Güngör Uras yazısı
Dolar ve altın fiyatı dışarıda oluşuyor. Dışarıda dolar ve altına talep arttığı için dışarıda doların ve altının fiyatı yükseliyor. İçeride dolar ve altına talep sınırlı. Fakat dolar girişi yavaşladı. İşte bu nedenle dolar dışarıdaki fiyat artışının biraz üzerinde. Altın fiyatı bizde dolara bağımlı olduğu için altın fiyatında da benzer bir gelişme var.
Krizin Amerikan ekonomisini daha fazla vurmasına ve de Amerikalıların faturayı ödeyebilmek için devamlı borçlanmalarına, cari açık vermelerine, dolar basmalarına, faizi indirmelerine rağmen dünyanın her köşesinden dolara talep azalmıyor, artıyor.
İnsanlar Japon Yeni’nden İngiliz Sterlini’nden, Avrupa’nın Euro’sundan kaçıyor. Paralarını dolara çeviriyor. Paralarını ABD’ye postalıyor. İşte bu nedenle dışarıda doların değeri yükseliyor.
Bir ara 1.60 dolara 1 euro alınabilecek kadar ucuzlamıştı dolar. Geçen hafta sonu 1.25 dolar ile 1 euro alınabiliyordu.
2004 sonunda l İngiliz sterlini alabilmek için 1.93 dolar ödeniyordu. Geçen hafta dolar o kadar değerlendi ki, 1 İngiliz sterlinin fiyatı 1.42 dolara düştü.
Bankalar batacak korkusu yayıldığından, parası olanlar (bankalar dahil) dolar satın alarak paralarını Amerikan Hazine Bonosu’na bağlıyor. Yatırımcıya göre şimdilerde tek sağlam kazık Amerikan Bonosu’dur.
Dışarıdaki altın talebinin arkasında ise güvence arayışı var. Altın yatırımı spekülatif yatırımdır. Geçmişte de görüldüğü gibi altında talep tersine döndüğünde, kaybetme riski büyüktür. Fakat bugün varlıklarının tamamını kaybetme riski ile karşılaşanlar, altın yatırımında hiç olmazsa kayıp miktarı sınırlı kalır düşüncesiyle altına yöneldi.
Gelelim Türkiye’ye. Türkiye’de şu günlerde dolara kurumsal ve kişisel talep çok sınırlı. Talep olmadığından değil, dolar girişi yavaşladığından dolar fiyatı artıyor.
Bizde talep de arz da düştü
Yıllık döviz açığımız (cari açığımız) 45-50 milyar dolarlardan 25 milyar dolara inecek gibi görünüyor ama gene de açık var. Her ay en az 2 milyar dolar döviz girişine ihtiyacımız var. Talep sınırlı kalsa da her ay budöviz girmezse, içeride dolar fiyatı artar. (İşte bu nedenle acil olarak IMF ile anlaşmak gerekiyor. IMF bu açığı kapatabilir.)
İçeride dolar talebi sınırlı. (1) Halkın dolar alacak parası yok. Dolar satın alma morali ve ihtiyacı yok. (2) Bankalar ve şirketler, döviz borçlarını çevirmeye başladı. (Dışarıdaki döviz alacaklıları: (a) Paralarını koyacak sağlam yer bulamıyor. (b) Paralarını koyabilecekleri sağlam yerler faiz vermiyor. (c) Türkiye’deki bankalar ve şirketler göreceli olarak sağlam görüntü veriyor. Göreceli olarak yüksek faiz ödüyor. İşte bu 3 nedenle bankalar ve şirketler borç çevirmede zorlanmıyor.) Borç çevirebilen bankalar ve şirketler ise şimdilik imkanlarını dövize yatırmak, dolar satın almak istemiyor.
Bütün bu karışıklığa ve Türkiye’ye olağan döviz girişinin yavaşlamasına rağmen dolar fiyatının çılgınca artmamasında, ufak miktarlarda da olsa, (yükselen fiyatın cazibesi ile ve de ihtiyaç nedeniyle) az da olsa dolar satışlarının etkisi var.
Ancaaakkk... Banka faizlerinin gerilemesi karşısında, Türk Lirası mevduatlarda çözülme başlar ve de Türk Lirası’ndan kaçanlar dolar satın alır mı? Bu tür bir hareket başlar ise ne olur ? Bunu tahmin etmek zor.
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...