Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanvekili Mehmet Aktaş, tartışılan milli gelir revizyonuyla ilgili merak edilenleri anlattı. Ekibiyle birlikte bir grup akademisyen ve gazetecinin sorularını yanıtlayan Aktaş, "Sizin hissettiğiniz şaşkınlığı veriler önüme geldiğinde ben de hissettim. Arkadaşlarımı da zihnen ve rakamsal olarak silkeledim" dedi. Aktaş, yeni revizyonla birlikte tasarrufların artmasını da, "Türkiye'de tasarruflarda da kayıt dışılık sorunu var" yorumuyla açıkladı.
Kişi başına düşen geliri 9 bin 130 dolardan 11 bin 14 dolara çıkaran, yatırım ve tasarruf oranlarını da ciddi biçimde artıran revizyondaki sonuçların veriler kaynaklı olduğunu savunan Aktaş, "İnşaatta ölçme sorunu var. 2005 yılından bu yana idarelerin tuttuğu kayıtlara ulaşma hakkı olmasına rağmen idareler kayıtlarını açmıyorlardı. Biz ise SSK sicil numarasıyla vergi numarasını eşleştirdik ve toplu veri almaya başladık. Daha önceki verilerin yetersizliği nedeniyle sıkıntı vardı. Bu revizyon 2016'da akıllara düştü ve yapıldı gibi bir izlenim var. Oysa öyle olmadı" açıklamasını yaptı.
Yeni yapılan milli gelir revizyonunda, kriz yılı olan 2009'un baz alınması eleştiri konusu yapılmıştı. Aktaş, bu konuyla ilgili olarak da, "Zincirleme endeks kullanıyoruz. Bu endekse göre de her yılın hükmü bir sonraki yıla kadardır. 2009'un etkisi de 2010'da bitiyor" dedi. Rakamların bu kadar farklılaşmasında inşaatın önemli bir unsur olduğunu kaydeden Aktaş, hali hazırda da inşaatta tüm verilerin kontrol edilebilir olmadığı mesajını verdi. Birçok firmanın ihalelere girmek için konsorsiyum kurduğunu söyleyen Aktaş şunları söyledi: "Konsorsiyum gibi cafcaflı isimler kullanıyorlar ancak hukuk sisteminde bunların adı ‘adi ortaklıktır.' Bizim endekste mesela ‘adi ortaklıklar' yok. Bunun gibi şeylerden bahsediyorum. Tekrar revizyon olabilir, olduğunda da (bu gibi nedenlerden dolayı) fark büyük olabilir. Umarım yeni revizyonu ben yapmam."
TÜİK yetkililerinin verdiği bilgiye göre, yeni milli gelir hesabı için 4.5 milyon işletmenin gelir idaresi verileri, SGK verileriyle eşleştirildi, böylece işletmelerin verilerinin daha sağlıklı olması sağlandı. STK'lar daha önce de sistemde vardı, Ancak 100 bine yakın dernek ve 5 bin yakın vakıf ilk kez detaylı bir şekilde milli gelir hesabında yer aldı. Tarımda hayvan varlığı da, yeni hesapta yatırım olarak değerlendirildi. Yetkililer yüzde 20.4'e çıkan yatırımların 3 unsurdan oluştuğuna dikkat çekiyor. Bunlar inşaat, makine-teçhizat ve diğer olarak sıralanıyor. Bu üç unsur içinde farkın yüzde 70-80'i inşaattan geliyor. Makine teçhizatın payı ise Almanya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelere göre 10 puan daha aşağıda kalıyor.
Türkiye'nin tasarruf oranının yüzde 24.5'e yükselmesiyle ilgili olarak da TÜİK yetkilileri çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bu konuda şirket sahipleri ile şirketler arasındaki ilişkinin önemli olduğunu belirten yetkililer, "Şirketler karlarının önemli bir kısmını saklıyor. Mesela ortaklara borçlar gibi alternatif kalemlerde ödeme yapıyorlar. Bu nedenle şirketlerin sahibi ile şirketler arasındaki ilişkiyi daha doğru anlamak için çalışılmalı. Hane halkı tasarrufu alanına da daha çok çalışılmalı" bilgisini verdiler. Yetkililer, artışa karşın Türkiye'nin tasarruf oranının bulunduğu kategorideki ülkelere göre daha düşük olduğunu da belirtti.
Çalışmalar kapsamında 19 kişiyi kuruma aldığını söyleyen Aktaş, "Onlardan 3 kişi kaldı. Elimden kaçıyorlar. 2 tanesi de kaçmak üzere. Memur altyapısıyla yapılacak işlerden bahsetmiyoruz. Günde 12 saat çalıştı arkadaşlarım bu iş için" dedi.
Sputnik, Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...