E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Yalçın Toker

Başbuğ Türkeş'i Rahmetle Anarken
4 Nisan 2016 Pazartesi


 
Bugün 4 Nisan.. Bu tarih belki başka önemli olayların da yıldönümüdür ama, ben bunlar arasından birini ele alacağım.. Başbuğ Alparslan Türkeş’in ebediyete intikal edişinin 19 uncu yılı olması hakkında yazacağım..
Büyük bir Türkçüydü, Türk Milliyetçiliği davasına hayatını adamış olan değerlerimizin en başında gelenlerden biriydi Türkeş.. Asıl adı Hüseyin Feyzullah olan Türkeş, 25 Kasım 1917’de Kıbrıs’ta doğmuş, 4 Nisan 1997 günü Ankara’da vefat etmiştir.
1933’te ailesi ile birlikte Kıbrıs’tan Türkiye’ye gelip yerleşen Türkeş, Türk Ordusunda görev almak istemiş, Kuleli’yi ve Harp Okulunu bitirerek, 1939’da Piyade Asteğmeni olarak vatan hizmerine başlamıştı. Daha o yıllarda Türkçülük hareketçileri arasında yer almayı tercih etmişti.
 
1944 TÜRKÇÜLÜK VE TURANCILIK DAVASI
 
Ordudaki ilk günlerini ve devamını, Türkçülük tarihine 1944 Milliyetçilik olayları diye geçen olayları bir kitabımdan(*) alıntılar yaparak anlatayım..
“O dönemde Nihal Atsız’ın çıkardığı Orhun Mecmuası vardı. Bu dergi, Türkçülük ve Turancılık davasının organizatörü olan bir yayın organı sayılırdı. Bütün Türkçüler gibi Ordu mensubu Türkçüler de bu dergiyi heyecanla takip ederlerdi. 1944 yılı Mart’ında Nihal Atsız, Hükümet’in, Türkçülük hareketlerine karşı olan tavrını, toplum içinde Türkçülerin küçümsenmesine sebep olan politikaları ağır biçimde tenkit etmekteydi. O devirde Başbakan, tek Parti olan CHP’nin Genel Sekreteri Şükrü Saraçoğlu idi..
Nihal Atsız, Orhun Mecmuasında bir birini izleyen Açık Mektuplar yazarak Saracoğlu’nu tenkit ediyordu.. Bu açık mektuplarına, “Sayın Başvekil! Diyerek başlıyor ve tenkitlerini sıralıyordu.. Okullarda Türk çocuklarının gözü önünde komünistlere mevki veriliyor.. Maarif Vekili o makamından istifa etsin, vatanperane bir jest göstersin” diye devam ediyordu..
Bunun üzerine, Devlet kademelerinde ve Ordu içinde de büyük taraftar bulmaya başlayan Türkçülük hareketinin genişlemesini engellemek için Saracoğlu Hükümeti önlemler almaya başladı.. Orhun kapatıldı. Türkçüler tutuklandı, hepsinin evlerinde aramalar yapıldı. Türkçüler çeşitli suçlar isnad edilerek suçlandılar.
18 Mart 1944’te, olan bitenle ilgili olarak Hükümet bir resmi tebliği yayınladı. Onda özetle şu suçlamalar yapılıyor ve deniliyordu:
”Son günlerde Hükümetçe kapatılan Orhun mecmuası sahibi Nihal Atsız ile Sabahattin Ali arasındaki davanın duruşması sırasında Nihat Atsız lehine yapılan taşkınlıklar yüzünden tutuklananların üzerlerinde çıkan vesikalar bazı şüphelere sebep olmuştur. Bu şüpheler üzerine Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Zekili Velidi Togan ve Ferit Cansever’in evlerinde İstanbul Örfi İdaresince aramalar yapılmış ve bazı vesikalar bulunmuştur. Bu vesikalardaki bilgilerle Anayasamıza aykırı olarak Irkçılık ve Turancılık gayeleri güdüldüğü tespit edilmiştir. Bu kişilerin bu amaçlarla gizli cemiyetler kurmaları Anayasaya aykırıdır ve Ceza Kanununa göre suç oluşturmaktadır. Konu yetkili adalet makamlarına intikal ettirilmiştir..”
