Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, 6 Şubat sabahı 10 ilde yaklaşık 13,5 milyon kişinin yaşadığı bölgeyi yıktı. Açıklanan son resmi verilere göre, 5 bin 894 kişi yaşamını yitirdi, 34 bin 810 kişi de yaralandı.
Enkaz altında kalanlar için arama ve kurtarma çalışmaları sürerken, uzmanlardan da depreme ilişkin uyarılar gelmeye devam ediyor.
NACİ GÖRÜR UYARILARINA DEVAM EDİYOR
Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür de yaptığı açıklamada, “Her gün sallanıyoruz, çözümü var uygulamıyoruz, tedbir alınmazsa on binlerce insanımız daha ölecek!” diye uyardı.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtlayan Görür, daha önce bölge için uyarıda bulunduklarını hatırlattı, şunları kaydetti:
“UYARILARDAN DERS ALINMADIĞI ORTAYA ÇIKIYOR”
Yer bilimcileri veya deprem bilimi açısından olaya bakıyorum, şu anda çok geniş bir hatta yıkım var, İki tane peş peşe dokuz saat aralıklı 7.8 ve 7.6 büyüklüğünde deprem bu bölgeyi haşat eder, yani her yerde bu hasarı yapar ama eğer yapı stokunuz zayıfsa hasarın boyutu daha fazla olur. Şimdi bu çok geniş yerde hasarın olmasını bir bakıma doğal ve kurtarma çalışmalarında hızlı hareket edilemeyişinin, her yerde anında bütün yıkıkta acil müdahale ve kurtarma ekiplerinin olmayışını, bazı eksiklikleri doğal karşılayabilirim, yani bu boyutta bir hasarı yönetmek zordur ama inşaatçı olmasam bile bir yer bilimci olarak baktığım zaman bu kadar yıkım bana şunu düşündürdü; demek ki burada yapı stoku “olması gerektiği gibi deprem dirençli” değil, hele yeni binaların, 99'dan sonra yapılmış binaların da yıkılmış olduğunu görüp işitince en azından o binaların sefertası gibi üst üste yıkılmasını hiç beklemezdim, insanların içerisinden canlı çıkmasını, göçük altında kalmamasını beklerdim.
Bunları görünce, bir de kurtarma ve afet yönetimi konusunda bir savrukluk, bir düzensizlik de gözüküyor, elbette afetin boyutu büyük ama kış zamanı olmasına rağmen halkın çoğu kendi ifadeleriyle hiçbir yetkilinin etrafta olmadığı, çadır filan olmadığını, kendilerinin bir yere yerleştirilmediğini, bir sıcak çorba, çay verilmediğini, aç-susuz olduklarını veya göçük altından sesler geldiği halde kimsenin kurtarma gibi bir durumda olmadığını duyunca demek ki bu bölgede afete yeterince hazırlanılmadığı, uyarılardan ders alınmadığı ortaya çıkıyor.
“SAYI ON BİNLERİ BULACAK”
ister muhalefet olsun, ister iktidar deprem parti ayrımı yapmaz. Bugün ölenlerin, göçük altında kalanların hangisi AK Partili, hangisi CHP'li, hangisi MHP'li bilmeyiz, bilmemize de gerek yok, hepsi bizim insanımız. Dolayısıyla ben bu ülkede günlerce, saatlerce televizyonlarda incir çekirdeğini doldurmayan lüzumsuz gündem maddeleriyle konuşulduğunu görüyorum. Tamam konuşun ama unutmayın gün geçmiyor ki sallanmayalım ve gün geliyor böyle binlerce insanımız ölüyor. Daha 23 sene önce 1999'da 25 bin insanımız öldü, 1939'da 33 bin insanımız öldü. Şimdi de 3-4 bin kişi öldü diyorlar ya, bu sayı 10 binleri bulacak, bunu niye ciddiye almıyorsunuz?
“DEPREM NEREDE, NE BÜYÜKLÜKTE OLACAK, KAÇ KİŞİ ÖLECEK, BİLİM DÜNYASI BUNLARI BİLİYOR”
Yöneticiler ve deprem meselesine gelince, sürekli olarak bu deprem nerede olacak, ne büyüklükte olacak, kaç kişi ölecek bunları söylüyorum ve bilim dünyası bunları biliyor. Bizde bugün aklı başında bir yönetici “bu bilgileri bana getirin” derse, Türkiye'deki bütün deprem kuşaklarına ait temel bilgiler çok kısa zamanda önüne konabilir. Ülkede bilim dünyası, üniversiteler ve MTA gibi bazı kamu kuruluşları bunları yapabilecek niteliktedir. Bunu isteyen yönetici yok. Türkiye büyük ölçüde bir deprem ülkesi, dolayısıyla deprem bu ülkenin en önemli, en temel, en gerçek sorunlarından biri. Yani ekonomi kadar, işsizlik kadar, “çocuklarımız yatağa aç girmesin” düşüncesi kadar önemli. Niye bunu siz bir gün bile gündeme getirip ciddiye almıyorsunuz?
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |