E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Yalçın Toker

İki Acı Kaybım: 1. RASİM Ağabeyim, 2. Aziz Dostum TURGAY ŞEREN..
11 Temmuz 2016 Pazartesi

Ülkenin içinde bulunduğu hüzün ortamından, basından, televizyonlardan bir süre olsun uzak olmak için, İstanbul’u terkedip, İğneadaya kaçtığımı anlatmıştım.. Vatanımızın Bulgar sınırı yakınlarındaki bu uzak köşesinde, yazılı ve görsel basına kafayı takmadan dinlenmekteydim.. Ramazan bayramı vesilesi ile oğlum ve kızım, sevgili torunlarım, hep birlikte yanıma doluştular.. Buradaki sakin denizde yüzdüler, Maya gölünde kanolarla yarışmalar yaptılar, Bulgar sınırındaki şelaleyi falan gezdiler, birlikte gülüşüp eğlendiler.. Ben de onları izleyerek ve anlattıklarını dinleyerek, coşku ve sevinçlerine iştirak etmekteydim..
Bayramın üçüncü günü, Perşembe sabahı idi.. Denize nazır balkonumuzda gülüşüp, şakalaşarak kahvaltımızı yapıyorduk. O sırada İstanbul’daki yeğenimden bir telefon geldi.. Verdiği haber bir anda masamızda matem rüzgarları estirdi.. Ağabeyim Rasim Toker vefat etmişti.. Ailece yüreklerimiz yandı.. Cenazesi aynı gün ikindi namazına yetiştirilecek ve Floryadaki Basınköy camiinden kaldırılacakmış.. Derhal toparlandık, namazına yetişmeliydik.. Oğlumun ve damadımın arabalarına doluşarak İstanbul’a hareket ettik..
Demirköy yönündeki Istranca ormanlarının yüksek tepelerinde telefonlar çekmiyordu.. Bu sırada bir çok cevapsız başsağlığı aramaları ve mesajlar gelmiş.. Tepelerden inerken telefonumda birikmiş mesajları açmaya başladım. Bunlar arasındaki bir mesaj da, kurucusu olduğum Spor Yazarları Derneğinden gelmişti. O mesaj da yüreğime ikinci bir bıçak olarak saplandı.. Sevgili dostum Turgay Şeren’i de kaybetmiştim.. Araba ilerliyor, herkes konuşuyor, fakat ben artık hiçbir şey duymuyor, o güzelim manzaraları, hiçbir şeyi göremiyordum. Sevgili ağabeyimin ve  sevgili Turgay’ın acısıyla yanan yüreğimin sesini dinleyebiliyordum..
Nihayet İstanbul’a vardık.. Ağabeyimi, inşaatında ve yaşatılışında büyük emeği olan Basınköy cemiinde, hepsi dost ve arkadaşı olan hocaların kıldırdıkları namazdan sonra, cemaatle birlikte Topkapı mezarlığına götürdük.. Babam Emin Toker’le, annem Mükerrem Toker’in ayak ucundaki, oğlu Kemal Toker’in yanına defnettik..
... Ağabeyim ve dostum Turgay’la ilgili satırlarıma, anılarımda iz bırakan bazı olayları anlatarak devam edeyim..
Süleyman Seba.. Beşiktaş Kulübü Başkanı.. Bir gün kendisini evime iftara davet etmiştim.. Süleyman ağabey çorbasını içti, sonra kalkıp içeri girdi, akşam namazının farzını kıldıktan sonra gelip yemeğe devam etti.. Yemekten sonra bizim balkonda ağabeylerimRasim ve Necati Toker’le tavla oynadılar.. Ben, oğlum ve bitişik komşum Yaşar Kemal falan da seyirciyiz.. Bu muhabbet ortamında ben , gıcıklık olsun diye bazı laflar ediyorum.. Mesela şöyle demiştim“Süleyman ağabey çok iyi sağaçıktı, ama sol ayağı pek yoktu..”
Bu lafım üzerine Süleyman ağabey, bana dönmüş ve şöyle demişti: “Sen git onu Turgay Şeren’e sor.. İnönü stadının açılış maçında, Gazhane tarafındaki kaleye attığım ilk golde voleyi sağımla mı, yoksa solumla mı çakmıştım, o söylesin.. Sol ayağımla çaktığım şutta Turgay, topu ancak ağlarda görebilmişti..”
