Sigara ve tütün ürünleri kullanımı dünya üzerinde yaşayan milyonlarca insanın sağlığını tehdit ediyor.
Ölüme kadar giden başta kanser, KOAH, kalp krizi gibi birçok hastalığın temel nedeni olan sigara kullanımına karşı Dünya Sağlık Örgütü tarafından tütün mücadelesi kapsamında, 1987 yılından bu yana 9 Şubat, Dünya Sigarayı Bırakma Günü olarak anılıyor.
Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Serap Bilen Hızel, 9 Şubat’ın sigaradan kurtulmak isteyenler için önemli bir başlangıç günü olabileceğine dikkat çekiyor.
Herkesin sigarayı bırakabileceğini vurgulayan Hızel, “Gerekirse tıbbi destek alarak sigarayı bırakmak mümkün. O yüzden tiryakiler ‘elimde değil ben bırakamıyorum, sinirli oluyorum, kilo alıyorum’ gibi bahanelerin arkasına sığınmamalı. Herkesin sigarayı bırakmasını sağlayacak bir yöntem var” diyor.
"Her sigara ömürden giden 12 dakika"
Uzm. Dr. Serap Bilen Hızel, sigara bağımlılığı ile ilgili, "Sigara kullanan kişilerin kanser nedeniyle ölüm oranı, kullanmayanlardan 15 - 25 kat daha fazla. Hatta yapılan araştırmalarda, içilen her bir sigaranın insan ömründen 12 dakika çaldığı hesaplandı. Dünyada her yıl 4 milyon, Türkiye’de ise 100 bin insan sigaradan hayatını kaybediyor" dedi.
Sözlerine, "Erişkinlerde sigara kullanımının ergenlik dönemi ile yakından ilişkili olduğu belirtiliyor. Araştırmalar, sigara kullanan erişkinlerin yüzde 90’ının ilk sigaralarını 18 yaşından önce içtiğini gösteriyor" diyerek devam eden Hızel şu ifadeleri kullandı:
"Sigara kullanımı hemen hemen vücuttaki tüm organlarda değişik hastalıklara yol açıyor. Sigarayı bırakma, yaşamın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının erken yaşlarda önlenebilir olması nedeniyle özellikle gençlerde büyük önem taşıyor. Nikotin; sigara, elektronik sigara ve nargile gibi yöntemlerle dışarıdan alındığında başlangıçta hoşlanma duygusu, gevşeme ve rahatlama hissi veriyor. Nikotinin yarattığı hoşlanma duygusu ve konsantrasyonu artırıcı etkisi, kişilerde tekrar sigara içme ihtiyacına yol açıyor. Bir süre sonra tolerans gelişiyor ve kanda azalan nikotin seviyesi, ortaya çıkan huzursuzluğu giderebilmek için güçlü sigara içme isteği oluşturuyor. Nikotin, diğer bağımlılık yapan maddelerle kıyaslandığında daha fazla bağımlılık yapma potansiyeline sahip. Bir süre sonra artık kişiler sigarayı zevk almaktan çok huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, ani sigara içme isteği gibi nikotin yoksunluk belirtilerini yaşamamak için tüketmeye başlıyor. Nikotin bağımlılığı, sigara kullanımının sürdürülmesinde en önemli etken oluyor. Sigarayı bırakma döneminde hissedilen yoksunluk belirtilerinin tedavi edilmesi gerekiyor. Bu dönemde, fizyolojik olarak bağımlı kişilerde nikotin yoksunluk belirtileri, yeniden sigaraya başlamalarında önemli bir rol oynuyor.
Sigara, tütün ürünleri ve elektronik sigara kullanımı; tüm doku ve organlarımızda hücre düzeyinde ciddi ‘oksidatif hasar ve oksidatif stres’ oluşturarak bizi erkenden yaşlandırıyor. Oksidatif hasar, hücre düzeyinde paslanma olarak tanımlanabilir. İnsan vücudu, C vitamini, D vitamini gibi daha pek çok antioksidan maddeye ihtiyaç duyar. Sağlıklı bir bireyin günlük C vitamini ihtiyacı 60-75mg, gebelerin 80-90 mg iken, sigara içenlerde bu oran 150-200 mg’a kadar çıkar. Sigara içenlerin, oluşan bu pası temizlemek için de daha çok antioksidan maddeye ihtiyaçları olur."
"Kronik hasta olduğunuzu kabul edin"
"Sigara içenlerin yüzde 70’i sigarayı bırakmak istiyor, yaklaşık yüzde 30 ila 40’ı da ‘kendi başına’ bırakmayı deniyor. Ancak bunların yalnızca yüzde 5’inden daha azı uzun süre sigara içmemeyi başarabiliyor" diyen Hızel, "Bir bağımlılık olan sigara içiminden kurtulmak için bireysel çabaların kesinlikle çok değerli. Ancak bir hastalık olarak kabul edilen bu davranıştan kurtulabilmek için sağlık çalışanlarından destek almak gerektiğini de unutmamak gerekiyor. Tütün kullanımı; başarısız bırakma girişimi yani nükslerle seyreden, tedavi edilebilir kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor. Tüm diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi bu hastalığın da tedavi başarısı, profesyonel destek ve farmakolojik yöntemlerle önemli ölçüde artıyor. İlaç tedavilerinin psikolojik destekle birlikte verilmesi başarılı bir tedavi için çok büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu.
Sigarayı bırakan kişinin vücudunun verdiği tepkiler
Uzm. Dr. Serap Bilen Hızel, sigara ve tütün kullanımının bırakılmasından itibaren vücutta nelerin değiştiğini şu şekilde sıraladı:
- 20 dakika sonra, kan basıncı ve nabız normale döner.
- 8 saat sonra, kandaki oksijen seviyesi normale döner ve kalp krizi geçirme riski azalmaya başlar.
- 24 saat sonra, vücut karbonmonoksitten temizlenir.
- 48 saat sonra, kandaki nikotin düzeyi azalır, tat ve koku alma duyularının etkinliği artar.
- 72 saat sonra, hava yollarının gevşemesi sonucu nefes alıp verme rahatlar, solunum yolları fonksiyon görmeye başlar ve hava yolları kendi kendini temizlemeye çalışır. Enerji düzeyi artar.
- 2-12 hafta sonra, tüm vücuttaki dolaşım düzelir, solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riski azalır, yürürken yorulma ve nefes tıkanması daha az görülür.
- 3-9 ay sonra, öksürük, kısa aralıklarla nefes alıp verme ve hırıltılı soluk alıp verme gibi solunum yolu problemleri düzelir, akciğer fonksiyonları yüzde 5 ila 10 oranında artar.
- 12 ay sonra, koroner kalp hastalığı riski yarı yarıya azalır.
- 12-36 ay sonra, mesane kanseri riski yüzde 50 azalır.
- 5 yıl sonra, kalp krizi geçirme riski, yemek borusu ve ağız boşluğu kanserlerine yakalanma riski yüzde 50 azalır.
- 10-15 yıl sonra, kalp krizi geçirme riski hiç sigara içmemiş kişilerle aynı seviyeye iner, akciğer kanseri riski sigara içenlere göre yüzde 50 azalır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...