Meşhur ekran yüzleri Prof. Dr. Ahmet Arslan ve Prof.Dr. Celal Şengör'ün her fırsatta "İslamiyet’in ilk 250 yılı zifiri karanlık. İslam'ın başı sonu ortası her tarafı yalan, nasıl ve nerede ortaya çıktığı belli olmayan kapkaranlık bir din!" şeklinde dile getirdikleri bir ideolojileri var. İdeoloji diyorum çünkü...
Bu sözleri bilimsel gerçeklikten uzak ve bir tez dahi değil.
İki bilim adamı da ateist görüşlere sahipler. Olabilir, kişisel tercihleri ama bilim adamı sıfatlarını, ideolojilerine alet etmeleri kendileri açısından hoş olmadı.
* * *
Çünkü bu kadar açık delilleri olan bir konuda muhtemelen bilinçli yaptıkları bu manipülasyonun itibarlarına ağır bir darbe indirdiği-indireceği muhakkak.
Şayet bilmeden bu kadar net gerçeği örtmeye çalıştılarsa bu daha feci bir hata. O zaman şu soru yerinde olur;
Neden halka bilmediğiniz bir konuda bilgi verir gibi yaptınız?
Bilmiyorum. Bu yazıdan sonra belki bir özür dilerler!
Hz. Muhammed yaşamıştır.
Kuran inmiştir.
Ve bunu dünya tarihçileri kabul eder. Çünkü tartışma götürmeyen çok sayıda belge vardır.
* * *
636 yılında yazılmış Suriye günlüklerinden...
British Museum’da bulunan 696 yılına ait Emevi dönemi paraları üzerindeki “La ilahe İllallah Muhammeden Rasulullah” yazılarına kadar sayısız belge ile ispatlı bir gerçeği neden yalanlamaya çalıştılar acaba?
Bilinçli bir kusur olarak duruyor ama fizik kuralıdır güneş çıkınca kar erir!
Ve güneş mutlaka çıkar!
İddia, daha doğrusu Şengör ve Arslan'ın ideolojisi ne söylüyor?
Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği İslam dininin ilk 250 yılı zifiri karanlık ve Hz. Muhammed’in yaşadığına dair kanıt yok.
Yani, 570 yılında doğan 632 yılında vefat eden Hz. Muhammed’ten 820 yılına kadar hiç bir kanıt olmadığını iddia ettiler.
* * *
Bu arada yaygın kamuoyu algısının aksine Prof. Dr. Celal Şengör bir tarihçi değildir. Yer bilimcidir.
Prof. Dr. Ahmet Arslan, Ankara Üniversitesi'nde felsefe okudu.
Lakin her fırsatta ekranlarda tarih dersi veriyorlar. Ukalalık yapmak istemem ama şayet tarih dersi vereceklerse, lütfen tarihi tam öğrenerek anlatsınlar.
Ayıp oluyor böyle!
Tarih bu satırların yazarının da uzmanlık alanı değildir, sosyoloji ve siyaset bilimi üzerine eğitimim var ve halen İstanbul
Üniversitesi Tarih bölümü 4. sınıf öğrencisiyim.
Ve araştırmayı severim!
Şunu demek istiyorum.
Şöhret put gibidir bazen.
Sizi yanıltmasın.
Gerçek, herkesin malıdır...
Buyurun işte iki hocayı da tekzip eden o belgeler...
* * *
YIL 634... DATHİN SAVAŞI'NDA MUHAMMED’İN ARAPLARI
1) Romalılar ve Hz. Muhammed’in ordusu 634 yılında savaştılar ve Araplar Romalıları yendi. Tarihçiler bu savaşa Dathin savaşı diyor. Bu belgelerde “Muhammed’in Arapları” diye açıkça
Peygamberin ismi ve Bizanslıları mağlup etmesi belirtilmiştir.
YIL 636... SURİYE GÜNLÜĞÜ
2) 636 yılında yazılmış bir Suriye günlüğüne şikayetlerini yazmışlar. Muhammed’in ordusunun Bizans topraklarını işgal ettiği Galile’den Belh’e kadar her yeri ele geçirdikleri, askerleri öldürdükleri ve bir sonraki savaşın 636’da Gabitha’da olduğu yazar.
Gabitha, bildiğiniz gibi Yermük ırmağının yanındadır ve ünlü teolog Nöldeke bu savaşın tarihinin ve yerinin Yermük savaşının tarihine tam uymakta olduğunu söylemektedir.