İsimlerini andığım iki ağabeyim, Süleyman Seba, Turgay ve bizi dinleyen Yaşar Kemal şimdi hiçbiri hayatta değiller.. Nur içinde yatsınlar hepsi de..
Yaşar Kemalle, hem ev, hem de işyeri komşusu idik. Ben Yeni Sabahta, o da karşımızdaki binada yer alan Cumhuriyette çalışıyordu(*).. Yaşar abinin sporla fazla ilgisi yoktu.. Bir gün israrlarımız üzerine Fener-Galatasaray maçını izlemeye o da geldi bizimle.. Mithatpaşa Stadının basın tribününde benim yanıma oturdu.. O sırada, Fenerbahçeli  Lefter, Turgay Şeren’e bir gol atmıştı.. Yaşar Ağabey, ne oldu diye sordu bana .. Ben fırsatı kaçırır mıyım.. “Turgay, Lefter’e gol attı” dedim. Çünkü o, Turgay, Lefter isimlerini duyuyor, ama hangisinin kaleci, hangisinin forvet olduğuna bile dikkat etmiyordu.. Ben kendisini böyle işletmiştim.. Ama Yaşar abi sonra gerçeği öğrenince beni dövmek için az kovalamamıştı Cağaloğlu sokaklarında..
Döneyim Turgay’a.. Turgay Şeren, futbolu bıraktıktan sonra antrenörlük ve spor yazarlığı yaptı.  O dönemlere ait de pek çok müşterek anılarımız vardır..  Bir kaçını kitabımdan satırlar naklederek (**) anlatayım..
29 Nisan 1962 Budapeşte’deTürkiye-Macaristan milli maçı oynanıyor.. Ünlü Nep Stadyumundayız.. Ben, her zaman âdetim olduğu üzere yine fotograf makinamı almış, Turgay Şeren’in koruduğu kalemizin arkasına geçmiştim.. Zaten Turgayolsun, bizim Beşiktaşlı Necmi falan olsun dış ülkelerdeki maçlarda hep kalelerinin arkasında olmamı isterler, bana dakikayı falan sorarlardı..
Maç başladı.. İlk devre 1-1 bitmiş ve bizim golümüzü Galatasaray'lı Talât atmıştı. İkinci devre oynanıyordu. Takımımızın rakip yarı sahada olduğu bir sırada, Macarlar bir kontr-atak geliştirdiler. Topu santra civarında Macar futbolcu Doktor Feniveşhikapmıştı, bizim santrhaf Naci (F.B.) ile yan yana kalemize doğru topla hızla geliyorlar.. Ben o sırada Turgay'ın koruduğu kalenin yan ağlarına dayanmış heyecanla kontratağı izliyorum.. 50 küsür sene önceki bu sahne hâlâ bugünmüş gibi gözlerimin önündedir.. Gerçi bu akında fazla gol tehlikesi yoktu. Her an Naci kesecek durumdaydı.. Ama o anda ne göreyim, bizim Turgay "Dur çıkma!" diye bağırmama rağmen, kalesinden fırlayıp ceza çizgisinin dışına kadar çıkmaz mı!.. Deneyimli kurt Macar futbolcu, Turgay'ın çıktığını görünce topu 30-40 metre kadar mesafeden, yerden kalemize yuvarlayıverdi.. Plonjon yapan Turgay'ın altından geçen top tıngır, tıngır, yuvarlana yuvarlana, geldi geldi ve hemen yanımdan kalemize girdi.. Emin olun elimi uzatsam topu tutabilirdim..
Turgay yattığı yerden kafasını kaldırmış, bana "Tut! Tut topu!" diye bağırıyordu.. Ve böylece golü yedik.. Maç akşamı Macar’ların verdiği yemekte Turgay, Federasyon Başkanı Orhan Şeref Apak’a şöyle demişti: “Efendim bütün kabahat Yalçın’da, istese topu tutardı, golü yemezdik..” Turgay’ın bu esprisi üzerine Macar idareci ve gazeteciler gülüşerek yanıma gelmişler; “Yalçın topu tutsaydı dünya kamu oyunda şöhret yapar, ama o zaman seyirciler sahaya atlar Yalçın’ı linç ederlerdi..” demişlerdi de hep birlikte gülüşmüştük..
 
TURGAYIN BANA PİJAMA BORCU VARDI..
 
Turgay’la ilgili bir diğer anım.. Tarih 8 Ekim 1961.. Bükreş'te Romanya ile millî maç oyanayacağız. Kafile o maça İstanbul'dan otobüsle gidiyor. Ben de otobüsteyim.. Maça giderken de, dönüşte de benim yerim hep otobüsün en arkasındaki yüksekçe set.. Pijamamı giyip oraya uzanıyor, hep uyuyorum.. Dönüşte uyandığımda bir de baktım ki, futbolcular etrafıma doluşmuşlar gülüşüyorlar.. Meğer ben uyurken, Turgay, Fenerli kaptan Naci, sol bek Basri ve diğer futbolcular, bana adeta eşek şakası yapmışlar, pijamalarımı jiletle lime lime kesmişler.. Tabii bastım hepsine kalayı..  Turgay, benim çok kızdığımı görünce, "İstanbul'a gider gitmez sana bir ipek pijama alacağım söz..” diyerek beni susturmuştu..Sonraki yıllarda ne zaman karşılaşsak, “nerede pijama?” diye takılırdım kendisine, gülüşürdük..
 
TAVLADA PENÇ KAPISI..
 
Turgay futbolu bıraktıktan sonra, antrenörlük ve spor yazarlığı yaptı. Türk futboluna hizmet görevlerini böyle sürdürdü.. Hürriyetteki yazılarında kalecileri tenkit eder, onlara öğütler verir, nasıl pozisyon alacaklarını falan anlatırdı.. Ben de bu yazıları okuyunca hemen ona şöyle derdim: “Yani senin Nep Stadında yaptığın gibi mi olsunlar..” derdim, gülüşürdük..
Yaz tatillerinde, Bayramoğlundaki Basın İlan Kurumu tatil köyünde de çok beraberliğimiz olurdu.. Birlikte denize girer, tavla oynardık..
Tavlada benim hocam sayılırdı Turgay..  Bana tavlada ilk dersi şöyle olmuştu.. “Se yek atınca hemen penç kapısını alacaksın.. Ona Mişon’un kapısı derler.. Dışarda alınan kapıya gele atılmaz, Mişonun kapısına gele atılır unutma..”
Nur içinde yat Turgaycığım..
Nur içinde yat Rasim ağabeyciğim..
 
 
 (*) Tanıdığım Ünlülerden Yaşar Kemal/Yalçın Toker- Toker Yayınları - Tel: 0535 3199349 ve  [email protected]
(**) Ben Spor Yazarı İken/Yalçın Toker- Toker Yayınları, sa: 103- Tel: 0535 3199349 ve  [email protected]