Bu bildiriden sonra Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de bu ırkçı ve Turan faaliyetler karşısında “vatanın müdafaa edileceğini” içeren nutkunu söyledi.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bu açıklamaları üzerine Türkçülük karşıtı furya daha da hız kazandı. Göz altına alınmış bulunan ve Turancılıkla suçlanan Milliyetçilere hapishanelerde uygulanan mezalim daha da acımasızlaştı, tam bir vahşete dönüştü.Tabutluklara atılan, beyinlerine 2 bin mumluk ampullerle ışın verilenparmakları sökülen Türkçülerden biri de o zaman yüzbaşı olan Alparslan Türkeşti..
İstanbul 1. Örfi İdare Mahkemesinde 65 celse süren yargılamalar sonunda  29 Mart 1945’te 23 sanık hakkındaki karar açıkladı.. Zeki Velidi Togan ve Nihal Atsız 10’ar yıl hapis cezasına, diğer on bir Türkçü de çeşitli hapis cezalarına çarptırıldılar. Hapis cezası alan 13 kişiden biri de Türkeş’ti..  
Mahkumlar, verilen kararlar üzerine, “Biz Türküz! Türkçüyüz! Suçlu değiliz!” diye başlayan temyiz dilekçeleriyle kararları temyiz ettiler. Temyiz Mahkemesi görevi, 2. nolu Örfi İdare Mahkemesine verildi. Bu Mahkeme, bütün sanıkları beraat ettirdi. Tabii Türkeş ve bütün Türkçülerin tabutluklarda çektikleri yanlarına kar kalmıştı..
Konuyu daha fazla uzatmayayım.. Sonraki gelişmeleri ise hemen herkes bilir.
Türkeş Ordudaki rütbesi yükselerek vatan görevini sürdürdü. Demokrat Partiyi iktidardan düşüren 27 Mayıs 1960 İhtilalini yapanlar arasında yer aldı.  38 kişilik Milli Birlik Komitesinde idi.
İhtilal Hükümetinde Başbakan yardımcısı oldu. Daha sonra Milli Birlikçiler arasında çıkan bölünmede 14’ler içinde yer aldı.
14’ler yurt dışına çıkarılarak görevlendirildiler ve Türkeş de Hindistan Büyükelçiliğinde görevlendirildi. Alparslan Türkeş, 1963’te Türkiye’ye döndükten sonra siyasi faaliyetlere katıldı.  1964’te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisine(CKMP) üye oldu. 1965’te parti üyeleri Alparslan Türkeş’i Genel Başkan seçtiler.. 1969’daki Adana Kongresinde Partinin adı Türkeş’in isteği ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirildi. Dokuz Işıkumdesi uygulamaya konuldu.
Türkeş, Süleyman Demirel’in Başbakanlığında kurulan(1975-1977)  Milliyetçi Cephe Hükümetlerinde Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı.
1980 İhtilalinden sonra bütün partilerle birlikte MHP de kapatıldı, Türkeş gözaltına alındı. MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davalarından tutuklu olarak yargılandı. 11 yıl hapis cezası aldı ise de, 1985’te tahliye edildi ve 1987 referandumu sonucu siyasi yasakların kalkması üzerine özgürlüğü tescil edildi. Milliyetçi Çalışma Partisinekatıldı ve yapılan Kongrede Genel Başkanlığa seçildi.
Nihayet 1993’de MÇP ismi de MHP olarak değiştirilmiş, böylece bugünkü MHP kurulmuş oluyordu.. Fakat MHP 1995 seçimlerinde %10 barajına katılarak Mecliste temsil edilemedi. İki yıl sonra, 4 Nisan 1997’de Başbuğ Türkeş ebedi hayata intikal etti..
 
