E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Pınar Selek:Maskeler Süvariler Gacılar  

Sosyolog Pınar Selek’in yeniden basılan araştırma kitabı Maskeler Süvariler Gacılar, dışlama mekanizmalarını ifşa ediyor. Karakaşlı "Selek’in sosyoloji ile kurduğu bağ, çalışmalarındaki Etkileyiciliğin en önemli sebeplerinden," diyor.

17.02.2012 - 15:13
Pınar Selek:Maskeler Süvariler Gacılar

Bazen değişmeyen şeylerle ödeşebilmek için geçmişten gelen bir sese ihtiyaç olur. Şiddetin her türünün olağanlaştığı bugünlerde, 15 yıl öncesinden gelen bir kitap işte tam da bu gaflet uykularından bizi uyandıracak o billur sesin işlevini görüyor. Sosyolog yazar Pınar Selek’in bir alt kültürün dışlanma mekânı olarak Ülker Sokağı ele aldığı Maskeler Süvariler Gacılararaştırma kitabı üçüncü baskısıyla bu kez Ayizi Yayınları’ndan bir kez daha bizlerle buluştu. Odak noktasına İstanbul’da 1996’da düzenlenen Habitat II’nin hemen öncesindeki günlerde, Cihangir’deki Ülker Sokak’ta travestilere ve transeksüellere karşı uygulanan şiddeti alan Maskeler Süvariler Gacılar,güncel bir olayı iktidarın ataerkil dışlama mekanizmalarına yönelik kapsamlı bir çerçeveye oturtarak, tartışma zeminini genişletmişti. Bir sokakta birkaç travestiye yönelik münferit bir vaka olarak kurgulanmaya çalışılan dışlama operasyonu böylelikle asıl eksenine otururken, kerelerce tekrarlanışı da bu dışlayıcı şiddetle ödeşmenin aciliyetini ortaya koyuyor. Nitekim yeni baskının önsözünde Yasemin Öz, bu tekrarların temel sebebini berrak bir saptamayla paylaşıyor: "15 yıl önce Ülker Sokak’ta gördüğümüz kâbusu, beş yıl önce Eryaman’da, iki yıl önce Şişli’de gördük, bugün Tarlabaşı’nda görüyoruz. Olayların bu derece benzer olması ironik neredeyse. Ancak bu benzerlik ironiden değil, toplumsal yaşamın ataerkil-militarist- kapitalist-heteroseksist yapısında 15 yıl içinde hiçbir kırılma olmamasından kaynaklanıyor."

13 Kişi Hayatını Kaybetmişti
Pınar Selek, her tür dışlamanın önkoşullarından olan meşruiyet zeminlerini ve dönemin siyasi- toplumsal iklimlerini sergileyerek öncelikle ataerkil iktidarın öteden beri alt kültür ve öteki olarak tanımlayıp, dışladığı topluluklarla sorunlu ilişkisini ifşa ediyor. Eşcinsellik alt kültürü istikametinde travesti ve transeksüellere, oradan da Ülker Sokağa gelen araştırma, Selek’in sokaktaki çatışmanın hemen ardından burada yaşayan travesti ve transeksüellerle birlikte geçirdiği zamana, diyalog ve ’içerden’ anlama çabalarına yaslanıyor. Araştıran-araştırılan ilişkisini ortadan kaldırma isteğiyle Pınar Selek, katılımcı gözlem ve atölye çalışması ile sözün doğrudan ana kaynağında üretildiği ve paylaşıldığı bir zeminde ilerlemiş. Tarafsız değil, nesnel ve hesap verebilir olmayı benimseyen sosyolog, bu ilk çalışmasından itibaren hep eylemle desteklenen, insana nesne değil, birey muamelesi ile yaklaşan bir bilim ahlakının da en esaslı uygulayıcılarından oldu.

