Bir dönem Nevşehir’de çok sayıda şirketi bulunan Ahmet İ. 2010 yılında, alacaklı olduğu iddia edilen bir kişiden aldığı iki adet senedi, tahsil edilmesi için bankaya verdi. Banka tarafından senetlerin vadesi geldiğinde borçluya birer ay arayla noterden iki protesto gönderildi. Borçlu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek her protesto evrakından sonra Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına iki ayrı şikâyette bulundu. Yapılan kriminal incelemede imzaların borçlu A.Y.’ye ait olmadığı belirlendi.
Ahmet İ. hakkında senetlerden birisi için Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde diğeri için de Ürgüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinde resmi belgede sahtecilik suçundan iki dava açıldı. Yargılamalar sonunda İ. sanık hakkında, Ürgüp 1. Asliye Ceza Mahkemesi 04 Ekim 2010’da, 2 yıl 1 ay, Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesi de 08 Kasım 2012’de 2 yıl 1 ay hapis cezası olmak üzere toplam 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi.
Ahmet İ., Ürgüp'de verilen 2 yıl 1 aylık mahkumiyete karşı temyize başvurduysa da itirazları kabul edilmedi ve mahkumiyet kararı Yargıtay 21. Ceza Dairesi tarafından 22 Şubat 2016’ da onanarak kesinleşti.
Yine İ., Aksaray'da verilen cezayı da temyiz etti. Bu kez yedi günlük yasal süreyi kaçırdığı için temyiz başvurusu Yargıtay 21. Ceza Dairesi tarafından 17 Şubat 2016’da reddedildi ve 2 yıl 1 aylık diğer mahkûmiyeti de kesinleşmiş oldu.
Sonunda, iş adamı Ahmet İ.'ye toplam 4 yıl 2 aylık kesinleşen hapis cezalarını 10 gün içinde teslim olup çekmesi için 22 Mart 2016’da Ürgüp, 25 Mart 2016’da ise Aksaray İnfaz Savcılığından ayrı-ayrı çağrı kağıdı gönderildi. İ. için son çare, kesinleşen hapis cezalarına karşı başvuruda bulunmak kaldı.
İ.’nin avukatı Alper Sarıca, Ürgüp 1. Asliye Ceza Mahkemesi kararının onanmasına ilişkin Yargıtay kararının kaldırılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na itiraz talebinde, Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararına karşı ise temyiz süresini daha önce kaçırdığından Adalet Bakanlığı'na kanun yararına bozma başvurusunda bulundu. Av. Sarıca, iki kanun yolu başvurusunda da özetle; iki ayrı mahkemenin dosyaları birleştirerek müvekkili hakkında tek bir yargılama yapılabileceğini ve ancak tek bir cezaya hükmedilebileceğini, ayrı-ayrı mahkûmiyetler kurarak fazla ceza tayin edilmesinin hatalı olduğunu işaret etti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Av. Sarıca’nın talebini kabul ederek onama kararına karşı 29 Haziran 2016’da itirazda bulundu. Dosya tekrar incelenmesi için Yargıtay 21. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Yargıtay 21. Ceza Dairesi dosyayı tekrar inceledi ve itirazı kabul ederek ilk kararından yaklaşık 10 ay sonra 05 Aralık 2016’da sanık Ahmet İ.’nin hapis cezasının onanmasına ilişkin onama kararını kaldırdı ve mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verdi. Bu arada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesi de kesinleşmiş hapis cezasının infazını 16 Haziran 2016’ da durdurdu.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Av. Alper Sarıca “Sanığın cezası Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiş olabilir veya sanık istinaf, temyiz veya itiraz süresini kaçırmış olabilir. Eğer sanığın mahkûmiyetine ilişkin karar hukuken hatalı bir karar ise, sanık için hazmedilmesi güç hukuka ve hakkaniyete aykırı bir sonuç doğurmuşsa sanık herhangi bir süre sınırı olmaksızın olağanüstü kanun yollarına başvurabilir. Sanık eğer haksız yere cezalandırıldığını veya hakkında fazla cezaya hükmolunduğunu düşünüyorsa umudunu kaybetmeden hakkını sonuna kadar arasın. Çünkü hapis cezası kesinleştikten sonra da başvurulabilecek kanun yolları mevcuttur. Eğer müvekkilim tarafıma başvurup hakkını aramasa hak etmediği halde fazladan hapis cezası yatmış olacaktı. Mahkûmiyet hükümlerinin infazı durdurulduğundan şuana kadar bir gün bile hapis cezası yatmak zorunda kalmadı." dedi.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...