyorum.”
Cezaevinde bulunan seçilmiş bir belediye başkanı ve siyasetçi olarak uluslararası kamuoyunu, hak örgütlerini ve demokrasi güçlerini Türkiye’de Kürtlerin seçme ve seçilme haklarının gasp edilmesine karşı somut adımlar atmaya, muhalif siyasi partiler ve hareketler üzerinde baskının kaldırılması için ses çıkarmaya ve adaletin tesis edilmesi için mücadele etmeye çağırıyorum.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...