Bedenlerimizin dinlenmesi için çok daha fazla istirahate ihtiyacı var.
Neden uyuruz?
Ortalama bir insan tüm hayatının üçte birini uyuyarak geçirir. Biraz zaman kaybı gibi geliyor, değil mi? Tam tersine! Çok fark etmesek de, biz rüyalar alemindeyken vücudumuz hummalı bir çalışma yürütüyor.
Derin uyku ve Hızlı Göz Hareketi diye bilinen REM uykusu yaklaşık her 90 dakikada bir tekrarlar. Derin uykuda bedenlerimiz tıpkı bir bilgisayar gibi arka planda güncellemeleri çalıştırır. Tazelenme için büyüme hormonu salgılar ve bağışıklık sistemini harekete geçirir. Böylece bağışıklık hücrelerimiz virüs ve bakterilere karşı mücadele eder.
REM uykusunda ise beynimiz gün içinde yaşadığımız olayları işler ve bir sonraki gün için kısa süreli hafızalarımızda yer açar. İşte bu noktada rüya görürüz! Ama rüyalarımızda sadece son 24 saat içinde yaşadığımız ve bilinçaltımıza işleyen rastgele olayları görmeyiz. Rüyalar aynı zamanda tamamıyla tuhaf ve kendi hayatımızdan uzak görüntüler de içerebilir. Tek boynuzlu ata binerken ya da özel dedektif olarak birilerinin izini sürerken, beynimiz aslında kullanılmayan alanları kullanıma açmak için çaba gösterir.
Uyku olmadan, hem bedenimiz hem de beynimiz gerekli çalışma saatlerinden mahrum kalır.
Ne kadar uyumamız gerekir?
Bu tamamen yaşımıza bağlı. ABD Ulusal Uyku Vakfı yenidoğanlar için günde 14 ila 17 saat uyku tavsiye ediyor. Tabii küçük yavruların bu süreyi aralıksız uyumadığını uykusuz anne-babalara bakarak anlayabilirsiniz.
İlkokul çocuklarının günde dokuz ila 11 saat uyuması gerekirken, yetişkinlere yedi ila dokuz saatlik uykular yetiyor. Tabii bunlar sadece tavsiye, çünkü her bireyin uyku ihtiyacı kişiden kişiye değişiyor.
Ancak yetişkinlerin kesinlikle altı saatten az uyumaması gerekiyor. Terazinin öteki tarafında ise 10 saat uyumadan uykusunu alamayanlar bulunuyor.
Çok uyumak iyi olduğu kadar kötü de olabilir. Eğer uykumuzu almak için 10 saatten uzun bir süreye ihtiyaç duyuyorsak, uyku kalitemizde ciddi bir bozukluk olabilir. İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi araştırmacıları günde sekiz satten fazla uyuyanlarda inme riskinin daha fazla olduğunu söylüyor.
Peki, uyumazsak ne olur?
Bilimsel deneylere katılan gönüllülerin 10 güne kadar uyumadığı testler bulunuyor. Ancak uykudan mahrum bırakmanın aynı zamanda işkence yöntemi olarak kullanılmasının bir nedeni var.
Bedenimizin uykuya ihtyacı arttıkça, daha fazla sorun ile karşı karşıya kalıyoruz: Vücut ısımız düşüyor, dikkatimiz dağılıyor, duyarsızlaşıyoruz, zihinsel ve motor becerilerimiz giderek azalıyor. Eğer iki gece üst üste uyumazsak, beden kontrolümüz ve tepki süremiz bir şişe bira içmiş birisininkine eşitleniyor.
Araştırmacılar ciddi uykusuzluğun ölüme neden olup olmaması konusunda bölünmüş durumda. Ölüm nedenini nasıl tanımladığınıza bağlı olarak değişiyor. Örneğin, ölümcül insomnia (uykusuzluk) hastalarının altı ila 30 ay arasında öldüğü kaydedilmiş. Ancak bu vakalarda ölüm nedeni çoklu organ yetmezliği olarak kayıtlara geçmişBizi uyutmayan nedir?
Birçok insan uykuya nelerin engel olduğunu bilir ama bu unsurları dikkate alanların sayısı çok azdır: Cep telefonları gecenin erken bir saatinde kapatılmalı ve elektronik cihazlar yatağın yakınına yaklaştırılmalı.
Elektronik cihazlardan yayılan mavi ışık uyuma komutunun düşmanı. Buna maruz kalan gözlerimiz beynimize uyanık kalma komutunu gönderiyor. Bu nedenle 24 saatlik vücut ritmimizi büyük ölçüde düzenleyen ve kaliteli bir uyku çekmemizi sağlayan melatonin hormonu salgılanmıyor.
Buna ek olarak email yazdığımız ya da sosyal medyada vakit geçirdiğimiz zamanlarda beynimiz fazlasıyla işlem yapıyor. İşlem yapan beyinlerin ise uykuya dalması güçleşiyor.
Uyumadan önce yapmamamız gereken diğer şeyler ise kahve içmek ya da alkol almak. Uyumadan önce son kez kahve içmenin genel geçer kuralı yatağa girmeden en az altı saat önce yapılmış olması. Yatak odamızdaki gürültü ve ışık uykuya dalmamızı engelleyebilecek diğer unsurlar.
Nasıl iyi uyunur?
Başucunda telefon olmaması gerektiğini zaten söyledik. Buna ek olarak eğer evimizde yeterince alanımız varsa farklı alanları farklı faaliyetler için kullanmalıyız. Örneğin ofiste çalışıp, oturma odasında televizyon izleyip, yatak odamızı da sadece uyku ve dinlenme için kullanmalıyız.
Haftasonları da dahil olmak üzere yatağa her gün aynı saatlerde giren insanların uykuya dalmakta zorlanmadıkları biliniyor. Yastık ve yatağın da vücudumuz için uygun olmasına dikkat etmekte fayda var.
15 ila 18 santigrat derece civarındaki karanlık ve sessiz bir yatak odası ise güzel ve derin bir uyku için ideal koşulları sağlar. İyi geceler, tatlı rüyalar!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...