Faruk Çelik, Bursa'nın merkez Yıldırım ilçe Belediyesi'nce yapılan Sardunya Parkı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önemli bir seçime hazırlandığını söyledi. Çelik, 26 Nisan-16 Mayıs tarihleri arasında Türkiye'nin 11. cumhurbaşkanının seçileceğini belirterek, seçimlerin Türk milletine ve vatana hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde sorumlu siyasetçilerin ve insanların 70 milyonun sorumluluğunu üzerilerinde taşıyanların ne söyleyeceklerini, cümlelerini çok dikkatle seçerek söylediklerini ifade eden Çelik, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin son derece önemli seçimler olduğunu belirterek, ''Bu seçimlerle ilgili kalp kırmak değil, gönül yapmak gerekir. bu seçimleri sen, ben kavgasına dönüştürmemek gerekir'' dedi.
Çelik, son dönemlerde son derece anlamsız tartışmalar çıkarıldığını, bunu ibretle izlediklerini dile getirerek, şunları kaydetti: ''70 milyon cumhuriyete, Atatürk'e, cumhuriyetin kazanımlarına, demokrasiye, laikliğe, hukuk devletine sonuna kadar sadıktır. 70 milyonun bu değer yargılarıyla hiçbir problemi olmamıştır, olmayacaktır. Binbir emek sarfettikten sonra bu değerleri kazanmışız. Ama çok ucuz bir siyasetle, millet arasında bir kamplaşma oluşturma çabaları da maalesef Türkiye'de cereyan etmektedir. Herkesin bu konuda çok hassas olmasını istirham ediyoruz. Cumhuriyet demek çalışmak, üretmek, terlemek, 70 milyonun mutluluğu, huzur demek. Cumhuriyet demek talimat alan değil, talimat veren demek. Türkiye bunu çok uzun mücadeleler sonunda elde etmiş. Şimdi kalkıp bunu cumhurbaşkanlığı seçimiyle, bu ve benzeri kavramlara alet etmek doğru değildir.''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın dün düzenledikledikleri basın toplantılarına da değinen Çelik, iki toplantıdan da Türkiye'de huzur ve barışın karşısında olanların aradıklarını bulamadıklarını, çünkü herkesin sorumluluklarının bilincinde olduğunu vurguladı.
Çelik, artık laf kalabalığıyla, laf aldatmacasıyla kimsenin kimseyi aldatmasının, kandırmasının mümkün olmadığını belirterek, şöyle konuştu: ''Gerçekten gerek Meclis Başkanımız, gerek Genelkurmay Başkanımız, birer hukuk dersi verdiler. Hukuk sınırı ve kuralları içerisinde net bir şekilde Türkiye'nin geleceğine ışık tuttular. Ben bu iki konuşmayı da bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, gerçekten şerefle dinledim. Kimse milletten almadığı bir gücü, milletten almadığı bir desteği, başka kaynaklardan bekleyerek millete tepeden bakmaya kalkmasın. Bu dönemler çoktan geride kaldı. Artık milletle beraber, milletle omuz omuza, Türkiye'nin geleceğini demokrasi içerisinde, cumhuriyet içerisinde, laiklik ilkesiyle, Atatürk'üyle, ordusuyla, diniyle, inancıyla, bütün ortak değerlerimizle, ama kavga etmeden birlikte yaşamayı sürdüreceğiz inşallah.''
Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin Orgeneral Büyükanıt'ın dünkü basın toplantısında Kuzey Irak'a müdehale edilmesine ilişkin sözlerini hatırlatması üzerine, Orgeneral Büyükanıt'ın bir asker bakışı olarak, Kuzey Irak'a bir müdehale gerçekleştirilmesinin doğru olacağını, ortamın buna müsait olduğunu dile getirdiği belirtti. Çelik, bunun bir asker bakışı olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: ''Belki biz de asker olsaydık, siz de asker olsaydınız böyle bir bakışı sergilerdiniz. Siyasette diplomatik tüm çalışmalarını tamamladıktan sonra, diplomaside yapılması gerekenleri yaptıktan sonra, bir netice alınamazsa o zaman askerle bir paralellik söz konusu olabilir. Şu anda son notalar falan verildi. Bununla ilgili diplomasi devam ediyor. Oradan çıkan neticeler umanız ki; bölge zaten kaos içerisinde, yeni bir kaos, yeni bir sıkıntı ne ülkemiz için ne bölgemiz için oluşturmasın. Ama bu şu demek değildir; birileri konuşacak, Türkiye susacak. Hele hele ekmek verdiğimiz insanlar ve herzaman yaşamlarına saygı duyduğumuz insanlar, bugün elimiz biraz rahatladı, birilerinden destek alıyoruz diye konuşmaya devam ederlerse, buna göz yumulacak anlamı taşımaz. Diplomaside, özellikle uluslararası hukuk çerçevesinde de yapılması gerekenler yapılmalıdır. Siyasi irade şu anda bunları yapmaktadır. bunlar bittiği an müspet veya menfi olduğuna bakılıp o zaman askerin görüşüyle, oturup konuşulur. Burada iktidarın bakışıyla, genelkurmayın açıklaması arasında bir çelişki yoktur. Eğer diplomasiden bir sonuç alınmazsa da gerekenler yapılacaktır.''
Çelik, yine Genelkurmay Başkanının dünkü toplantısında cumhurbaşkanı seçilecek kişinin özelliklerine ilişkin sözleriyle ilgili soru üzerine de, Türkiye'de cumhuriyete ve cumhuriyetin değerlerine içine sindiremeyen marjinal kesimler bulunduğunu bildirdi.
"GENELKURMAY BAŞKANI CHP'YE CEVAP VERMİŞTİR"
Bu marjinal kesimler dışarıda bırakıldığında, onun dışında Türkiye'de özde cumhuriyetçilik ve cumhuriyetin kazanımlarıyla ilgili sıkıntı bulunmadığını anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ama bunu son aylarda, son bir yıldır özellikle CHP, sırf kedisine yandaş toplamak için, kendisine taraftar toplamak için bazı söylemleri geliştirdi. Bu söylemlerin içeriği boştur. Söylemlerin içeriği (Acaba ben bu söylemleri kullanarak taraftar edinebilir miyim? yüzde 10'un üzerinde kalabilir miyim. tekrar genel başkanlığa devam edebilir miyim?) mücadelesidir. Bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin sorunudur. Buna da en güzel cevabı Genelkurmay Başkanı vermiştir. Bence, Genelkurmay Başkanı'nın verdiği cevap ağırlıklı olarak sayın Baykal'a verilmiş olan cevaptır. Hem demokrasinin ne olduğunu CHP'nin biraz daha iyi öğrenmesi, kavraması açısından isabetli bir konuşmaydı.''
Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...