'İstifaya davet ediyorum' 

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ortaköy'deki Princess Otel'de düzenlenen, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Tanıtım Programı" adlı etkinlikte yaptığı konuşmada, geçen hafta sonu Hollanda'nın Rotterdam şehrinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanının, kendi büyükelçilik ve konsolosluk binasına girmesinin engellendiğini hatırlattı.

Avrupa'nın ırkçılığın pençesine düştüğünü ve Rotterdam Belediye Başkanı'nın iki saat içerisinde olağanüstü hal ilan ettiğini belirten Bakan Kılıç, şunları ifade etti:
"Rotterdam Belediye başkanı göçmen kökenli. Silah kullanma yetkisi verdim demiş. Rotterdam Belediye Başkanı'nı ben buradan istifaya davet ediyorum. Sen ne uluslararası tahammül biliyorsun, ne diplomasi biliyorsun, ne insan haklarından anlıyorsun ne de bu kafayla sana oy vermiş olan Rotterdam halkının çıkarlarını koruyabilirsin. İstifa et. Bırak o belediye başkanlığını. Sen bu görevi yapamıyorsun. Rotterdam'ın belediye başkanı 2 saat içerisinde olağanüstü hal ilan etti. Ne olmuş? Bir tane Türk bakan elçiliğine girmeye çalışıyor. Korkuya bak. Ortada hiçbir şey yok. Barışçıl bir şekilde, demokratik haklarını kullanan, içerisinde Hollanda vatandaşlarının da olduğu oradaki insanlar bir gösteri yapıyor ve diyorlar ki haklarını kullanmak üzere müsaade edin. Oraya gelen vatandaşlarımız ve aynı zamanda Hollanda vatandaşlarımız. Ne yaptılar. Üstlerine atlarla, köpeklerle saldırdılar. Yazıklar olsun size."

Avrupa'nın her fırsatta Türkiye'nin iç işlerine karıştığını dile getiren Kılıç, şöyle devam etti:
"İnsan haklarına karşı gelen bir adama karşı sesimizi yükseltmeyecek miyiz? Siz Türkiye'ye her fırsatta bir takım şeyler söylemek için birbirinizle yarışıyorsunuz. İsviçre'nin gazetesi manşet atmış. Türkiye'de ve İsviçre'de yaşayan vatandaşlara 'Hayır' oyu kullanın diyor. İşine bak işine. Biz neyi kullanacağımızı senden iyi biliriz. İsviçre'de ne kadar önemli kararlar aldığınızı iyi hatırlıyoruz. İnsanların konuşmasına, fikrini ifade etmesine karşı kanun çıkarttınız. Siz önce kendi içinizdeki işleri çözün, sonra bize gelin."

Akif Çağatay Kılıç, Hollanda'da dün yapılan seçimin aslında cumartesi gecesi bitirildiğini ve mevcut başbakanın seçimi o gece kaybettiğini vurgulayarak, "Başbakan, Geert Wilders denen ırkçı, ayrılıkçı, İslam düşmanı, yabancı düşmanı, insanlıktan nasibini almamış, kendisini bir siyasetçi olarak anlatan o kişiyle aynı şeyi yaptı. Aranızda bir fark kalmadı ki. Onun için dün yapılan seçim hiç bir anlam taşımıyordu." diye konuştu.

Akif Çağatay Kılıç, "İki sene sonra TBMM olmayacak" şeklinde iddialara ilişkin de şunları kaydetti:
"Hakikaten ne dediklerini de bilmiyorlar. Argüman olarak nerelere başvurduklarına şaşırıyorum. TBMM bu memleketin, bu Cumhuriyetin ilan edildiği yerdir. TBMM'yi kaldırmak, kapatmak ne demek? Olur mu öyle şey. Bizim uğruna uğraştığımız şey, milletin iradesinin daha iyi temsil edilmesi. Yani TBMM'nin kuvvetlenmesi. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'yle hükümetin daha hızlı ve verimli çalışması... Biz demokratik yollarla, seçim kazanarak iktidar olduk. Ordu göreve diye pankart açtılar. Unuttuk değil mi? TBMM'nin onurunu koruyan AK Parti'dir. Biz bunu ortaya koyuyoruz."

Bakan Akif Çağatay Kılıç, daha sonra Özel Feriköy Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurdu'nda "Yeni Türkiye Yolunda Gençliğe Düşen Görevler" başlıklı söyleşiye katıldı. 

Burada konuşan Kılıç, CHP'nin anayasa değişikliği teklifi görüşülürken milli iradeyi temsil eden TBMM'nin kürsüsünü dahi tanımayan bir tavır takındığını, kürsüyü işgal etmeye, hatta yıkmaya çalıştığını söyledi. 

TBMM'nin milli iradenin temsil edildiği yer olduğunu vurgulayan Kılıç, "Peki, şimdi bugün parlamenter sistem deyip de bu kadar büyük yaygara kopartan ana muhalefet partisinin ve onun destekçilerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgili geçmişte ortaya koymuş oldukları tavırlarına bakarsak... Ne diyorlar? Biz diyorlar 'TBMM’yi koruyacağız.' Hangi TBMM’yi siz koruyorsunuz? İçindeki Başbakanı, Adnan Menderes’i oradan alırlarken, milletin oylarıyla seçilmiş Başbakanı oradan alıp da yargıyı kullanarak asmaya götürdüklerinde ne yaptınız? O zaman TBMM’nin bir onuru yok muydu? Vardı. Hala var." şeklinde konuştu

"Peki 1980 darbesinde neredeydiniz?" diye soran Kılıç, şunları kaydetti:
"28 Şubat’ta, hükümetin Başbakanı zorla görevden alınıp da yerine başka birisi geçirilirken neredeydiniz? Milletvekilleri transferleri yapılırken, TBMM’nin onurunu, haysiyetini korumakla görevliyken siz neredeydiniz? O zaman ne yapıyordunuz? 27 Nisan e-muhtırasında ne yaptınız? Birtakım sivil toplum örgütleri kisvesi altına toplanmış olan, bu ülkenin geleceğiyle ilgili olumsuz ve karanlık rüyalar görenler, kabuslar görenler farklı şeyler yapmak isteyenler, sokaklara çıkıp da 'Ordu göreve' diye pankart taşıdıklarında neredeydiniz? Niye o zaman bu hassasiyetlerinizle ortaya çıkmadınız? Çok hassassınız ya, 367 garabeti ortaya konduğu zaman dediniz mi 'bu millet meclisinin iradesinin önünde durulmaması gerekir.' Sarıldınız o 367 garabetine. '411 el kaosa kalktı' manşetleri atılırken siz ne dediniz? 'Evet, bunlar doğru.' Biz ne dedik? 'Milletin temsilgahı olan TBMM, milletin kaynaşması ve bir arada olması için karar alırken sizin bunları söyleme hakkınız yok' dedik. Bu Meclisin onurunu biz koruduk. Bu milletin onurunu, şerefini, haysiyetini, dünyanın her yerinde işte bu dava korudu."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir radyo programında "Bu sistem hayata geçerse eğer Cumhurbaşkanı başka partiden Başbakan başka partiden olursa kıyamet kopar" dediğini hatırlatan Kılıç, "Sayın Kılıçdaroğlu sen neye 'hayır' dediğinin de farkında değilsin. Biz neye imza attığımızı çok iyi biliyoruz da sen neye karşı durduğunu da bilmiyorsun, neye 'hayır' dediğini de bilmiyorsun. Bu sistem zaten bu ayrımı düzeltiyor. Bu yeni getirmeye çalıştığımız sistemde zaten böyle bir sıkıntı yok." şeklinde konuştu.

Avrupa gazetelerinde Türkiye ile ilgili manşetler atıldığını hatırlatan Kılıç, "Türkiye ile yatıyorsunuz, Türkiye ile kalkıyorsunuz, Cumhurbaşkanımızın şahsıyla uğraşıp duruyorsunuz sonra diyorsunuz ki 'siz buraya taşımayın bu işleri.' Siz kendiniz taşıyorsunuz. Bizi sizin iç işleriniz ilgilendirmiyor ama ırkçılıkla alakalı konular bizi ilgilendiriyor. Çünkü dünyanın bir sorunudur bu, Avrupa'nın sorunudur bu. Avrupa bu konuda iyi bir sınav vermiyor. Durum kötü. Dün Hollanda'da seçimler oldu. Ne oldu? Mevcut Başbakan kazanmış. Senin cumartesi akşamı Hollanda'da yaptığından sonra aranızda hiçbir fark kalmadı. Ha Geert Wilders ha sen."

Bakan Kılıç, Türk politikacıların Avrupa'da konuşturulmamasına rağmen, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun faaliyetlerde bulunmasını eleştirdi.

Feyzioğlu'nun siyaset yapmak istemesi durumunda farklı hareket etmesi gerektiğini belirten Kılıç, şunları söyledi:
"Bununla ilgili bir şey yapmak istiyorsan oturduğun yeri bırak, geç siyaset yap. CHP ile ilgili neler düşündüğünü gayet iyi biliyoruz. Yüreğin varsa çık ortaya. Tutan yok seni. Öyle bir gücün olduğunu düşünüyorsan gel de bu işi doğrudan yap. Yapamayacaksan da şu anki görevini yap. Öyle çıkıp cici cici konuşmalarla olmuyor. Kusura bakma. Bu millet senin düşünceni gayet iyi biliyor. Gittin Hollanda'da 'Hayır' kampanyası yaptın. Yanına da Hollanda milletvekili aldın. O Hollanda milletvekilinin orada ne işi var? Türkiye kökenliymiş. Fakat Hollanda'da seçildi. Kendiniz demiyor musunuz? Bizim milletvekillerimiz diyorlar ya 'Hollanda'da seçilen milletvekilleri, Hollanda halkını temsil eder. Hollanda milletvekilidir.' Onlar diyor. Doğru. Orada seçildiysen, o halkın oyunu aldıysan o vatandaşların ve oradaki halkın temsilcisisin. İyi de senin Türkiye'yle ne işin var o zaman? Niye karışıyorsun bize?"


AA