Latif Şimşek'in yazısı;
İki yıl önce Filistin`deydim.
Mescidi Aksa`nın önünde İsrail askerleri vardı. Dört kapısında da.
İstediklerini alıyor, istemediklerini sokmuyorlardı kutsal mabede.
Biz gitmeden bir hafta önce, genç bir kadını vurmuşlardı Aksa`nın kapısında. Silahsız, günahsız genç bir Müslüman kadını. Tek suçu İsrail`lli askerlerin kendisini aramasına direnmekti. Tek suçu, “Bizim mabedimizde ne işiniz var?” diye sormaktı.
Bir restoranda akşam yemeği yedik.
Hesabı istedik sonra. “hesap ödendi” dediler.
Kim ödeyebilirdi, Kudüs`te bizim hesabımızı? Şaşırdık. Israr ettik ödemek için.
Filistinli bir adam geldi yanımıza, “Siz Türksünüz, ben bu restoranın sahibiyim. Sizden hesap almam ben” dedi. Sonra devam etti:
“Siz bizim umudumuzsunuz. Tayyip Erdoğan bizim umudumuz. Sarılacak, tutunacak Erdoğan`dan başka dalımız kalmadı. Türkiye bizim tek güvencemiz. Erdoğan`a selam söyleyin. O sadece Türkiye`nin lideri değil, tüm İslam aleminin, tüm ezilenlerin lideri.”
Gözlerimiz nemlendi.
Biraz daha devam etse ağlayacaktık.
Ertesi gün tesadüfen küçük bir kafeteryada çay molası verdik.
Çay ocağının arkasında kocaman bir Erdoğan posteri, yanında Türk bayrağı, onun yanında da Ak Parti`nin logosu vardı. Şaşırdık yine. Dükkan sahibi masamıza geldi. Hepimize sarıldı, kucakladı.
Erdoğan`ın posterini , Türk Bayrağı`nı, Ak Parti logosunu sorduk.
“Burda tüm Filistinli`ler Ak Partili`dir, niye biliyor musunuz?” dedi. Bilmiyoruz dercesine gözlerine baktık. O devam etti:
“1967`deki Arap-israil savaşından sonra, hiçbir lider, Erdoğan gibi Filistin davasına sahip çıkmadı. 1949`da İsrail`i ilk tanıyan devlet Türkiye`ydi. Şimdi israil`e rest çekebilen tek ülke Türkiye, tek lider Erdoğan.”
Ertesi gün, İbrahim Camisi`nde öğle namazı kılmaya hazırlanırken, yaşlı bir Filistinli geldi.
“Türk müsünüz?” diye sordu, Türkçe olarak. “Evet” dedik. Sarıldı boynumuza. “Siz, Türkler buraya daha çok gelin. Siz geldikçe bizim yüzümüz gülüyor, İsrail`in yüzü asılıyor. Bizim tek umudumuz sizsiniz. Hayatta tek dileğim, ölmeden önce Tayyip Erdoğan`ı görebilmek ve O`na sarılabilmek.”
O andan sonra, boynumuzdaki tur şirketinin verdiği isimlerimiz yazılı boyunluğun, Türk bayrağı olan yüzünü çevirerek dolaşmaya gayret ettik. Cuma günü, ağlama duvarının önünde, Yahudi gençler, Cumartesi törenleri için hazırlık yapıyordu. Türk bayrağı tarafını çevirerek, ağlama duvarının önünde, Yahudiler arasında dakikalarca dolaştım. Onlara, Türküm ve buradayım. Türkler burada” demek istiyordum.
Şimdi…
Gelelim Kudüs`ü işgal planlarına.
Ben yıllardır, Ortadoğu`da yakılan ateşin bir “Haçlı-Siyonist Savaşı” olduğunu haykırıyorum.
Yine, Haçlı-Siyonist saldırısının, ekonomik ve askeri bir savaş değil, bir din savaşı olduğunu söylüyorum. Kuşkusuz tek ben söylemiyorum. Pek çok yazar, pek çok siyasetçi aynı görüşü ısrarla dillendiriyor.
Neocon Evangelistler, “Siyonist olmak için Yahudi olmak gerekmiyor” diyerek, bu işbirliğini bu kirli din savaşını yıllar önce açığa vurdular. Hıristiyanlar ve Yahudiler birbirleriyle savaşmadan önce Müslümanları bitirmek istiyor. Çünkü, Armagedon`u (Tanrı`yı kıyamete zorlama savaşı) başlattılar. Suudi Arabistan, Vaadedilmiş Topraklar dışında olduğu için, İsrail ve Arabistan`ı yakınlaştırdılar. Arabistan ve Körfez ülkeleri, asla İsrail`e karşı savaşmayacak. Hıristiyanlara karşı da. Böylece arzı Mev`ut toprakları işgal edilirken, onlar güvenlikte olacaklar. “Armagedon” konusunu isteyen araştırabilir farklı kaynaklardan.
Burada özetlenemeyecek kadar bile geniş bir konu.
Trump, ilk ziyaretini Arabistan`a, ikincisini İsrail`e yaptığında işin rengi ortaya çıkmıştı zaten.
Şu ana kadar Arabistan`dan Kudüs`ün başkent yapılmasına “gık” çıkmaması başka neyle izah edilebilir. Belki de Arabistan Erdoğan`ın daveti üzerine toplanacak İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı) Toplantısına bile katılmayacak. İnşallah yanılırım. Göreceğiz. Katılsalar bile ne diyeceklerini çok merak ediyorum.
Riyad`ı hallettiler… Kahire`yi bitirdiler… Libya diye bir devlet zaten kalmadı. Ürdün, yıllardır, “Bana dokunmayan İsrail bin yaşasın” diyor… Şam harap oldu… Bağdat tükendi.
Geriye İstanbul ve Tahran kaldı.
Kudüş düşerse, sonraki hedefleri İstanbul`dur. Bu böyle biline.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |