Aydınlık'ın haberine göre eski MSB Sekreteri Yalım, Ege'de Yunanistan'ın faaliyetleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, İkinci Balkan Savaşı'ndan sonra Londra'da düzenlenen Süfera Konferansı'nda Altı Büyük Devlet (Almanya, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya), Ege adaları konusundaki ortak kararlarını, 13 Şubat 1914'te Yunanistan'a ve 14 Şubat 1914'te de Türkiye'ye birer nota ile bildirdiklerini hatırlattı.
Karara göre, Gökçeada, Bozcaada ve Meis Adası Türkiye'ye iade edildi. Yunan işgalindeki diğer Ege adalarının ise silahlandırılmamak ve askeri amaçlarla kullanılmamak şartıyla Yunanistan'a verildiğini vurgulayan Yalım, Yunanistan'a, adaların egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildiğini bildirdi.
'ADALARDA CANLI-CANSIZ VARLIKLARIN SAHİBİ TÜRKİYE'DİR'
1923 Lozan Antlaşması'nın 12. maddesi ile 13 Şubat 1914 tarihli Altı Büyük Devlet Kararı'nın bir kez daha teyit edildiğini belirten Yalım, "Yunanistan'a, Kuzey Ege Adalarının egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildi. 1923 Lozan Antlaşması'nın 12 ve 13.maddelerine göre;Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya adalarının mülkiyeti ile adaların karasuları, bitişik bölge, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgeleri Türkiye Cumhuriyeti'ne aittir. Anılan adalarda ve adaların deniz yetki alanlarında bulunan petrol, doğalgaz, balık ve benzeri her türlü canlı/cansız varlıkların sahibi Türkiye'dir. Türk askeri uçakları, Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba veİpsara adaları ile adaların karasuları üzerinden hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan uçabilir" dedi.
2002 yılından önce Türk askeri uçakları, Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba veİpsara adaları ile adaların karasuları üzerinden uçtuğunu, AK Parti hükümetinin iktidara gelmesi ile birlikte anılan uçuşların durdurulduğunu belirten Yalım, şunları söyledi:
'PETROL GÖZÜMÜZÜN İÇİNE BAKA BAKA ÇALINIYOR'
"Türkiye ve Yunanistan 11 Kasım 1976'da Bern Mutabakatı'nı imzaladı. Bern Mutabakatı'na göre Yunanistan, kendi karasularının ötesinde petrol ve doğalgaz arayamaz ve çıkaramaz. Yunanistan'ın 1987 yılında, kendi karasularının ötesinde Taşoz Adası yakınlarında petrol arama girişimi dönemin hükümeti tarafından engellendi. Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait savaş gemilerinin anılan bölgede bayrak ve sancak gösterisi yapması üzerine Yunanistan Bern Mutabakatı'na uymak zorunda kaldı ve petrol arama çalışmalarını durdurdu. Erdoğan ve AKP hükümetleri döneminde ise Yunan Enerji Şirketi ENERGEAN, hiçbir engelle karşılaşmadan 2015 yılında Taşoz Adası karasularında petrol arama çalışmalarına başladı. Yunanistan Bern Mutabakatı'nı ihlal ederek kendi karasularının dışında Taşoz Adası'nda yani Türk karasularında petrol ararken Başkomutan olduğunu iddia eden Tayyip Erdoğan, olanı biteni turist gibi seyretti. ENERGEAN Şirketi Prinos adlı bölgede, 31 metre derinlikte 7 petrol kuyusu açtı. Şirketin açtığı petrol kuyularının Taşoz Adası'na olan uzaklığı 8 km, Yunanistan'ın kuzey kıyılarına olan uzaklığı ise 18 km'dir. Taşoz Adası'nın 6 millik Türk karasuları içinde olan petrol kuyuları Yunan karasularının tamamen dışında bulunuyor. Şirket petrol kuyularının sayısını artırdı. 2017 itibarı ile Türk karasularında bulunan 11 petrol kuyusunda günde 3.823 varil ham petrol çıkartılıyor. Bölgede yapılan sismik araştırmalara göre Taşoz Adası karasularında 111 milyon varil petrol rezervi var. Bu petrol rezervi Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal petrolü ve Yunanistan tarafından gözümüzün içine baka baka çalınıyor."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...