Fazıl Say’ın 2015 yılında Antalya programından kaldırılan Nazım Oratoryosu hakkında eleştirel bir yazı yazmasından sonra Devlet Çoksesli Korosu, Say’la çalışmama kararı aldığını duyurdu.
Fazıl Say yanıtında “Benim ‘sansür’ konulu makalelerimde tek bir kere Devlet Çoksesli Korosu’nun adı geçmedi” diyerek, Çoksesli Koro’dan tek beklentisinin Antalya programından kaldırılan Nazım Oratoryosu’yla dayanışma gösterilmesi olduğunu söylemişti. Bunun üzerine Say, “Kendi kuracağımız Nazım Hikmet Korosu ile yolumuza devam edip bu konserlerimizi gerçekleştireceğiz” dedi.
Say, bugün Instagram hesabında yaptığı bir paylaşımla genç bir koro şefinin kendisi aleyhine açtığı davayı kazandıklarını açıkladı ve şunları yazdı:
“Avukatım Meltem Akyol’a teşekkürlerimle. Bin kere bravo. Kolay zanaat değil açıkçası, beni bunca davada savunması ve başarısı. Son davayı da kazandık.
Bizim davalarımız haliyle siyasi idi. Her davadan sonra AK Parti milletvekilleri dava sonucu ile ilgili görüş bildirirdi mesela. Bu açılan son dava ise, kendi müzik camiamızın içinden bir konuydu;
Genç bir koro şefinin açtığı ve Gürer Aykal’ın ona destek verip aleyhimde şahitlik yaptığı bu dava reddedildi. Bugün de karar tebliğ oldu.
Bilmeyenler için hatırlatalım bu dava yaklaşık 18 ay önce başladı. Nazım Oratoryosu’nun Antalya’da programdan çıkarılmasını bir yazımda eleştirmiştim: Eleştirimde Devlet Çoksesli Korosu ile ilgili bir konu olmadığı halde, koro beni basına yolladıkları metinle kamuoyu önünde kınamıştı. (Bakın, demek ki kınayabiliyorlarmış isteyince. Bu koroya onca emek veren eski daimi şefleri İbrahim Yazıcı’nın ihracını niye kınamadılar mesela?)
Fazıl Say’ı kınamak kolay.
Her neyse; benimle bir daha çalışmama kararı almışlar onu yayınladılar ve bu durumun ardından yaşanan bir tartışma sonrası, niye olduğunu anlamadığım bir şekilde koronun yeni şefi tarafından mahkemeye verildim. Kendisinin şahitleri koronun içinden kişilerdi ve konunun tamamen dışındaki Gürer Aykal da aleyhimde şahitlik yapmıştı. Neden yaptı bilmiyorum..
İşte bu dava da reddedildi.
Hissiyatlarım şunlar;
1- Meltem Akyol avukatım olduğu için gerçekten çok şanslıyım. Tüm davalarımızı kazandı.
2- Türkiye’deki müzik camiasına, bu dönem Türkiye’sinde bu yaşananlara üzülüyorum. Bir sembol olarak Fazıl Say’ı kınamak kolaydır, bir insan olarak Fazıl’ın dostluğunu kaybetmeyi göze aldıkları için ben hakikaten üzgünüm. Değmezdi bu yaptıkları.
3- Bu olayların ertesinde Kendi kurduğum Nazım Hikmet Korosu ve yine kendi kurduğum Festival Orkestrası ile yola devam ediyorum Türkiye’de. Bu da bu işin manevi kazancı oldu.
4- Dünyanın her köşesinde her yıl 30-40 orkestranın önündeyim, hem de en iyileri, solist olarak besteci olarak. Tüm bu tartışma ve benim kendi memleketimde yapmak istediklerime sınırsız engel olunması ve bunun kendi kurumlarımızın içinde de bir sorunsala dönüşmesi benim için büyük bir üzüntüdür.”
Sözcü
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |