CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Suriye'de gerçek anlamda söz sahibi olmak istiyorsa Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la temasa geçmesi gerektiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu partililere de "Bütün CHP'lilerin yanımda olmasını istiyorum" çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
Hiçbir partide olmayan, en küçük ilçeden en büyük ile kadar her aşamada seçimle gelmiş, kurultayda da genel başkanları seçimle seçilmiş bir parti, demokrasi anlayışını Türkiye tarihine yeniden yazdık. Bazen şu eleştiriler geliyor, PM'ye şu kadar başvuru olur mu diye? 488 arkadaşımız başvurmuş. Bu güzel bir şey. Bunun önü açıksa hiçbir sorunumuz yok.
'CHP'Yİ YÖNETENLER ATAMAYLA DEĞİL, SEÇİMLE İŞ BAŞINA GELİR'
CHP'yi yönetenler atama ile değil, seçim ile iş başına gelirler. Dolayısıyla CHP'yi diğer partilerle de karıştırmamak gerekiyor. Bugün için bu olağanüstü şartlarda biz bir demokrasi şöleni gerçekleştirdik.
36. Kurultay'da Türkiye'nin 5 temel sorununu gündeme getirdim. Bu sorunlardan birisi vardı, terör. Ama 4 temel sorun ağırlığını koruyor. Bu sorunların ısrarla gündemde tutulması lazım. Türkiye'nin egemen güçlerin sözleri ile dış politika oluşturması asla kabul edilemez. Cumhuriyeti egemen güçlerin isteği üzerine kurmadık. Acıyla, kanla, gözyaşıyla kurduk.
'SURİYE'NİN SAHİBİ BELLİ'
Kurultayda bir gıda zehirlenmesi de yaşandı. Ben o akşam arkadaşlarımı ziyarete gittim. Bir genç geldi yanıma, dedi ki; "Ben Recep Tayyip Erdoğan'ın hayranıyım. Bizim askerlerimiz Afrin'de El Bab'da şehit oluyor, 3.5 milyon Suriyeli var, onlar neden gitmiyorlar? Sen bunu neden dillendirmiyorsun? Suriyeliler birinci sınıf vatandaş" dedi. Ben bunları dillendirdim, senin hayran olduğun Recep Tayyip Erdoğan saldırdı dedim.
Suriye'de gerçek anlamda söz sahibi olmak istiyorsak, olaylar sonlandıktan sonra gerçek anlamda aktör olmak istiyorsak, Esad'la temasa geçmeli. Suriye'nin toprak bütünlüğünü biz de onlar da savunuyorlar. Kiminle sağlayacağız. Suriye'nin sahibi belli.
İleride önüne diz çökmeden bugünden arkadaşlarını görevlendir, gitsinler, temasa geçsinler. Bu hem bizim hem Suriye'nin çıkarına hizmet eder. Irak merkezi hükümeti bizim muhatabımız değil diyordun, sonra önünde diz çöktün.
'ASGARİ ÜCRETTE BİR PARÇA ARTIŞ OLDUYSA CHP'NİN SÖYLEMLERİ İLE OLMUŞTUR'
Ekonomide ciddi sorunlar yaşanıyor. İnsanlar bugün çaresizliklerini kendilerini yakarak anlatabiliyor, gelinen duruma bakın. Bir kişinin kendisini yakması gazete ve televizyonlarda haber dahi olmuyor, korkuyorlar. Baskı var, medya özgür değil. Medyayı günü gelecek, Batı'daki gibi özgür, bağımsız bir medyaya dönüştürmek zorundayız. Bu bizim namus borcumuz, bunu mutlaka ama mutlaka yapacağız.
İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. İşsiz olan kişi açıkça, yasadışı alana davetiye çıkarılan kişidir.
Eğer bir parça asgari ücrette artış olduysa o da CHP'nin söylemleri ile olmuştur.
