Okuyucularım merak ediyorlar, iki haftadır niye yeni yazı yazmadığımı soruyorlar.. İzmirdeyim.. Okullar tatile giriyor, torunlarım karnelerini alacaklar.. Tatil günlerinde oğlum, kızım, eşleri ve torunlarımızla birlikte olalım diye İzmir’e geldik..

Bu sayede, torunlarla birlikte eğleniyor, maçları falan da birlikte izliyoruz.. 10 Kasım günü Atamızı da hep birlikte andık, akşam da Beşiktaş’ın Denizli maçını televizyonda hep birlikte izledik.

Ben isterim ki, torunlarım da benim gibi Atatürk sevgisi içinde yaşasınlar.. Onlar da yaşamlarını Atatürk ilkelerine göre düzenlesinler.. Atatürkün gösterdiği yoldan yürümeyi prensip edinsinler.

tanıyan herkes bilir, ben işte o yoldan  hiçbir zaman ayrılmam, Atamızın yolundan yürürüm. Bu sebeple çocuklar için tam 20, büyükler için de 15’in üzerinde Atatürk kitapları yazıp yayınladım..

Hatırlarsınız iki hafta önceki Türktime’daki yazımın başlığı da; Atatürkün Gösterdiği Yoldan Yürümeliyiz idi..

10 Kasım törenleri sırasında, maçtan önce ve maçı izlerden evlatlarım ve torunlarımla hep bunları konuştuk..

Bu arada bir torunum sordu;

-Dede merak ediyorum, Beşiktaş’ın forması niye Siyah-Beyaz, Fenerin, Galatasarayın renklerinde ise hep Sarı, Lacivert falan var, Siyah ise yok.. Siyah matem rengi değil mi?

Hemen cevabımı yapıştırdım..

“Senin bu sorunu da Atatürkümüze soralım. Çünkü ben her konudaki sorumu önce Atamıza sorarım.. Cevabı Atamızdan alırım” dedim ve derhal, çantamdan rahmetli arkadaşım, sevgili meslektaşım Necati Karakaya’nın ATATÜRK BEŞİKTAŞLI(*) kitabını çıkardım..

Çünkü spor yazarlığı dönemimizde bu soruyu bizler de çok konuşmuş, Necati’nin sağlığında birlikte cevaplar aramıştık. İşte rahmetlinin kitabının 152. Sayfasında Beşiktaş’ın forma renginin siyah olmasının tarihçesi anlatılıyor (biraz sadeleştiriyorum):

“8 Ekim 1912 tarihinde Birinci Balkan Savaşı başlamıştı. Savaş patlak verdiğinde, Osmanlı Ordusu, subay ve erler arasındaki fikir ayrılıkları ve ikilikler dolayısı ile çok düzensiz halde idi. Bu yüzden Osmanlı Ordusu, birçok cephede, kendisinden zayıf düşmanlar karşısında bile yeniliyordu. Sonuçta Yunanlılar Selanik’i almışlar, Arnavutlar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Bulgarlar da İstanbul yakınlarına, Çatalca’ya ilerlemişlerdi.

Bu hazin durum karşısında, Osmanlı Devleti içindeki asil Türk gençliği adeta kalbinden vuruldu. O dönemde fedakar ve asil Türk gençliği içinde önemli bir yeri bulunan bu Beşiktaşlı çocuklar ve gençler, derin üzüntülerinin ifadesi olarak tarihi kararlarını ilan ettiler:

Balkanların tamamı tekrar Türk milletinin oluncaya kadar uğrunda mücadele ettikleri Kımızı- Beyaz’ı, Siyah-Beyaz yaptılar.

Beşiktaş’ın forma rengini Siyah-Beyaz yapması en çok da Mustafa Kenal’i duygulandırmıştı. Çünkü Selanik de düşman elinde kalkış bulunmaktaydı ve Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım da o sırada Selanikte idi.. Oğlu Mustafa Kemal ise, Sofya’da ateşemiliter durumundaydı. Ama Orduda faal bir görev almak için yırtınıyordu. İsteği ise kabul etmemekteydi.. Ama, nihayet 2 Şubat 1915’te 19. Fırka komutanlığına tayin edildi ve İstanbul’a gelerek Milli Mücadeleyi başlatma yolundaki ilk adımını attı ve ülkeyi kurtarıncaya kadar, Türkiye Cumhuriytini kuruncaya kadar canını, herşeyini ortaya koyarak savaştı.

Yaşa Mustafa Kemal Paşa!

(*) ATATÜRK BEŞİKTAŞLI/Necati Karakaya, Cem Ofset .. Dr. Nevzat Demir Frat Plastik.