İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, " Türkiye, 7 Haziran ile 1 Kasım arasını da yaşadı. PKK'nın siyasi kolu olan HDP, çok açık bir şekilde halkı tahrik ederek 7 Haziran ile 1 Kasım arası aldığı oylar üzerinden demokratik bir sorumluluk taşıması gerekirken, tam tersi kendi bütün yetkilerini PKK'ya devretti. PKK'nın talimatıyla adım attı. Bu büyük bir şımarıklık ve sorumsuzluktu. Şımarıklık ve sorumsuzluk, oradaki vatandaşlarımıza karşı veya Türkiye'nin herhangi bir yerinde HDP'ye oy veren vatandaşlarımıza karşıydı. Bunun bedeli Türkiye'ye çok ağır oldu." dedi.
Soylu, TGRT Haber'de yayımlanan Türkiye Gazetesi Yazı İşleri Toplantısı'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Seçim güveliği konusunda, seçmenin aklını karıştıracak herhangi bir tereddüt var mı?" sorusu üzerine Soylu, Türkiye'nin, seçimi dünya ölçeğinde en iyi yapan ülkeler sıralamasında başta geldiğini söyledi.
Bakan Soylu, seçime girerken 7 bölgede valiler, jandarma komutanları, emniyet müdürlerinin gerekli toplantılarını gerçekleştirdiğini, bütün bölgelerde seçim güvenliğinin nasıl olacağını üç esasa dayandırdıklarını anlattı.
Bu üç esasın, "propaganda dönemi güvenliği", "oy kullanma güvenliği" ve sandıklar kapandıktan sonra "oyların sayılma, seçim merkezlerine taşınma ve sonuçların belirlenmesi güvenliği" olduğunu aktaran Soylu, İçişleri Bakanlığı'nda ilk kez seçim güvenliğine ait bir kurul oluşturduklarını belirtti.
İçişleri Bakanı Soylu, seçimde 531 bin güvenlik görevlisinin çalışacağını ifade ederek, "Burada özellikle hava, deniz araçları, TOMA'sından zırhlı araca kadar tüm araçlarımız, insansız hava aracından insanlı keşif uçağına, helikopterlerimize kadar bütün araçlarımız görevde. Herkesin oy kullanması, iradenin hür ve özgür biçimde sandığa yansıtılabilmesi için bütün gerekli çalışmaları gerçekleştirdik. Pusulaların basılması işlemine kadar bütün güvenlik işlemleri en titiz şekilde sürdürülmektedir." dedi.
Sandıkların taşınması ve birleştirilmesi konusuna değinen Soylu, Türkiye'nin her tarafını güvenli bulduklarını ifade ederek, "Bak bu sandıktan bir eksik oy çıkarsa, bizimkiler size gösterir." gibi bir tehdidin, dağın başında, mezrada yaşayan bir adam için önemli olduğunu dile getirdi.
Yüksek Seçim Kurulu'na taşınması ve birleştirilmesi için toplam 2 bin 81 sandık bildirdiklerini, kurulun ise bunların 1184'ünü kabul ettiğini anlatan Soylu, "Bizim bu konuda tekrar itirazımız oldu. Onlar itirazımızın çok az bölümünü kabul etti. Toplam 186 bin kişilik bir taşıma. Biz bir kişinin bile hür ve özgür bizimde oy kullanmamasından sorumluyuz." dedi.
"Bütün yetkilerini PKK'ya devretti"
İçişleri Bakanı Soylu, "Sandık meselesiyle ilgili bu tepkinin, özellikle HDP ile gizli bir ittifak halinde olan bir partiden geliyor olmasını nasıl değerlendirmek lazım? CHP'nin HDP ile ittifak yaptığı çok konuşuluyor. Böyle bir teşebbüsün bölgedeki yansıması nasıl olur?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Türkiye'de 15 Temmuz'da bir darbe oldu, bunu unutmamamız gerekir. 15 Temmuz'dan sonra bir referandum yaptık. 15 Temmuz'dan sonra 2017'de yüzde 7,4 büyüdük. Türkiye, 7 Haziran ile 1 Kasım arasını da yaşadı. PKK'nın siyasi kolu olan HDP, çok açık bir şekilde halkı tahrik ederek 7 Haziran ile 1 Kasım arası aldığı oylar üzerinden demokratik bir sorumluluk taşıması gerekirken, tam tersi kendi bütün yetkilerini PKK'ya devretti. PKK'nın talimatıyla adım attı. Bu büyük bir şımarıklık ve sorumsuzluktu. Şımarıklık ve sorumsuzluk, oradaki vatandaşlarımıza karşı veya Türkiye'nin herhangi bir yerinde HDP'ye oy veren vatandaşlarımıza karşıydı. Bunun bedeli Türkiye'ye çok ağır oldu.
