İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 351 sayfalık iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili firari FETÖ elebaşı Gülen'in ismi ilk kez yer aldı ve birçok suçtan 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen Gülen, "1" numaralı şüpheli olarak gösterildi.
FETÖ/PDY'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisine diğer devlet kurumları gibi yıllar süren bir süreçte sızdığı belirtilen iddianamede, Türkiye için başlıca tehdit unsuru olan örgüt üyesi askerlerle bu askerleri yönlendirilen örgütün, 15 Temmuz'da "ağabey-imam" tabir edilen sivil unsurlar yönetiminde, mevcut anayasal demokratik düzeni hedef alan ve meşru hükümeti devirme amaçlı darbe girişimi gerçekleştirdiği hatırlatıldı.
"Ancak darbe girişimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine başta milletimizin ve güvenlik güçlerimizin demokrasiye sahip çıkarak, ferasetle dik duruşu ve karşı koyması neticesinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır." denilen iddianamede, elebaşı Fetullah Gülen'in talimatlarıyla, devlet kurumlarına sızan kamu görevlisi görünümlü örgüt mensuplarının birkaç yıllık süreçte ülkede istikrarsızlık yaratarak, devletin tüm kademeleriyle ele geçirilip kendi mensuplarından olmayanların tasfiye edilmesi ve sonunda mevcut hükümeti devirme amacı doğrultusunda gerçekleştirdikleri eylemlere yer verildi.
İstanbul'daki darbe girişimiyle ilgili istatistiki bilgilerin de yer aldığı iddianamede, askerlerin eylemleri sonucu 2'si asker, 5'i polis, 82'si sivil vatandaş olmak üzere toplam 89 kişinin hayatını kaybettiği, kolluk görevlileri dahil 719 kişiye karşı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ateş açılarak öldürülmelerine teşebbüs edildiği, eylemlerin yöneldiği mağdurlardan 685'inin yaralandığı, 34'ünün yara almadan kurtulduğu, 155 kişinin yaralama kastıyla gerçekleştirilen eylemlerin mağduru olduğu, kolluk görevlileri dahil 148 kişiye karşı yağma ve hürriyeti tahdit eylemi gerçekleştiği, 214 özel şahsa ait mal ile askeri kurumlara ait olanlar hariç 25 kamu malının zarar gördüğünün tespit edildiği bildirildi.
Darbe sürecinde yurt genelinde ve İstanbul'da yaşanan olaylar, olayların değerlendirilmesi, darbeyi planlayan ve yönlendirilen FETÖ/PDY'nin yapısı ve işleyişi, terör örgütü niteliği, darbe girişiminin terör örgütünün bir eylemler dizisi olduğuna dair delillerin sıralandığı iddianamede, hukuki durumu eylemi gerçekleştiren asker şahısların eylemleriyle benzer olmasa da darbe planına bizzat onay verdikten sonra eyleme geçilmesini sağlayan terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in hukuki durumu irdelendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 9 Eylül 2016'da "darbe girişiminin talimatını verdiği" gerekçesiyle Gülen hakkında, geçici olarak tutuklanması istemiyle ABD yetkili makamlarına hitaben talepname yazısı ile delil ve tespitlere yer verilen iddianamede, ABD'de ikamet eden terör örgütü elebaşı Gülen'in, Türkiye'de işlenen birçok suçun yanı sıra 15 Temmuz'da gerçekleştirilen kanlı darbe teşebbüsünün talimatını veren kişi olması nedeniyle tutuklanması için arandığı ve 15 Temmuz'da TSK içinde değişik rütbelerde görev yapan askerler tarafından Gülen'in emir ve talimatları doğrultusunda silahlı bir askeri darbe teşebbüsünde bulunulduğu anımsatıldı.
Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen sanık ve gizli tanık beyanlarının da yer bulduğu iddianamede, "darbe" talimatını Fetullah Gülen'in verdiğine ilişkin anlatımlar sıralandı.
Darbe girişimine katılan Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız'ın,"darbe girişiminden önce 9 günlük bayram tatilinde Ankara'da bir kısım askerlerle birlikte darbe planlamasına ilişkin toplantı yaptıkları, bu toplantıya katılan FETÖ imamı Adil Öksüz'ün kendilerine, 'ben bu çalışmaları Amerika'ya gidip Gülen hocama sunacağım' dediği, darbe planlaması yapılan toplantıda darbeye karşı olan bir kısım generalleri rehin alma görevinin kendisine verildiği, kendisinin de darbe girişimi sırasında bu generallerden ikisini rehin aldığı" yönünde beyanda bulunduğu aktarılan iddianamede, Adil Öksüz'ün en son darbe planlarını Gülen'in onayına sunmak üzere 11 Temmuz 2016'da uçakla Amerika'ya seyahat ettiği, darbe gerçekleşmeden 2 gün önce 13 Temmuz'da Türkiye'ye döndüğü ve 16 Temmuz'da darbe girişiminin idaresinin yapıldığı Akıncılar Üssü'nde yakalandığı bilgisi verildi.
"Fetullah Gülen'in, Adil Öksüz aracılığı ile TSK'daki örgüt mensubu askerlere 15 Temmuz 2016'da darbe gerçekleştirmeleri konusunda talimat verdiği anlaşılmıştır." denilen iddianamede, FETÖ'nün yayın organı olarak faaliyette bulunan "www.herkul.org" adresinde kayıtlı video sitesinde, Gülen ile Adil Öksüz'ün birlikte görüntülerinin bulunduğu kaydedildi.
Jandarmada albay rütbesiyle görev yapan Arif Kalkan'ın 14 Ağustos 2016'da verdiği ifadede, "askeri lise yıllarından itibaren FETÖ olarak tanınan örgütün içerisinde yer aldığı, bu örgütün lideri olan Gülen ile iki kez yüz yüze görüştüğü, askeri lise öğrencisiyken yaptığı bu görüşmelerden birisinde Gülen'in kendisine 'Baki' kod ismini verdiği, darbe öncesinde FETÖ üyesi askerlerle Ankara'da toplantı yaptıkları, kendisine Ankara Güvercinlik'te bulunan bir kısım generalleri rehin alarak darbe girişiminin merkezi olan Akıncılar Hava Üssü'ne götürme görevi verildiği, kendisine ve kendisi gibi Türk ordusunda görev yapan değişik rütbedeki darbeye katılan subaylara, Gülen'in Türkiye'de bulunan örgüt yöneticileri aracılığıyla talimatlar verdiği, kendilerinin de aldıkları bu talimatlar doğrultusunda hareket ederek, 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminde bulundukları" yönünde beyanda bulunduğu belirtilen iddianamede, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın da mağdur olarak verdiği 19 Temmuz tarihli ifadesinde, "Darbeci askerler tarafından rehin alındıktan sonra, darbecilerin karargah olarak kullandıkları Akıncılar Hava Üssü'ne götürüldüğünde, FETÖ üyesi olan darbeci askerlerden Hakan Evrim'in kendisine, 'dilerseniz, sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz' dediği" beyanı hatırlatıldı.
Bu ifadelerden Gülen'in darbe teşebbüsünün yöneticisi olduğunun en güçlü şekilde anlaşıldığı vurgulanan iddianamede, "Tanık beyanları ve şüphelilerin itirafları incelendiğinde, darbe teşebbüsünün Gülen'in emir ve talimatları doğrultusunda hareket eden TSK içerisindeki FETÖ üyeleri tarafından gerçekleştirildiği, Türkiye'de darbe planlaması yapıldıktan sonra planlar onaylanmak üzere Amerika Birleşik Devletleri'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Gülen'e götürüldüğü, kendisinin darbe planına onay verdikten sonra darbe girişiminde bulunulduğu, Gülen'in darbe teşebbüsünü gerçekleştiren ve sivil halkı katleden FETÖ lideri olarak hem darbe teşebbüsünden hem de sivillerin ölüm ve yaralamalarından birinci derecede sorumlu olduğu açıkça anlaşılmıştır." değerlendirmesi yapıldı.
İddianamede, terör örgütünün muhtelif kademelerinde ülke geneli bölge imamlığı ve ABD'de muhtelif eyaletlerin bağlı olduğu "Colarodo bölge imamlığı" sıfatıyla yönetici olarak faaliyet gösteren, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan, örgüt ve faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulunan Hasan Polat'ın ifadesine de yer verilerek, örgüt içerisinde kriptoloji sorumluluğu görevini yapmasından dolayı Gülen'in darbe girişimi öncesi ve sonrasında örgüt üyelerine hitaben yapmış olduğu bir kısım konuşmaların tespit edildiği ve Polat'a kriptolojik çözümleme yaptırıldığı bilgisi yer aldı.
Polat'ın, Gülen'in konuşmalarının yer aldığı görüntü çözümlemelerine, iddianamede şöyle yer verildi:
"Fetullah Gülen'in 'www.herkul.org' isimli internet sitesinde, 13 Haziran 2009 tarihli konuşması; 'Örgütün ideolojisi doğrultusunda hareket eden mensuplarına devletin kamu kurumlarına sızılması talimatı verdi.' 4 Şubat 2016 tarihli konuşması; '15 Temmuz'da tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi öncesinde örgütüne mensup bir kısım asker şahıslara darbe yapılması talimatı verdi, düşman gördüğü Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı yapılan darbe girişimini 'düşmanını öldürme' şeklinde tanımladı, bu girişim esnasında ölenlerin şehit, yaralananların gazi olacağını beyan etti.' Yeşil-haki renkli cübbe giyerek yaptığı konuşması; 'Daha önceden haki renkli cüppe giydiğine hiç şahit olmadım. Konuşmasında örgütüne mensup asker şahıslara özellikli bir mesaj verdi.' 22 Temmuz 2016 tarihli konuşması; 'Darbe girişiminden sonra örgütünün ideolojisi doğrultusunda hareket eden örgüt mensuplarına karşı yürütülen soruşturmalarda yakalanan, gözaltına alınan ve tutuklananlara konuşmamaları, susmaları, örgütü deşifre etmemeleri talimatı verdi, ayrıca darbe girişimine karşı çıkan ve engelledikleri zannettiği şeklinde tanımladığı vatandaşlar için (ahmak) kelimesini kullanarak hakaret etti."
Hasan Polat'ın yaptığı tespitlerde herhangi bir tereddüdü olmadığını da söylediği belirtilen iddianamede, Gülen'in yeşil-haki cübbeyle yaptığı konuşmayla ilgili, "Gülen'in, internet sitesinden bugüne kadarki yapmış olduğu sohbet yahut dini bir vaaz gibi görünen konuşmalarında belirtilen tarihteki konuşması hariç, hiçbir konuşmasında genel itibarıyla askeri birimlerin kullanmış oldukları haki-yeşil renkli cübbe giymediği ancak 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbeye teşebbüs olaylarından kısa süre önce, 20 Mart 2016 tarihindeki sohbet yahut dini bir vaaz gibi görünen konuşmasında askeri kurumların kullanmış olduğu kıyafetlerde kullanılan haki-yeşil rengin kullanıldığı tespit edilmiştir." denildi.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...