***
 
Aslında ben bugünkü yazımı bu tür ansiklopedik bilgi satırları ile dolduracak değildim. Bilgisayarın başına oturduğumda pek çok az bilinen şeyleri yazmayı planlamıştım..
Başbuğumuzla birlikte MHP içindeki ve Partinin Gazetesi Hergündeki eski çalışmalarımdan(**) söz edecektim..
Hegün’ün İdare Meclisi üyesi olarak beraber çalıştığımız  Gün Sazak’ı ve komünistlerce şehit edişini..
Gazetedeki yazımlarımla kazandığım fıkra dalındaki ödülümü, Ahmet Kabaklı ve Rauf Tamerle birlikteTürkeş’in elinden alışımızı.. 
Shereton’daki ödül töreninden sonra, o anarşi günlerinde gece vakti evime sönebilmek için oralarda dolanırken Bakanımız Sadi Somuncuoğlunun resmi arabasına, “Arkayı dörtleyin Beyler, Yalçın’ı da yanınıza alın!”diyerek arabasına bindirişini..
Hergünde yazdığım yazılarda, o zamanki Koalisyon Hükümetinin İç İşleri Bakanı Korkut Özal’la Milli Eğitim Bakanı Nahit Menteşe’yi “Sola Umut Veren Bakanlar” diye tenkit edişimi…
.. Ve onlardan gelen cevapları  da yayınlayarak gazeteye traj kazandırışımı..
O Bakanların beni Türkeş’e şikayet ettikleri ve Türkeş’in de bana kızdığı yalanını söyleyen  gazetenin Genel Yayın Müdürünün uyarısı üzerine o günlerde bomba gibi erki yapan seri yazılarıma son verişimi..
Ertesi hafta, Libya’dan dönmekte olan Türkeş’i havaalanında karşılayışımız sırasında yanındaki koltuğa oturan o Genel Yayın Müdürünü kaldırıp, “Sen kalk oradan.. Oraya Yalçın otursun” diyerek beni yanına oturtup omzuma elini koyuşunu..
Ve bana şu sözleri söyleyişini: “Yalçın o yazılarından dolayı seninle iftihar ettim.. Gazeteci dediğin böyle yazmalı! Yazdığı ses getirmeli! İki Bakan senin gazetedeki yazılarını kesmişler, kupürleri ellerine alıp Bakanlar Kurulunda yanıma geldiler. Seni bana şikayet ettiler. Sen böyle ses getirecek yazılarına devam et!” deyişini..
İşte bütün bunları anlatacaktım..
Devamla, gazetenin İdare Meclisinde birlikte görev yaptığımız Gümrük Bakanımız Gün Sazak’tan, Partinin İl 2. Başkanı olduğum günlerdeki anılarımdan, İl Başkanımızı Recep Haşatlı’nın oğlu ile birlikte komünistlerce şehit edilişinden..  
Başbuğumuza genellikle “Albayım..” diye hitap ettiğimizden..
Daha pek çok şeyden söz edecektim.. Ama işte gördünüz sütunum doldu..
Artık onları da ilerdeki günlerde anlatırım diyerek burada kesiyorum.
Yalnız şu son hatırlatmamı da yapmadan bugünkü yazıma son satırı koymamalıyım:
Başbuğ Türkeş için çocukları, vefatının 19. Yılı münasebeti ile bu sabah kabri başında bir anma töreni ve öğlen namazından sonra da Ankara Bahçelievler camiinde Mevlid-i Şerif düzenlediler..
Gönüldaşlarını davet ediyorlar..
 