Ellerinde bir maymuncuk var. Bu maymuncuğun biri PKK, HDP. Bu maymuncuğu istedikleri zaman devreye sokmak için çaba sarf ediyorlar. Türkiye'nin, PKK'ya karşı ortaya koyduğu mücadeledeki en önemli şey şu, Türkiye, bütün dünya ölçeğinde bu tip mücadeleleri gerçekleştiren ülkelerin katbekat üzerinde. Demokrasi ve hukuk çerçevesinde bu mücadeleyi gerçekleştirdik. Eğer öyle olmasaydı, bizim ipliğimizi pazara çıkarırlardı."
"Son bir haftada 21 terörist etkisiz hale getirildi"
"PKK ile mücadele bitme noktasına geliyor mu? Kandil konuşuluyor. Kandil ile bu nihayete erecek mi?" sorusu üzerine Soylu, şunları söyledi:
"Türkiye terörle topyekun mücadele ediyor. Bunun bir proje örgüt olduğu apaçık ortadadır. Kendi iç muhaliflerini temizlemekle başlayan bir süreçle aslında adım attı. Apo denilen bir karakter oluşturmaya çalıştı. Bunun üzerinden Türkiye içerisinde sürekli, hem Türkiye'nin gücünü hem demokrasisini hem birliğini hem de büyümesini zedelemeye çalışan bir alan oldu. Aynı zamanda Orta Doğu'ya da sirayet etmeye çalıştı. Türkiye dönem dönem kendisinin terörü bitirme kabiliyetini yükseltti."
Soylu, geçen yıl PKK'ya ait 1800, bu yıl ise 700 sığınağın imha edildiğini, insansız hava araçlı operasyonlarda ise hiç şehit vermediklerini, son bir haftada Şırnak'ta Bestler Dereler Bölgesi'nde 21 teröristin etkisiz hale getirildiği anlattı.
"Dağa katılım azaldı hatta iyice minimize oldu. Şu anda gelinen nokta nedir?" sorusuna karşılık Soylu, "HDP ve PKK'lılar şunu söylüyor; 'Çözüm sürecini AK Parti bozdu.' Biz mi bozmuşuz? Türkiye bir irade ortaya koydu. Türkiye, milleti ile kendi arasına girmek isteyen bir nefret dilini ortadan kaldırabilmek, oyun kuran bir yapıyı bertaraf edebilmek için vatandaşı ile beraber bir adım atmaya çalışıyor. Katılım şu anda 45'ler seviyesinde. Bunun içinde 12-13 muallaktır. Geçmiş dönemlerde katılan olup da kendisiyle ilgili haber alınamayan kişileri de ilave ederiz." yanıtını verdi.
"İnsanları perişan ettiler"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin terör örgütüne karşı olağanüstü üstünlük sağladığını, askerin, jandarmanın, istihbaratın terör örgütüne karşı mücadeleyi sürdürdüğünü, lojistiğini ve finansal kaynaklarını kesmeye çalıştıklarını belirterek, "HDP ilçe teşkilatları ile kayyum atadığımız belediyeler, tamamen dağa adam götürme mekanizması olarak çalıştılar. Oradaki insanları perişan ettiler." diye konuştu.
"HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'a özgürlük konusunda mahalle baskısı var mı?" sorusuna karşılık Soylu, şunları söyledi:
"Mahalle baskısı var. Temel Karamollaoğlu'nu anlamak mümkün değil. Allah akıl sağlığı nasip etsin. Türkiye'de bu kadar sorumsuz siyaset yapılamaz. Ben Muharrem İnce'ye bir şey demem. Neden demem? Tıyneti bellidir. Onlar Türkiye'nin karşısında ne varsa orada durur. Öbür tarafta Meral Akşener. 'Milliyetçi kesimden geldim.' diye çok büyük bir iddiayla beraber parti kuracaksınız, gelip dayandığınız nokta, Selahattin Demirtaş'ın Edirne Cezaevi'nden çıkması olacak."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...