Diyetisyen Pelin Altunsoy, yaptığı açıklamada, kahveyi, dünya genelinde en çok ve keyifle tüketilen kültürümüze yerleşmiş ve sağlık üzerine de çeşitli faydaları olan harika kokulu bir içecek olarak nitelendirdi.
Uluslararası Kahve Örgütü'ne göre 1991 yılında küresel kahve tüketimi 90 milyon 60 kiloluk çuval iken bu oran bu yıl 160 milyon çuvalı geçeceğinin tahmin edildiğini belirten Altunsoy, "Dünyada sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecek olarak gösteriliyor. Kahve aslında bir tür meyvedir. Kendisi kalori içermez. Fakat içerisine süt, şeker, krema, aromalı şuruplar eklenmesiyle kalorisi artmaktadır. O yüzden kahve sade içilmeli ya da yarım yağlı sütle tüketilmesi ara öğün için güzel bir alternatif olabilmektedir" dedi.
Kahvenin yeteri miktarda yani 2-3 fincan tüketildiğinde stres, inme, kalp hastalıkları gibi pek çok hastalığa iyi geldiğini söyleyen Altunsoy, şöyle konuştu:
"Günde 2-3 fincan kahve tüketiminin kalp hastalığı riski üzerinde olumsuz etkisi beklenmez. Kahvenin kısa vadede tansiyonu arttırdığı ortaya konulmuş olsa da çalışmalar düzenli kahve tüketiminin hipertansiyon riski üzerinde olumsuz etkisinin olmadığını ortaya koyuyor. Aynı zamanda düzenli kahve içenler, Tip 2 diyabet gelişme riskini önemli oranda azaltabiliyor. Kahvenin içerisinde kafein bulunmaktadır. Kafeinin uyarıcı etkisi sayesinde konsantrasyon ve uyanıklık durumu arttırılır, yorgunluk giderilir, idrar söktürücü etkisi olduğu da bulunmuştur. Bu etkisi dolayısıyla kilo vermeye de destekleyici oluyor. Kahve kafeinin yanı sıra antioksidan da içermektedir. Hücreleri serbest radikallerin hasarından korur, yaşlanmayı ve kanseri de engellediği bilimsel bir gerçektir. Günde 1 fincan kahve tüketen bireylerde yapılan araştırmalarda kanser olma risklerinin yüzde 10 oranında azaldığı bulunmuştur. Yapılan bir çalışmaya göre günde ortalama 2-3 fincan kahve içen kişiler, hiç içmeyenlere oranla yüzde 15 daha az depresyona giriyorlarmış. Kahve tüketimiyle; bilişsel zayıflamanın hafifletilmesi, demans ve alzheimer gibi nörolojik hastalıklara yakalanma riskinde yüzde 60 oranında azalma olabildiğini gösteren çalışmalar artmaktadır. Yapılan başka çalışmaya göre ise Parkinson hastalığının önlenmesinde ya da geciktirilmesinde kahvenin önemi vurgulamaktadır. Spor yapanlarda özellikle spordan 15-30 dakika önce kahve tüketmek; konsantrasyonu arttırır, metabolizmayı da hızlandırarak, performansı yüzde 30 oranında artırır, yağ yakımını destekler, yorgunluğu azaltır ve egzersiz esnasında daha az ağrı hissedilmesinde destekleyici olmaktadır."
Altunsoy, fazla tüketildiğinde kalp problemi, kemik kaybı, uyku düzensizliği, gerginlik ve huzursuzluk, mide rahatsızlıkları ve kısırlığa yol açtığını ifade ederek, ''Kahvenin de azı karar, çoğu zarar diyebiliriz. Kahve tüketimini günlük 2-3 fincanla (200-300 mg kafein) sınırlandırarak, sağlık üzerindeki tüm olumlu etkilerinden faydalanmak mümkün olabilmektedir. Kahve kafeinsiz tüketiliyorsa miktarı arttırabilinir. Gebeler için ise tüm kaynaklardan alınan kafeinin 200 mg ile sınırlı tutulması tavsiye edilmektedir" diye konuştu.
(İHA)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...