HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, birkaç ilde daha aday çıkarmama ihtimalinin yükseldiğini ifade ederek, "Batıda aday çıkarmama sadece belediyelerin el değiştirme meselesi değil bir seçenek yaratma meselesidir" dedi.
Erken seçim beklentisini de dile getiren Temelli, "2021'den daha öteye ömrü olacak bir rejim değildir. En fazla iki yıl içinde bir değişim dönüşüm toplumun önüne gelecektir" diye konuştu.
Temelli, HDP'ye yönelik "Türkiye'nin baş gündemi tecrit mi?" şeklindeki eleştirilere de yanıt verdi: "Türkiye'de bütün sorunların kavşağında Kürt meselesi var."
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bir grup gazeteciyle sohbet etti, gündemdeki konuları değerlendirdi.
'TÜRKİYE'DE SORUNLARI BİR HİYERARŞİYLE ELE ALMAK UYGUN DEĞİL'
Açlık grevlerinin sonlanmasının tecridin sonlanmasına bağlı olduğunu kaydeden Temelli, avukatların 787 kez başvurdukları halde 8 senedir Abdullah Öcalan ile görüşemediklerini söyledi. Açlık grevlerindeki talebin ‘mevcut yasaların uygulanması, hukukun gereğinin yapılması' olduğunu belirten Temelli, HDP'ye yönelik ‘Türkiye'nin baş gündemi tecrit mi?' şeklinde yapılan eleştirilere de yanıt verdi.
"Türkiye'de sorunları bir hiyerarşiyle ele almak uygun değil" diyen Temelli, "Anketlerde en önemli sorun işsizlik çıkıyorsa 'İşsizliği çözelim, diğer sorunlara sonra sıra gelsin' denemez" dedi. Temelli, "Bütün sorunları bir arada çözmek zorundasınız. Zaten iktidarın vazifesi de budur. Yani kamusal hayatı düzenlerken aslında toplumsal ihtiyaçları giderir, sorunları çözer, krizleri çözer. Böyle hareket eder. Dolayısıyla sorunlar hiyerarşisi yaratamazsınız" dedi.
'BÜTÜN SORUNLARIN KAVŞAĞINDA KÜRT MESELESİ VAR'
Türkiye'de bütün sorunların kavşağında Kürt meselesinin durduğunu vurgulayan Temelli, şöyle devam etti:
- Kürt meselesinde siz bir çözüm üretemiyorsanız, diğer sorunlarda üretmiş olduğunuz çözümler kalıcı, yeterli ya da beklentileri karşılayacak çözümler olmadı bugüne kadar, olmayacak da. Çünkü Kürt meselesi aslında bütün bu sorunların kavşağında durarak bütün sorunlarla birlikte hareket eden bir bileşke sorunu. Sadece Kürtlere ya da bir bölgeye atfedeceğiniz bir sorun değil. Kürt meselesine kör kalarak onu görmezden gelerek bütünlüklü bir politika önermeniz mümkün değil.
'SABAHTAN AKŞAMA KIYAMET KOPUYOR MEMLEKETİN EN TEMEL MESELESİ ÇOK AFFEDERSİNİZ PATLICAN…'
Sezai Temelli, açlık grevleri konusunda Adalet Bakanlığı ile ya da herhangi bir yerle görüşme yapmadıklarını belirterek, "Ama sürekli çağrı yapıyoruz, o da okuyordur herhalde. Sabahtan akşama kadar kıyamet kopuyor memlekette, işte memleketin en temel meselesi çok affedersiniz patlıcan. Halbuki turfanda patlıcan her zaman pahalı olur hele kış mevsiminde çok daha pahalı olur. Tarım sektörünün sorunlarının çözümü bu tanzimler mi acaba? Ama gündemi buraya koyarak aslında Türkiye'nin devasa sorunları görünmez kılınıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin bütünlükçü sorunları çözülmek isteniyorsa Kürt meselesine bakılmak zorunda olduğunu ifade eden Temelli, "Kürt meselesi yoktur diyen bir anlayış var bugün. Kürt meselesi yoktur demelerinin nedeni aslında tam da demokratik çözüm dediğimiz meseleye sırt dönmeyle alakalıdır. İmralı tecridi bu açıdan çok kritiktir. Bunu yegane gündem yapmıyoruz ama bu husus diğer gündemlerin ele alınmasının önemli bir eksiklik olacağını hep dile getirdik" dedi.
'ÜSTLENMİŞ OLDUĞUMUZ SORUMLULUK…'
HDP Eş Başkanı Temelli, yerel seçim çalışmalarını değerlendirirken de aday çalışmalarının bitmek üzere olduğunu, birkaç ilde daha aday çıkarmama ihtimalinin yükseldiğini kaydetti.
"Üstlenmiş olduğumuz sorumluluk, aslında bir ittifak yapmak ya da belediye başkanlığı kotarma meselesi değil, AKP MHP blokunu geriletmek, demokrasi güçlerinin siyaset zemininde buluşmasını sağlamak" diyen Temelli, Mersin, Antalya, Hatay, Şanlıurfa'da çalışmaların sürdüğünü, Ankara'nın çalışmasının ise daha uzayacak gibi göründüğünü söyledi. Temelli, "Çünkü Ankara çok daha karmaşık ilişkiler barındırıyor" dedi.
'KİMSEYLE GÖRÜŞMEDİK, GÖRÜŞMEK DE İSTEMEDİLER, YEREL TEŞKİLATLAR BİRBİRİYLE GÖRÜŞÜYOR'
Sezai Temelli, HDP'nin CHP ve İYİ Parti ile ittifak yaptığı iddialarının hatırlatılarak, "Sizin ittifak anlamda görüşmeleriniz oldu mu, ittifak anlamında mı destek veriyorsunuz, karanlıkta göz kırpma mı var?" sorusu üzerine ise şöyle konuştu:
- Kısa alanda paslaşmalar, karanlıkta göz kırpmalar… Bu taktiklerin hiçbirini uygulama fırsatımız olmadı. Çünkü bunun tam tersini ötekiler söylüyor, ‘HDP, AKP ile görüşüyor' diye. Bir söylemedikleri ‘HDP, MHP ile görüşüyor' kaldı. Çok zorlarsak belki onu da söyleyecekler. Kimseyle görüşmedik, görüşmek de istemediler, nezaketen de olsa görüşülebilirdi. Yerellerde bu anlamıyla yerel teşkilatlar birbiriyle görüşüyor. Yani bunu çok açık söyleyelim. Yerellerde daha gelişmiş bir demokrasi kültürü var. Fakat buralarda Ankara'da merkezde özellikle ayrıştırıcı, ötekileştirici hatta nefret söyleminin hakim olduğu bir siyaset var. Bu bizim tasvip ettiğimizi bir şey değil. Diyaloglar olmalıydı, olabilmeliydi. Türkiye siyaseti açısından bunlar önemli. Fakat bugün gördüğümüz HDP'yi düşmanlaştırarak, ötekileştirerek birbirleriyle konuştukları. Bu iyi bir şey değil. Bu ayrıştırıcı dil sadece HDP'yi ayrıştırmakla kalmıyor toplumun bütün kesimlerine sirayet ediyor."
'BATIDA ADAY ÇIKARMAMA BİR SEÇENEK YARATMA MESELESİDİR'
Batı'da bazı yerlerde aday çıkarmayarak bir seçenek yarattıklarını vurgulayan Sezai Temelli, "Biz bir seçenek yarattık. Batıda aday çıkarmama meselesi bir seçenek yaratma meselesidir. Sadece belediyelerin el değiştirme meselesi değildir. Çünkü oy hesaplarına sıkışmış, seçmen olma vasfının ötesinde bir vatandaş olma ve hak mücadelesi verme kimliğine bürünmekten imtina eden, siyaset yapamaz hale gelmiş geniş kitlelere siyaset yapma zemininin yaratılması gerektiğine inanıyoruz. Dolayısıyla burada seçenek yaratıyoruz. Eğer biz bunu yaratmasaydık, İstanbul, İzmir, Adana gibi büyük kentlerde, seçmenleri hareketlendirmek, demokrasi mücadelesine katmak, hak talepli bir mücadelenin içine çekmek çok olanaklı olmayacaktı" diye konuştu.
