Alman avukat Yahya Martin Heising, o gece Türk insanının fedakarlığını anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini vurgulayarak, ''İnsanların savunmasız bir şekilde tankların karşısında durması mermilerin üzerine gitmeleri beni çok etkiledi. Hayatımda şu ana kadar yaşadığım en önemli olaylardan birisidir. Hayatım boyunca bunu unutmayacağım'' dedi.
Darbe girişimi sırasında eşiyle İstanbul'da bulunduğunu belirten Heising, ''Teşebbüs esnasında Kocamustafapaşa'daki Ramazan Efendi camisindeydim. Eşim aradı hemen eve geçtim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısının ardından kayınpederim ve oğlumla sokağa çıktık. Erdoğan'ın iktidarını yıkmak amacıyla planlanmış bir darbe girişimiydi. Kendimi, dışarı çıkıp buna karşı gelmeye sorumlu hissettim. Fatih Belediyesine vardığımızda orada askerlerin 17 kişiyi vurduğunu öğrendik.'' diye konuştu.
''Erdoğan, denge unsuru''
Yahya Heising, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam dünyası için önemli bir lider ve şahsiyet olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: ''Erdoğan, İslam dünyası için bir denge unsuru, İslam dünyasının manevi destekçisi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam coğrafyasında bir ülkede seçime girse insanların yüzde 90'ının desteğini alacak bir lider. Türkiye Erdoğan'ı çok seviyor. O Türkiye'de iktidara gelmeden önce maalesef Türkiye'de bir çok olumsuzluklar vardı. Ama o geldikten sonra her alanda olduğu gibi demokrasi ve insan haklarında ilerleme oldu. Onun politikası batı ülkelerini rahatsız ediyor.''
Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam dünyasını bir arada tutmak istediğine işaret eden Heising, darbe teşebbüsünün başarılı olması halinde tüm İslam dünyası için geri bir adım olacağı ve İslam dünyasının bir dengesizliğe düşmüş olacağını savunarak, ''Ancak çok şükür darbeciler başarılı olamadı.'' dedi.
''Batı ülkelerine eleştiri''
Tüm İslam dünyasının Türkiye'yi ve Erdoğan'ı izlediğine dikkati çeken Heising, batılı ülkelerin Türkiye'ye karşı tutumlarını da eleştirdi.
Alman siyasetçilerin dünyadaki insan hakları konusunu aslında çok umursamadıklarını savunan Heising, ''Bu tamamen çıkar siyaseti. Almanya'nın Çin ve ABD ile yaptığı ekonomik ilişkilere bakın. Kimse insan haklarından orada bahsetmez. Söz konusu çıkar politikasıdır. ABD Başkanı Obama Nobel ödülü aldı ama iHA'lar ile birçok insanın ölümüne sebep oldu. Guantanamo kapanmadı. Bunlara hiç eleştiri yapılmıyor, bu iki yüzlülük.'' diye konuştu.
Türkiye'nin insan hakları ihlali ile suçlandığını ancak bunun objektif olmadığını belirten Heising, ''Şuna hiç bakılmıyor. Türkiye'de Almanya'dan 5 katı fazla mülteci var. Türkiye'de mülteciler huzur ve barış içinde yaşıyor. Almanya'da ise bu yılın başından bu yana 600'un üzerinde mültecilere karşı saldırı oldu. Hakaretler edildi. Yurtlara saldırılar oluyor. İnsan hakları lafla olmaz, yaşanır. Bunu karşılaştırdığımda Türkiye'ye karşı olan iddiaları haksız buluyorum. Türkiye'de hiç mülteci yurdu yanmıyor.'' ifadelerini kullandı.
Alman medyasının yaptığı yanlı yayınlarla ülkedeki Türklere yönelik nefreti körüklemek istediğini anlatan Yahya Heising, ''Alman medyası burada yaşayan toplumları kutuplaştırmaya yöneliyor. Bu hoş değil.'' değerlendirmesinde bulundu.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...