YIL 665... MORONİT GÜNLÜKLERİ
3) 665 yılında Hristiyanlar tarafından yazılan Maronit günlüklerinde de halife Muaviye’den ve Hz. Muhammed’den aşağıdaki ifadelerde açıkça söz edilmektedir;
"Aynı yılın Temmuz ayında emirler ve birçok Arap toplandı ve Muaviye’ye sadakatlerini verdi. Sonra, egemenliğinin tüm köylerde ve şehirlerde kabul edilip kral ilan edilmesi gerektiği yönünde bir emir çıktı..."
TARİH 670... SHORT CRONİCLE "LİDERLERİ HZ. MUHAMMED"
4) Hz. Muhammed’den bahseden diğer bir kitap ise “Short chronicle” diye tanınan kitaptır. Nöldeke ve daha birçok ünlü teolog bu kitabın 670-680 arasında yazıldığını teyid etmişlerdir. Bu kitap
Suriye Ortodoks kilisesi tarafından yazılmıştır.
Kitapta şu ifadeler geçer, "Tanrı onlara karşı İsmail oğullarını gönderdi. Sayıları kumsaldaki kumlar kadar çoktu. Liderleri Muhammed’di. Ne duvarlar, ne kapılar, ne de kalkanlar onlara karşı dayanamadı.
YIL 700... HZ. MUHAMMED YAHUDİLERİN BEKLEDİĞİ MESİH
5) 700’lü yıllarda yaşamış olan Shimon bar Yochai isimli Yahudi Rabbi’si “The Secrets of Rabbi” isimli kitabında İslam Peygamberinin Yahudilerin beklediği gerçek Mesih olduğunu yazar. Kitabında şu ifadelere yer vermiştir.
"Kutsal olan BİR (Yehova) tarafından kutsanmış ölümlüden korkmayın. O sizi
kötülüklerden kurtarmak için İsmail’in krallığını getiriyor. O’nun (Tanrı’nın) isteğine uygun olarak üzerlerine bir peygamber yetiştirecektir. Ve onlar için toprakları fethedecek."
YIL 660... HZ MUHAMMED'DEN MAHMET DİYE BAHSEDİLİYOR
6) Diğer bir belge de Ermeni kayıtlarında var. Bir ermeni keşişi olan Sebeos tarafından 660’lı yıllarda yazılan ve “The History of Sebeos” ismiyle tanınan eserde İslam’ın ilk yılları, İslam peygamberi, fetihler ve 656-661 yılları arasında Müslümanlar arasında çıkan fitneler yazılmıştır. 660’lı yıllarda yazdığı kitabında Hz. Muhammed’den Mahmet diye şöyle bahseder, "Çöl yollarını aşarak [peygamber ve yoldaşları] Tachkastan’a,
İsmail’in oğullarına gittiler. Onları yardımlarına çağırdılar ve kutsal metinler yoluyla onlara akrabalık ilişkileri hakkında bilgi verdiler. Ancak ikincisi akrabalık ilişkilerinden ikna olmuş olsa da, kültürleri birbirinden ayrıldığı için çok sayıda anlaşma konusunda birleşemiyorlardı..."
YIL 634... DOCTRİNA JACOBİ
7) 634-640 yılları arasında Yunan Hristiyan doktrini üzerine olan Doctrina Jacobi isimli kitapta ise yazar üç Yahudi ile olan diyaloğunu aktarır ve Filistin’den kaçan arkadaşının ona mektup yazdığını, mektubunda sözde bir peygamberin çıkmış olduğunu fakat Peygamberlerin kan dökmediği halde bu kişinin kan döktüğünü kılıçla fetihler yaptığını anlatmıştır. Araplar’ın Kayseya’yı aldıklarını kendisinin de Filistin’den kaçtığını yazmıştır. Bu kitapta Hz. Muhammed’in ismi verilmese de bahsettiği Peygamberin Hz. Muhammed olduğu açıktır.
ŞAMLI KEŞİŞ JOHN "MUHAMMED TESLİS İNANCIYLA MÜCADELE EDİYOR"
8) Şamlı keşiş johna ait yazıtlar yedinci yüzyılda yazılmış yazıtlarında keşiş John, Muhammed Peygambere Deccal’in (anthichrist) habercisi demiştir. Michael Bonner, böyle demesinin sebebini, Muhammed’in teslis inancıyla mücadele etmesi olduğunu yazmıştır.