'MERAK EDİYORUM AYM ÜYELERİ NEDEN ORADA DURUYOR'
Barış bildirisi imzaladı diye üniversiteden hocaları kapının önüne koyular. Ben merak ediyorum AYM üyeleri niye orada duruyor. Siz mahkeme değilsiniz ki, alttaki mahkeme mahkemedir. Halkın mahkemesi değilsin. Halkın mahkemesiysen o kararı uygulatırsın ya da istifa edersin. AYM ağzında bir fermuar, sesini dahi çıkaramıyor. Hangi AYM, hangi YSK. Öyle bir devlet oluştu ki, demokrasiden parti devletine, parti devletinden hanedan devletine.
'TARİH KİMİ HAKLI ÇIKARDI? TTB'Yİ'
TTB Merkez Konseyi üyeleri serbest bırakıldı. Bir bildiri hazırlamışlardır, "Savaş… Bir halk sağlığı sorunu" demişlerdir. Sabah karşı baskınlar düzenlendi. 12 Eylül döneminden bir olayı aktarmak isterim. Darbe döneminde 517 idam kararı verildi, bunun 50'si infaz edildi. TTB Merkez Konseyi toplandı, idama karşı bildiri yayınladı, "doğru değil" diye. Hemen arkasından 1985'te savcı soruşturma açtı, üyeler gözaltına alındılar ve davalar açıldı. Nuret Fişek, "Biz harpte bir düşman askerinin yaşaması için de uğraşırız" diyor. Sıkıyönetim mahkemelerinde bunların tamamı beraat etti. Tarih kimi haklı çıkardı? TTB'yi. İdam kalsın dediler, rahmetli Ecevit geldi, kaldırdı. İdam olsaydı, Ergenekon, Balyoz döneminde pek çok paşa, öğrenci asılmıştı.
'SEN YİĞİT MİSİN? YİĞİTSEN KARŞIMA ÇIKARSIN'
Genelde kısır tartışmalara girmem. Doğru da bulmam. Ama Erdoğan bir türlü dilini kontrol edemiyor. Bitlis'te konuşmuş. Ey Bay Kemal diyor; buyur Recep Bey. "PYD/YPG terör örgütü müdür? Yiğitsen açıkla." Vallahi de billahi de ben yiğidim. Anadolu'nun Köroğlusu, efesiyim. 50 sefer söyledim, meydanlarda, televizyonlarda söyledim. Bunlar terör örgütüdür. Ben sana soracağım. Sen yiğit misin? Sen de yiğitsen karşıma çıkarsın Recep Bey, karşıma çıkarsın.
Benim tankım yok, tüfeğim yok, polisim yok, valim yok, ordum yok, kaymakamım yok, Allah'ım var, Allah'ım. Çıkacaksın karşıma. Yalan, Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal edene yakışmaz. Sen hala El Nusra terör örgütü müdür, değil midir, söyleyemiyorsun.
'SALİH MÜSLİM'İN AYAĞINA HALILAR SERDİN'
Yargıtay 2015'te PYD terör örgütüdür diyor. Ben de sana soruyorum Bay Recep, sen mahkeme kararına rağmen, terör örgütü saymasına rağmen hangi vatansever duygularla Salih Müslim'i Ankara'ya davet ettin, ayağına halılar serdin. Yiğitsen açıkla, şerefliysen açıkla.
Ey Amerika diye bağıran Cumhurbaşkanı, Amerika dönüp sorsa sen PYD'nin liderini Ankara'ya davet ettin. Sen onun terör örgütünün bir üyesi olduğunu bilmiyor muydun? Tutuklatmak gerekmiyor muydu?
TANAL'A TALİMAT: ERDOĞAN'I MAHKEMEYE VER
Mahmut Tanal karşımda oturuyor. Erdoğan, terör örgütüne yardım ve yataklık yaptı. Salı günü dilekçeni ver. Bu evrakları da sana teslim edeceğim. Salı günü mahkemeye git dilekçeni ver.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...