Maskeler Süvariler Gacılar, yazarın dışlananları bir araya getirip, sanat aracılığıyla birlikte üretmeye ve konuşmaya başladıkları Sokak Sanatçıları Atölyesi’nin de nasıl tuzla buz edildiğini kayıtlara geçirmesi açısından okuru derinden sarsıyor. Tam da bu noktada araştırılan bir konu ve o konunun dışındakiler diye bir ayrım bulunmadığını ve dışlama mekanizmalarının her an hepimizi öğütmeye yeltenebileceğini iliğimizde hissediyoruz. Ülker Sokak’ta o dönem can güvenlikleri kalmayan ve baskılara dayanamayan travesti ve transseksüeller başka semtlere taşınmak zorunda kaldı. Daha bir yıl dolmadan içlerinden 13 kişi hayatını kaybetmişti. Pınar Selek yaşanan şiddeti, hem mekânı ’temizlemeyi’ amaçlayan dışlayan aktörler hem de burada yaşayan dışlananların gözünden anlatırken dışlananları mağduriyet kapanına sıkıştırmadan, bu deneyimden çıkan dönüşümü de yeni baskı için yazdığı önsözde özenle kayıtlara geçiriyor: "Ülker Sokağı dağıttılar. Ama hesap edemediler ki, LGBT hareketi, bu vahşet deneyimini tarihine yazdı. Sadece mağdur olmayı reddettiği, maruz kalınan vahşet üzerinden sonuçlar çıkardığı bu deneyimi, sembolik bir olay haline getirdi. Böylece Ülker Sokak, bir grup travesti ve transeksüelin yaşadığı acı olmaktan çıkarak, özgürleşme politikasının argümanlarından biri oldu." Pınar Selek’in sosyoloji ile kurduğu kişisel bağ, çalışmalarındaki samimiyetin ve etkileyiciliğin en önemli sebeplerinden biri.

Üstten ya da dışarıdan değil, kendi duruşunu yitirmeden hep tam içinden bakmayı tercih eden Selek, dışlananlarla kurduğu ilişkiyi şöyle anlatmıştı bir söyleşisinde: "Sosyolojiye başladığım andan itibaren gerçekten nasıl bir toplumda yaşıyorum, ben nasıl bir insanım, hangi kelimelerle konuşuyorum, geleceğimi nasıl kuruyorum sorularına yanıt aradığım için toplumun bilinmeyen yerlerinde biraz kendimi de aradım. Çünkü insan sadece kendi bulunduğu çevreyi değil, dışladığını da tanıyarak kendine bakmış oluyor." Tam da bu nedenle elimizdeki kitabı biz de kendimizle bağ kurarak okuyoruz. Ve Pınar Selek "Bunca yıl sonra bu kitabı yeniden paylaşmak, kasığımdaki kabuk bağlamamış yaraya elinizi dokundurmak gibi," dediğinde, gerçekten oraya dokunduğumuzu hissediyoruz. Tabulara dokunmaya herkes aynı oranda cesaret edemedi belki ama dokunanlar bize de el uzatmamız için güç verdi. Zaten Pınar Selek tam da bunun çağrısını yapıyor: "Verin elinizi. Zaman makinesinin bizi götüreceği durak çok yakın. Dün gibi." Yarınımız dünden farklı olsun istiyorsak bu çağrıya kulak verelim, birbirimize el verelim. Hemen şimdi. (sabah)

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Prof. İnam Turktime’a Konuştu: Türklüğü Benimsemeyenlerin Burada İşi Olmamalı!
Türkiye’nin önde gelen felsefecilerinden ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. ...
PROF. DÜZGÜN TURKTIME’A KONUŞTU: DİNİN RUHU KABUĞUNA KURBAN EDİLİYOR!
Balyozdu, Anayasa değişikliğiydi derken gündemimiz kısır tartışmalara ...
Geometrik Heykellerle Etkileyici Gösteri
Küçük sanatsal geometrik heykeller yaratma süreci üzerine etkileyici bir video. Faceture
 
Yaşayan Kütüphane !f İstanbul'da
2007 yılından beri çeşitli festival ve etkinliklerde yer alan Yaşayan ...
Tarihte Bugün:1983, Filistinli Gerillalar İdama Mahkûm Edildi
26 Mart 1979 tarihinde İsrail ile Mısır arasında barış anlaşması imzalandı. ...
Tarihte Bugün:1983, Filistinli Gerillalar İdama Mahkûm Edildi
26 Mart 1979 tarihinde İsrail ile Mısır arasında barış anlaşması imzalandı. ...
 
Dali İçin Son Günler!
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ev sahipliğinde 23 Aralık'ta açılışı ...
Zamfir Eskişehirlileri Büyüledi
Dünyanın en ünlü ve başarılı panflüt sanatçısı, aşk şarkılarının unutulmaz ...
Gölgelerden Oluşan İlginç Sanat Eserleri
Gölgeleri kontrol ederek sanat yapmak bu olsa gerek. Azeri sanatçı Rashad ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
İran
seçim
voleybol
Devlet Bahçeli
saldırı
Numan Kurtulmuş
Slaven Bilic
çin
bakkal kafalı