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 14319 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Halit Ziya Uşaklıgil'den Bugüne de Geçerli Satırlar...
6/27/2016
Kemalettin Kamu Olduk Hepimiz; ''Gurbette Değiliz, Gurbet İçimizde...''
6/20/2016
Almanlara Göre Biz En Alttakileriz
6/6/2016
Atatürk, Devrimler, Laiklik ve Bugünlükler...
5/30/2016
Din ve Hukukun, Siyasi Çıkar İçin İstismarı Devam Edecek mi?
5/23/2016
Dertlerimizi İçimize Ata Ata İleri...
5/17/2016
Laikliğe Son Verip, İslami Anayasa Getirmeye Çalışanlara Sorularım Var...
5/9/2016
Üstad Necip Fazıl Bugün Sağ Olsaydı, Mutlaka İsmail Kahraman'ı Azarlardı...
5/2/2016
Devleti Yönetenlerin Yanlışları Üzerine...
4/18/2016
Büyüklerle Anılarımda-1 Adnan Menderes
4/11/2016
Başbuğ Türkeş'i Rahmetle Anarken
4/4/2016
Bizde ve Başka Ülkelerde Devlet Adamlığı Anlayışı...
3/28/2016
İçki Konusu...Atatürk,Baburşah ve Nevai
3/14/2016
Atatürk Döneminde ve Günümüzde Türk Kadını...
3/7/2016
Atatürk Dönemi yazarları... Yahya Kemal Beyatlı ve bugünler
2/29/2016
95 Yıl Öncesi ve Bugünkü Türk Basınının Özgürlüğü
2/22/2016
Atatürk Beşiktaşlı!
2/15/2016
ORTA DOĞU GAZETESİ ile RAHMİ TURAN Arasındaki ihtilaf üzerine ilk Söyleyeceklerim..
2/5/2016
Erdoğan'ın Başkanlık Hayalleri ve Türkeş'in Gönül Seferberliği!
2/1/2016
Ruslar Bizden Özür Dilemişti!
1/26/2016
Yavru Vatan Kıbrıs ve Rauf Denktaş!
1/18/2016
Hendek Kazanlar Acaba Közüm Han Destanımızı mı Uyguluyor?
1/11/2016
Ruslar, Tarih Sahnesine, Türk Egemenliği Altında Çıkmışlardı...
1/4/2016
Devletler Arası İlişkiler ve Türkiye-Rusya Konusu...
12/28/2015
65 Yaştan Büyüklere Noter ve Doktor Eziyetleri Konusunu Noktalarken...
12/23/2015
65 Yaşından Büyüklere Çektirilen Eziyetler
12/16/2015
NECATİ BİLGİÇ’i de Kaybedince...
12/9/2015
Hayalle Hakikatin Karıştığı Bir İstanbul Hikayesi
12/2/2015
MHP'deki Hüsran ve Bekleyiş devam Ediyor!
11/25/2015
Devlet Bey Ülkücüleri ve Milliyetçileri Hala Üzüyor!
11/16/2015
Sportif Konular... Kaf Sin Kaf... Baba Oğul Demirörenler v.b
11/9/2015
Devlet Bey Daha İstifa Etmedi mi?
11/3/2015
Genel Seçimler ve Tayyip Bey'in Başkanlık Özlemi!
10/22/2015
Sabiha Gökçen ve Dersim İsyanları
10/13/2015
Üç Türk Büyüğü: Atatürk, Ziya Gökalp ve Nasrettin Hoca
10/5/2015
Atatürk'ün Adalete Saygısı ve Bugünkü Saygısızlıklar!
9/28/2015
Arşiv Belgelerinde Ermeni Vahşetleri...
9/21/2015
Ermeni tehciri Kararnamesi ve İttihatçıların Yargılanmaları
9/14/2015
Tuğrul Türkeş ve MHP'deki Yıllarımdan Anılar
9/7/2015
Osmanlı'nın 'Teba-i Sadıka'sı, Ermenilerin İsyan ve Hainlikleri!
8/31/2015
Rumların Kıbrıs Planları, İngiliz’in Kalleşlikleri ve Türk-İslam Dünyasının Umursamazlığı..
8/24/2015
Yunanlıların Pontus Hayalleri...
8/17/2015
Çinlilerin Acımasızlıklarına Tarihten Bazı Örnekler...
8/10/2015
İki Ahmet Davutoğlu!
8/3/2015
IŞİD ve PKK Terör Örgütleri Türkiyemizi Kana Buladılar
7/27/2015
Irak ve Suriye'deki Türkmen Kardeşlerimizin Dramı
7/20/2015
Bu Çinliler Ne Yapmak İstiyor?
7/13/2015
Milliyetçi Harekete Yakışmayan Gelişmeler!
7/6/2015
Ellerinde Kuran'la Kürsüye Çıkanlar!
6/29/2015
Fikret Orman'ın İbrahim'e Sözlerini Beşiktaş Başkanına Yakıştıramadım!
6/26/2015
Merhaba Turktimeseverler
6/22/2015
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Misafir 22 Temmuz 2016 Cuma 13:27

Ülkede darbe girişimi oldu, millet darbecilerle çatıştı, sizde hala aynı yazı hocam. Saygılar.

Yorumu oyla      57      49  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
İstanbul
fatih terim
Chelsea
CEV Şampiyonlar Ligi
Mehmet Şimşek
Abdullah Ercan
Bütçe
voleybol
film