Türk dizileri Ortadoğu, Balkanlar, Kuzey Afrika ve ABD’den sonra Latin Amerika pazarında da yükselişini sürdürüyor.
"Kaynanalar" ile başlayan Türk dizi tarihi, 90’ların başında; yönetmen, senaryo, ve oyunculuk açısından 2000’lerin ortasından itibaren dünya ölçeğinde temsil edilebilecek bir kültürel performansa ulaştı.
REYTİNG REKORLARI KIRIYORLAR
Her ne kadar Türkiye'de bolca eleştirilse de Türk dizileri dünyanın dört bir tarafında yüz milyonlar tarafından sevilerek izleniyor.
Bir zamanlar Güney Amerika ülkelerinin Rosalinda, Vahşi Güzel gibi dizileriyle yatıp kalkarken şimdi onlar bizim dizilerimizle yatıp kalkıyorlar. Arjantin, Peru, Şili, Uruguay, Paraguay gibi ülkelerde prime time ya da gündüz kuşağı fark etmeksizin Türk dizileri ekranlarda gösteriliyor ve reyting rekorları kırıyor.
Türk dizilerini dünyaya pazarlamada büyük etkisi olan İzzet Pinto, Al Jazeera Turk'e verdiği demeçte şöyle diyor:
"Son 5 yılda Türkiye’ye Orta Doğu’dan gelen turist sayısında %350 artış olmuş. Bunun tek sebebi diziler, ikinci bir sebebi yok. Şöyle düşünün, 400 milyon kişi her gece Türkiye’yi izliyor, boğazı izliyor. Bundan daha iyi bir reklam olamaz."
"Muhteşem Yüzyıl partileri yapılmaya başlandı. Muhteşem Yüzyıl’daki karakterler gibi giyinip partilere gidiyorlar. Pastaneler Muhteşem Yüzyıl pastaları yapıp satıyor. Zaten bu tarz şeyler dizinin başarısını gösteriyor."
GÜMÜŞ DİZİSİYLE BAŞLADI!
Prof. Dr. Tayfun Atay'ın değerlendirmesine göre, Türk dizilerine önce Ortadoğu’da ilgi gösterildi. Bu ilgi zamanla Orta Asya'ya, Balkanlara, Afrika ve ABD'ye sıçradı. Sonra da Avrupa ve Latin Amerika ülkelerine...
Prof. Dr. Atay, "Pembe dizilerin ilk çıkışı Gümüş üzerinden başladı, Ihlamurlar Altında ile devam etti ve gerisi de geldi." derken, şöyle devam ediyor: "Sonra ilginç bir şekilde çevremizdeki ülkelere; Akdeniz ülkelerine, Balkanlar’a, Yunanistan’a sıçradı. Tabii Yunanistan’ın Türkiye ile çekişmesi düşünüldüğünde bu çok ilginç. Orada da diziler popüler oldu. Mesela Kürt coğrafyasında, Kuzey Irak’ta ve Pakistan’da bile bu dizilerin izlendiğini görüyoruz. Latin Amerika’ya uzanması biraz daha yakın bir zamanda oldu. Sonuçta pembe dizilerin beşiği olan Latin Amerika ülkelerinde de Türk dizilerini görebiliyoruz.”
"FORMAT BELLİ: AŞK, ENTRİKA, ÇEKİŞME"
Türk dizilerinin başarısının sebebi olarak formatı işaret eden Atay, "Format belli: Aşk, entrika, çekişme..." değerlendirmesini yaparak şunları söylüyor:
“Sonuçta format belli. Bugüne dair bir ilişki kalıbını ister tarih öncesinde, ister olmayan bir zeminde mitolojik zamanlara, isterseniz gelecekte dünya tasarımı içine yerleştirebiliyorsunuz. Kalıp aynı; entrika, insan ilişkileri, kadın-erkek ilişkileri, aşk, tutku, ihtiras ve çekişme. Bu temalar pembe dizilerin bünyesinde usturuplu bir şekilde ortaya çıkar. Uç noktalarda değil, izleyeni rahatsız edecek bir seviyeye varmayacak şekilde yani muhafazakâr, statükocu formatta ortaya çıkar. Radikal yapımlar değillerdir hiçbir zaman. Bu model zaten bir klişe. Bu klişeye Ortadoğu’dan oryantal olandan bir içerik kattığınızda bu işin beşiği olan yerlerde bile yeni ve hoş bir fantezi duygusu yarattı. Latin Amerika’da da bunu yarattı mesela. Tabii bu pazara yeni girildiği için henüz varsayım aşamasındayız. Ama oryantal tat, üzerinde durulması gereken bir faktör.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...