Belgeler, Lübnan’da siyasi güç olan militan örgüt Hizbullah’ın yer aldığı hükümeti devirmek için Suudilerin bir “Arap kuvveti” oluşturulmasını ve ABD ile NATO’nun vereceği deniz ve kara desteğiyle Hizbullah’ın yok edilmesini teklif ettiğini gösterdi.
İki yıl önce hazırlanan ve dünyanın en istikrarsız bölgelerinden birinde savaş çıkmasına neden olabilecek plan, Suudi Arabistan’ın ve ABD’nin Lübnan’da artan nüfuzuna yönelik artan endişelerini de gözler önüne serdi.
Lübnan’ın işgal edilmesini öngören teklif, Suudi Arabistan’ın tecrübeli Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal tarafından, ABD’nin Irak özel danışmanı David Satterfield’e yapıldı. ABD, planın uygulanabilirliğine askeri açıdan şüpheyle yaklaştı.
Planın hayata geçirilmesi halinde, 1983’te Beyrut’taki ABD askeri üssüne yapılan bombalı saldırıların ardından bölgeden çekilen ABD, yeniden Lübnan’a girmiş olacaktı. Üzerinden 27 yıl geçen saldırıda, ABD'li ve Fransız askeri personelden toplam 299 kişi ölmüştü.
‘İRAN LÜBNAN’I ELE GEÇİRECEK’
“Gizli” olarak sınıflandırılan bir kriptoya göre, Faysal, Hizbullah’ın askeri gücüyle Lübnan hükümetine karşı tehditkar duruşunu sonlandırmak için bir “güvenlik yanıtı”na ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Belgede şu ifadeler yer aldı: “Özel olarak, Suud Beyrut’ta düzen oluşturmak ve düzeni korumak amacıyla bir ‘Arap kuvveti’ oluşturulmasını önerdi… ABD’nin ve NATO’nun ulaşım ve lojistik desteğin yanı sıra, ‘donanma ve hava desteği’ vermesi gerekebilir.”
Belgeye göre Suud, Hizbullah’ın Beyrut’ta elde edeceği zaferin, o dönem iktidarda olan Siniora hükümetinin sonu anlamına geleceğini ve Lübnan’ın ‘İran tarafından ele geçireceğini’ belirtti.
Suud’un planı, Lübnan Başbakanı Faud Siniora hükümetinin Hizbullah ve Lübnan’daki, diğer İran ve Suriye yanlısı grupların Beyrut’u kuşatmasının ardından gelen günlerde ABD’ye iletildi. Beyrut’taki olayların öncesinde, 17 ay süren sokak gösterileri yaşanmıştı.
Siniora, yaşanan gerginlikten Hizbullah’a çok büyük imtiyazlar sunarak kurtulmayı başarmıştı. Siniora, görevini kendisi gibi Batı yanlısı Saad Hariri’ye teslim etmişti. Ancak Lübnan’da asıl gücü elinde bulunduran Hizbullah, 2006 yılında yaşanan İkinci Lübnan Savaşı’nda İsrail’i yenilgiye uğratmasının ardından Arap ülkeleri tarafından kahraman gibi görülüyor.
BM ÖRTÜSÜYLE İŞGAL
Suud, söz konusu belgede, Hizbullah’ın Siniora hükümetine karşı aldığı zaferin “İran’ın Irak ve Filistin cephesindeki eylemleriyle birleşmesi halinde ABD ve tüm bölge için bir felaket olacağını” belirtti. Suud aynı zamanda, Beyrut’taki mevcut durumun “tamamen askeri” olduğunu ve çözümün de askeri olması gerektiğini ifade etti.
Belgeye göre, Suud’un bahsettiği mevcut durum “Arap dünyasının ‘az gelişmiş ülkelerinden’ oluşturulacak Arap kuvvetiyle ‘BM örtüsü altında’ Beyrut’un kontrol altına alınmasını” gerektiriyordu.
Suud, Siniora’nın planına büyük destek verdiğini ancak plandan sadece Mısır ve Ürdün ile Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın haberi olduğunu belirtti. Suud, Beyrut hakkındaki gelişmeler konusunda Suriye’yle hiçbir temas kurulmadığını belirterek, “Bunun ne faydası olur ki?” ifadesini kullandı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, İran’ın ilerlediği tüm cephelerde değerlendirildiğinde, Lübnan’ın, İran karşıtı müttefikler arasında “kazanacağı en kolay savaş” olacağını belirtti.
Satterfield, Suud’un belirttiği planın “politik ve askeri” açıdan uygulanabilirliğinin özellikle BM’nin desteğini kazanma aşamasında tartışmaya açık olduğunu, ABD’nin ise herhangi bir Arap kararını değerlendirebileceğini ifade etti.
Suud, belgenin sonunda BM-Arap barış gücü kuvvetinin ABD’nin hava ve donanma desteğiyle birleşmesinin “Hizbullah’ı Lübnan’dan sonsuza dek uzak tutacağının” altını çizdi.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...