(*) Milliyetçiliğin Yasal Kaynakları sa:401-417/Yalçın Toker- Toker Yayınları. Kitap: Tel: 0535 3199349 ve  [email protected]
(**) İhtilaller ve Darbeler Arasında Gazetecilik ve Kitapçılık Anılarım/Yalçın Toker- Toker Yayınları. Tel:0535 3199349 ve  [email protected]

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 15564 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bizde ve Başka Ülkelerde Devlet Adamlığı Anlayışı...
3/28/2016
İçki Konusu...Atatürk,Baburşah ve Nevai
3/14/2016
Atatürk Döneminde ve Günümüzde Türk Kadını...
3/7/2016
Atatürk Dönemi yazarları... Yahya Kemal Beyatlı ve bugünler
2/29/2016
95 Yıl Öncesi ve Bugünkü Türk Basınının Özgürlüğü
2/22/2016
Atatürk Beşiktaşlı!
2/15/2016
ORTA DOĞU GAZETESİ ile RAHMİ TURAN Arasındaki ihtilaf üzerine ilk Söyleyeceklerim..
2/5/2016
Erdoğan'ın Başkanlık Hayalleri ve Türkeş'in Gönül Seferberliği!
2/1/2016
Ruslar Bizden Özür Dilemişti!
1/26/2016
Yavru Vatan Kıbrıs ve Rauf Denktaş!
1/18/2016
Hendek Kazanlar Acaba Közüm Han Destanımızı mı Uyguluyor?
1/11/2016
Ruslar, Tarih Sahnesine, Türk Egemenliği Altında Çıkmışlardı...
1/4/2016
Devletler Arası İlişkiler ve Türkiye-Rusya Konusu...
12/28/2015
65 Yaştan Büyüklere Noter ve Doktor Eziyetleri Konusunu Noktalarken...
12/23/2015
65 Yaşından Büyüklere Çektirilen Eziyetler
12/16/2015
NECATİ BİLGİÇ’i de Kaybedince...
12/9/2015
Hayalle Hakikatin Karıştığı Bir İstanbul Hikayesi
12/2/2015
MHP'deki Hüsran ve Bekleyiş devam Ediyor!
11/25/2015
Devlet Bey Ülkücüleri ve Milliyetçileri Hala Üzüyor!
11/16/2015
Sportif Konular... Kaf Sin Kaf... Baba Oğul Demirörenler v.b
11/9/2015
Devlet Bey Daha İstifa Etmedi mi?
11/3/2015
Genel Seçimler ve Tayyip Bey'in Başkanlık Özlemi!
10/22/2015
Sabiha Gökçen ve Dersim İsyanları
10/13/2015
Üç Türk Büyüğü: Atatürk, Ziya Gökalp ve Nasrettin Hoca
10/5/2015
Atatürk'ün Adalete Saygısı ve Bugünkü Saygısızlıklar!
9/28/2015
Arşiv Belgelerinde Ermeni Vahşetleri...
9/21/2015
Ermeni tehciri Kararnamesi ve İttihatçıların Yargılanmaları
9/14/2015
Tuğrul Türkeş ve MHP'deki Yıllarımdan Anılar
9/7/2015
Osmanlı'nın 'Teba-i Sadıka'sı, Ermenilerin İsyan ve Hainlikleri!
8/31/2015
Rumların Kıbrıs Planları, İngiliz’in Kalleşlikleri ve Türk-İslam Dünyasının Umursamazlığı..
8/24/2015
Yunanlıların Pontus Hayalleri...
8/17/2015
Çinlilerin Acımasızlıklarına Tarihten Bazı Örnekler...
8/10/2015
İki Ahmet Davutoğlu!
8/3/2015
IŞİD ve PKK Terör Örgütleri Türkiyemizi Kana Buladılar
7/27/2015
Irak ve Suriye'deki Türkmen Kardeşlerimizin Dramı
7/20/2015
Bu Çinliler Ne Yapmak İstiyor?
7/13/2015
Milliyetçi Harekete Yakışmayan Gelişmeler!
7/6/2015
Ellerinde Kuran'la Kürsüye Çıkanlar!
6/29/2015
Fikret Orman'ın İbrahim'e Sözlerini Beşiktaş Başkanına Yakıştıramadım!
6/26/2015
Merhaba Turktimeseverler
6/22/2015
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Joachim Löw
ölüm haberi
Vedat İnceefe
Dilma Rousseff
İlker İnanoğlu
uefa
A) Milli Futbol Takımı
Tarsus
Devlet Bahçeli