Mehmet Soysal'ın "Güç kompozisyonları" başlıklı yazısından satırbaşları
Ve New York, Berlin, Köln seyahatimizin ardından Ankara’dayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gittiğimiz ziyaretlerin perde arkasına dair yazacaklarımızı tek cümleyle özetlersek, diyebiliriz ki oyun değiştiriciler, oyun kurucular kendi aralarında güç kompozisyonlarını yazmış bile.
Kısacası, herkesin rolü açıkça belli.
O kadar çok bilinmeyenli denklemler arasında dolaşıyoruz ki kimin elinin kimin cebinde olduğu belli değil gibi gözükse de aslında belirsiz değil.
Türkiye’yi yalnızlaştırma senaryosunu yazan küresel efendiler ekonomik koşulların finansal oyunlarıyla siyasi iktidarı köşeye sıkıştırmak istiyor.
Terör örgütlerinin zirvelerinde dolaşan PKK ve FETÖ gibi illegal örgütlere dair açık gerçeklerde dahi uzlaşamadığımız Amerika ve Batı ile kıyamete kadar anlaşacağımızı da sanmıyoruz.
Çin, dünyanın en büyük üretim üssü.
Lakin, en büyük müşterisi de Amerika.
Amerika, rakibi gözüken Çin’e olağanüstü borçlu...
Çin ise trilyonlarca dolar alacaklarının peşinde.
Yeşile boyayıp dünyaya dağıttığı ve sadece bir iki sente mal olan paranın üstüne yattığı ya da “Vermiyorum” dediği zaman trilyonlarca dolar zarara girecek olan Çin iflasın eşiğine geleceğini de biliyor.
İngiltere ise her zaman Amerika’nın arka bahçesi.
Dili, dini, kültürü ve kısaca her şeyi aynı.
Birbirlerini kurmuş ve tamamlamış iki ayrı devlet gibi gözükse de aralarında fark yok.
Kanada’yı da bu üçgene dâhil etmek lazım.
İsrail ise Ortadoğu’da Amerika’nın yaramaz çocuğu.
Herkes Amerika’yı Yahudilerin yönettiğini zannediyor.
Yani, filin yularının İsrail’de olduğunu zannedenler aldanıyor.
Ortadoğu’daki tüm katliamların fitilini ateşleyen İsrail, Amerika’nın coğrafyaya gelip yerleşmesine alan açıyor.
İsrail sürekli mahalleyi ateşe veriyor, Amerika ise itfaiyeci olarak yangın söndürmeye geliyor gibi yapıyor ama sonunda sürekli birilerinin varlığından şikâyet ediyor ve mahalleye el koyuyor...
Kendilerini çatışmasızlığın garantisi olarak gören Amerika, Rusya gibi küresel güçler, aslında tüm yangınları başlattıklarına dair gerçekleri kimsenin bilmediğini sanıyorlar.
Almanya ve tüm Avrupa ülkeleri artık Amerika’nın arka bahçesi haline geldiklerini kabul etmeseler de inkâr ederek durumu idare ediyorlar.
Rusya ise büyük avcı Amerika’nın avladığı ülkelerden pay istiyor...
Arap ülkeleri de statükolarını sürekli hale getirebilmek uğruna, petrolden kazandıkları parayla Amerika’ya silah, uçak adı altında haraç verip duruyor.
Ortadoğu’da bin parçaya bölünen daimi silah taşıyan unsurların önemli parçası sayılan muhalif grupların kombine edilmesi artık çok zor.
Bölünüp, parçalanıp yönetiliyorlar çünkü.
Radikalizmin sembolleri haline getirilen, ipleri ise daima küresel güçlerin elinde olan El Kaide, DAEŞ gibi yığınla maşa örgüt küresel güçlerin kucağında dans ediyor.
Kısacası, güç kompozisyonları yazılmış ve kombinasyonları kurulmuş.
Diyebiliriz ki olası savaşlarda ve oyunlarda Türkiye de kendi denklemini ve oyununu kuracaktır.
Hesapsız kitapsız bir Türkiye yok artık.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...