Beş ilde yapılan ortak açıklamayla, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç'ın yanı sıra Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yazı İşlerinden Sorumlu Müdür Aydın Keser'in tutuklanması başta olmak üzere, son günlerde yaşanan tutuklama ve gözaltılar protesto edildi.
?TGS'nin açıklamasında, "Türkiye son 15 gün içinde yine gazeteci tutuklamaları ve yargılamalarıyla gündemde. Son 15 gün içerinde 28 meslektaşımız gözaltına alındı, 8'i tutuklandı. Dış politikadaki gelişmeler nedeniyle gazeteciler hedef haline getirilmekte. Türkiye toplumuna gerçekleri ulaştırmak dışında bir şey yapmayan gazeteciler suçlu, hatta hain ilan edilmekteler" denildi.
Sendikanın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Gazetecilik kamu çıkarlarını korumak için yapılan bir meslektir. Gazeteciliğin gayesi; yönetenleri ya da bir kesimi, onların çıkarlarını korumak değil toplumun çıkarlarını korumaktır. Sadece yaptıkları haberler nedeniyle 8 gün içinde Yakın Doğu Haber Ajansı Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, Oda Tv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yeni Yaşam Gazetesi Yazıişleri Müdürü Aydın Keser, Oda Tv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, Odatv muhabiri Hülya Kılınç, Rudaw muhabiri Rawin Sterk tutuklandı. Ankara'da 3, İstanbul'da 1 Sputnik çalışanı, Edirne'de 13 yerli ve uluslararası medya kuruluşlarında çalışan gazeteci gözaltına alındı ve serbest bırakıldılar. Son tutuklamalar ile birlikte cezaevlerindeki gazeteci sayısı 91'e yükseldi.
Korkmuyoruz, susmuyoruz.#GazetecilikSuçDeğildir
— Gazeteciler Sendikası (@TGS_org_tr) March 10, 2020
?? Kurtuluş Arı pic.twitter.com/tn7JiQYirJ
'Gazetecilik suç değildir'
Peki neden? Türkiye toplumundan ne gizleniyor? Gazetecileri böylesine hedef haline getiren onları hukuksuz bir biçimde gözaltına alıp tutuklatan gerçekler ne? Hukuksuz biçimde diyoruz çünkü son yaşadığımız tutuklamalarda da bir kez daha gördük ki yargı bağımsız hareket etmiyor. Telefonla çağrılsalar gelecek olan gazetecilerin evlerine baskınlar yapılarak gözaltına alınıyorlar, serbest bırakıldıkları suç iddiasından bir gün sonra tutuklanıyorlar.
Mahkeme heyetinin bir gün içerisinde bulduğu yeni suç delillerini açıklaması gerekiyor. Murat Ağırel örneğinde de gördüğümüz gibi aynı kararın içerisine hem serbest bırakılmasını hem de tutuklanmasını isteyen yargılamanın tarafsız olduğunu kim söyleyebilir? Yargımız artık kopyala yapıştır modeliyle mi karar veriyor? Hukukun ayaklar altına alındığı bugünlerde gazeteciler olarak adalet istiyoruz.
Adalet istiyoruz çünkü; halkın haber alma hakkının gasp edildiği, gazetecilerin hukuksuz bir biçimde tutuklandığı bir ülkede demokrasiden, insan haklarından, birlikten, beraberlikten bahsedilemez. Adalet istiyoruz çünkü, kendi çıkarlarımız için değil ülkenin çıkarları için yazıyoruz. Adalet istiyoruz çünkü, gazetecilik suç değildir. Buradan Adalet Bakanı'na çağrıda bulunuyoruz ve gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanan meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Hukuk ve adalet, bir gün herkes için gerekli olacaktır."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...