YIL 687... BOOK OF THE SALİENT POİNTS "MUHAMMED BİR REHBER"
9) Diğer bir yazar John bar Penkaye’dir. Kuzey batı Mezopotamya’da yaşamış, bir manastır rahibidir. “Book of the Salient Points” diye bilinen kitabı vardır. Bu kişi daha çok Arapların kurduğu ilk islam devleti olan Emevi devletinin erken yıllarını, 687 yılına kadar yazmıştır ve bir yerde Hz. Muhammed’den adıyla şöyle söz etmiştir:
(Emeviler) başlangıçta eğitmenleri Mu?ammad’in geleneklerine (mašlm?n?t?), yasalarına karşı zalimce davrandığı görülen herkese ölüm cezası verebilecek ölçüye geldiler.”
Yine bir yerde de İslam Peygamberini rehber “mehadyana” diye nitelendirmiştir.
ODESALI JACOP "ARAPLARIN KRALI MUHAMMED"
10) Odessa’lı Jacob yedinci yüzyılın sonunda yani henüz Araplar’ın tarih yazımına başlamadığı dönemlerde Hz. Muhammed’den ve getirdiği dinden bahsetmiştir. Hz Muhammed yaşadı mı sorusu Odessa’lı Jacob’un günlüklerinde şu ifadelerle tartışmaya kapanır;
Arapların ilk kralı Muhammed 7 yıl hüküm sürdü ve Ebubekir 2 yıl 7 ay hüküm sürdü" Muhammed ticari işler için Filistin ve Suriye’ye gitmiştir.
YIL 696… EMEVİ PARASINDA HZ. MUHAMMED’İN İSMİ VAR
11) British Museum’da bulunan 696 yılına ait Emevi dönemi paraları üzerinde “La ilahe İllallah Muhammeden
Rasulullah” yazıları vardır.
YIL 702... İRAN PARASINDA HZ. MUHAMMED’İN İSMİ VAR
12) 702 yılında Sasani topraklarında basılan madeni parada Fatiha suresi ve Muhammeden Rasulullah ifadeleri vardır.
YIL 685... TARİHLİ BRİTİSH MUSEUM'DA BULUNAN PARADA HZ. MUHAMMED’İN İSMİ VAR
13) British Museum’da bulunan 685 tarihli madeni paranın üstünde Muhammeden Rasulullah diye yazılıdır.
YIL 691... KAHİRE MÜZESİ'NDEKİ TAŞ KİTABEDE HZ. MUHAMMED’İN İSMİ VAR.
14) Kahire müzesindeki 691 tarihli bir taş kitabede şu ifadeler geçer. Muhammed’in ölümünden sonra İslam kendilerinin üzerine kalan İslam halkı.
FAKAT SİZ BİLİNİYORSUNUZ!
Bir önceki yazımda iktidar içinde bazı kişilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir çeşit bakanlar üstü güç olarak tanımlanan özel kalem müdürü Hasan Doğan'a yönelik negatif operasyonlar yaptığını, bu operasyonların özellikle birisi eskiden kritik makamda, ötekisi bir gazeteci tarafından gerçekleştirildiğini ifade etmiştim.
En ufak bir robot resim çizmediğim halde ilgili kişiler kendilerini tanımlamış olacaklar ki değişik yollarla benimle temasa geçmeye çalıştılar.
Bu iki kişinin Hasan Doğan'a karşı manipülatif haberleri yaymak için kullandığı isim de solcu görünen ünlü bir gazeteci. Gayri resmi temaslardan hoşlanmadığım için bu yaklaşımları yanıtsız bıraktım.
Aynı ekip şimdi de Hasan Doğan'ın ya görevden alınacağını, ya da Büyükelçi olarak atanacağını yayarak, Doğan'ın güç alanlarına "Hasan Doğan geçici. Çok da onu dinlemeyin!" mesajı vermeye çalışıyorlar.
Ne görevden alır, ne de büyükelçi yapar.
Hatta Hasan Doğan'ı kendisi istese bile yanından ayırmaz.
Belki makul bir süre sonra bakan yapar!
Bakalım bu tuhaf psikolojik savaş hangi noktaya evrilecek.
İzliyorum!
VELHASIL: Unutmayın ki, intikam gecikir ama asla yaşlanmaz. - Sultan IV. Murad
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...