CHP’de kişisel şöhretini cilalamak için darbe iması yapanları boş verin.

Darbe falan olmaz…

Kesin mi?

Elbette Türkiye’de kesin diye bir ifade lükstür.

Bu coğrafya için “şüphe iyidir, uyanık tutar!” ama…

Darbe tartışmalarının gündemde kalması iktidar için de, Türkiye için de iyi ol(a)maz.

Bu tartışmaların muhtemel komplikasyonunu “Karpuz kabuğunu kaçırmak” deyiminden daha iyi nasıl izah edebilirim ki?

Şayet bir darbe olacaksa, o’nu da hükümet yapacak!

Darbenin mahiyetine birazdan geçerim amma velakin kısa bir mola vereyim…

Hiç ilgisi yok ama Aşık Veysel gibi bir ustayı üstü başı kötü diye Ankara’ya sokmayan Nevzat Tandoğan’ın 1944’te Osman Yüksel Serdengeçti’ye söylediği sözler aklıma geldi.

Ankara’nın meşhur meydanına soyadını veren eski Ankara Valisi Tandoğan, tartıştığı Serdengeçti’ye “Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek; ikincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek.”

Evet, darbe tartışmalarında kalmış ve demiştik ki darbeyi iktidar yapacak…

Peki nasıl?

Açıklayalım…

İktidar kendi getirdiği bu sistemle seçime gitmeyecek!

Bunun için sessiz sedasız özel bir çalışma gurubu kurdular.

Başkanlık sistemini revize ederek eski sürece en yakın yeni bir sistem getirmeye çalışıyorlar.

Bu da olmadı!

Parlamenter sistem yeniden gelecek!

Mesele yüzde 50 barajını aşmak olduğu kadar…

Siyaset dışından atanan bakanların iktidarı giderek halktan uzaklaştırması.

MHP’nin, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin bu duruma sıcak bakmadığı kesin.

Son dönemde karışan twitlerin bunlarla bir ilişkisi var mı acaba?

Neyse…

İktidar, MHP’nin desteği ile kurduğu başkanlık sistemini ağır şekilde revize etmek için kolları sıvadı!

Bakalım bu siyasi darbenin yansımaları nasıl olacak?

YA DELİLER HAKLIYSA :)

Carl Jung "Bana aklı başında bir adam gösterin, sizin için onu iyileştireyim." der.

Aklı başında olanın pek anlamayacağı bir kelime sanki ama derinliği de gayya kuyusu gibi!

Bilirsiniz; 80- 100 yıl sonra bugün yaşayan kimse hayatta kalmayacak, muhtemelen 200 sene sonra da bugün hayatta olanları pek az kişi hatırlayacak!

Gezindiğimiz toprağın altında sadece kemiklerimiz kalacak. 

Oturduğumuz ev, sevdiğimiz kadın, sevmediğimiz insanlar, biriktirdiğimiz tüm anıları geride bırakacağız…

Ay, biz gittikten sonra yine görünecek …

Güneş, lamba gibi yine doğacak…

Hiç yaşamamış gibi çekip gideceğiz.

Olan bize olacak!

Madem ki güneş üflemeyle sönmüyor…

Madem ki beraber götüremeyeceğimiz hiçbir şeyin pek kıymeti yok.

Madem ki ölüm ölmüyor.

Madem ki inanıyoruz…

Neden bu kadar Allah’sızlık yapıyoruz!