'ASLINDA BİR YERDE REFERANDUM, BİR ANLAMDA İKİNCİ TUR YAPIYORUZ'
Temelli, kamuoyu araştırmalarına göre, HDP'nin bu stratejisi ortaya çıkana kadar çok büyük bir kararsız, küskün seçmen kitlesi olduğunu, bugün ise seçmenlerin bir irade ortaya koyacaklarını söylediklerini kaydetti.
Temelli, "Aslında bir yerde referandum yapıyoruz, bir anlamda ikinci tur yapıyoruz. Her il, ilçe ölçeğinde yerelde, tam da 24 Haziran sonrasında ihmal ettiğimiz o ikinci tur adımını atmaya hazırlanıyor. Tabii burada özellikle AKP-MHP bloğunun karşısına çıkacak adaylar, bu demokrasi zeminin baskısıyla hem söylemleri hem projeleriyle siyaset yapma estetikleriyle demokrasiyi güçlendireceklerdir. Biz bu anlamıyla bir inisiyatif aldık, cesaretli adım attık. Aday çıkarmadığımız yerlerde de belediye meclisleri var. Her yerelin de bir parlamentosu var, oralarda aday çıkarıyoruz, oralarda temsil edileceğiz" dedi.
'BÜTÜN HESAPLARI KAPATTIĞIMIZ ANLAMINA GELMEZ AMA…'
Sezai Temelli, CHP'nin milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasındaki tavrı hatırlatılarak, tabanın bu stratejiyi destekleyip desteklemediğine, tabanda bir kırgınlık olup olmadığına ilişkin soruyu da yanıtladı:
- Bu tabii bütün hesapları kapattığımız anlamına gelmez. Yani demokrasi mücadelesinde çok ciddi sıkıntıların yaratıldığı süreçler yaşadık. Hala mesela bir sürü arkadaşımız sırf bu nedenden dolayı cezaevinde. Ama biliyoruz ki bunu kırmanın yolu bu mücadeleden geçiyor. Sürekli olarak seçimleri bu anlamıyla çok fazla önemseyip, seçim sonuçlarına endeksli bir siyaset yapmak yerine mücadeleye endeksli bir siyaset yapmayı önümüze koyduk. Dolayısıyla 31 Mart seçimleri önemli bir eşik. Ama 1 Nisan her şeyin sonlandığı nihayete erdiği bir tarih olmayacak. Mücadele devam edecek. 1 Nisan'da biz inanıyoruz ki eğer AKP-MHP blokunu geriletirsek Türkiye'nin demokrasi konusunda önü açılacaktır ya da biz bu tecridi kırabilirsek, Türkiye'nin barış konusunda, demokratik çözüm konusunda önü açılabilecektir. Böyle bütünlüklü ele alıyoruz.
HDP'nin attığı adımın bir parti lehine bir ittifak zemininde atılmış bir adım olmadığını vurgulayan Temelli, amaçlarını bu sistemden, bu rejimden olumsuz etkilenen bütün mağdur olanların siyaset yapabileceklerini sağlayacak bir zemin yaratmak olduğunu söyledi.
'OY MÜHENDİSLİĞİ YAPILIYOR'
Seçim güvenliğine ilişkin soruları da yanıtlayan HDP Eş Başkanı Temelli, muhalefet partilerinin geçen seçimlerde yapmış oldukları çalışmaya benzer bir çalışma için çabaların sürdüğünü anlattı. Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
- Böyle bir çalışma olacak. Ama onun ötesinde Kürdistan'da bir mühendislik var. Oy mühendisliği. Bu işin içinde YSK da var, bu işin içinde valisi var, kaymakamı var. Geçen gün kaymakam, muhtarları toplamış, yerellerde sosyal yardımlar kaymakamlar eliyle dağıtılıyor, muhtarlara şantaj yapmış, ‘yardım istiyorsanız AKP'ye oy getirin' demiş. Şimdi kaymakamlar böyle, garnizonlar çalışıyor, 142 belgesi uygulaması var. Artık bunların hepsini hepimiz biliyoruz. Bütün bu hileler artık açık açık yapılıyor. Biz şu ana kadar 40 binden fazla tespiti yaparak, durdurabildik. Ama çok daha fazlası olabilir. Belli yerlerde geneli etkilemeyecektir ama belli küçük yerlerde özellikle belediyelerin kaybedilmesi, muhtarlıkların kaybedilmesi söz konusu olabilir. Çünkü 10 bin tane güvenlik görevlisini bir günlüğüne görevlendirmiş. Bazı yerlerde 10 bin çok ciddi sonuçlar doğurur. Hatta bazı yerlerde 10 tane oy bile sonuç değiştirebilir. Bu tür hesaplar var, bunu biliyoruz. Biz yine de bütün bu hesaplara rağmen maksimum bir verim alacak şekilde çalışmaları sürdürüyoruz.
'SEÇİMDEN SONRA NORMALLEŞME BEKLEMİYORUM'
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'ye, 31 Mart seçimlerinden sonra uzun bir süre seçim olmayacağının anımsatılarak ülkede bir normalleşme bekleyip beklemediği de soruldu. "Samimi fikrim beklemiyorum" diyen Temelli, şöyle devam etti:
- Çünkü burada devletin bekası dedikleri aslında rejimin bekası. İktidar kendi bekası ile devletin bekasını özdeşletirmeye çalışıyor. Bir devlet-parti modeli ile yaklaşıyor. Tekçi anlayış dediğimiz bu. Bir normalleşme yani hukuk devleti olma yönünde ki normalleşmenin en önemli göstergesi hukuk devleti meselesi olsa gerek, çünkü yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı, insan hakları, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü bütün bunlar ancak hukuk devleti başlığı altında konuşabileceğiniz bir şeyler. Hukuk devleti çerçevesinde atılacak bir normalleşme adımı rejimi sorgulatır. Çünkü bu rejim uydurma bir rejimdir.
'2021 GİBİ BİR ERKEN SEÇİME GİDİLME OLASILIĞI VAR'
- Bu siyaseten de toplumsal olarak da diğer dinamikler açısından bir karşılığı olan değil, dayatılan uydurma bir rejimdir. Sürdürülemediği için zaten bu krizi yaşıyoruz. İçine düştüğümüz krize bakın. Toplumsal geniş bir krizle karşı karşıyayız, siyasi, iktisadi krizle karşı karşıyayız. Bir çöküntü hali var ve rejim kendini ayakta tutabilmek için artık neredeyse bütün toplumu şiddet girdabına sürüklüyor. Otoriter rejimi inşa etme derdiyle şu anda karşı karşıyayız. Dayatıyor kendisini. Şimdi normalleşme dediğiniz hukuk devleti adına atılacak adımların hepsi bu anlamı ile bir tartışma başlatacak. İlk yapılacak genel seçimler. Bunun tarihi ne olur tartışılır ama 2021 gibi bir erken seçime gidilme olasılığı var. 2019-2020 çok çalkantılı geçebilir. Bu ülkede rejim her krizle birlikte yeniden sorgulanacaktır. Ama 2021'den daha öteye ömrü olacak bir rejim değildir, bir sistem değildir. Bir değişim dönüşüm potansiyelini toplum kendi içinde barındırıyor.
'SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SİSTEM DEĞİL'
Temelli, 2021 tarihini hem siyasi hem ekonomik olarak verdiğini ifade ederek, "En fazla iki yıl içinde bir değişim dönüşüm toplumun önüne gelecektir. Çünkü sürdürülebilir bir sistem değildir, hem iktisadi olarak hem siyasi olarak" dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...