Denizli’nin Türkiye’nin iftihar edeceği bir şehir olduğunu söyleyen ve Denizlililere, "hemşehrilerim" diye hitap eden Baykal, Önümüze birden bir anayasa değişikliği getiriliyor. Türkiye son 15 yılda 17 anayasa değişikliği yaptı. Olması gerektiği gibi uzlaşmayla yaptı. İhtiyaç vardı, doğruydu. Bir sorun tartışma çıktı mı? Şimdi ilk kez bir anayasa değişikliği tasavvuru uzun süre konuşuldu, taslağı birden bire ortaya çıktı. Bir siyasi partinin organlarında konuşuldu mu? Boş kağıdı imzaladılar, üstüne birileri anayasa değişikliğini yazdı. ’Kimler yazdı?’ diyoruz. Anayasa değişikliğinin müellifi, yazarı belli değil. Anonim bir anayasa değişikliği. Niye anonim? Utanıyor musunuz bu anayasa değişikliğinden? Bunu hazırlayanlar kimseyi uyandırmadın, tartışmadan, dillendirmeden bu işi olup bittiye getirme kararıyla yola çıktılar" dedi.
Anayasa değişikliğinin Meclis’ten de yangından mal kaçırır gibi geçirildiğini, uygulamasının 2019’da olmasına rağmen acele edildiğini belirten Baykal, "Allah aşkına bu anayasa tartışması nereden çıktı? Neyi halledeceksin, niye değiştireceksin? Türkiye’de anayasal sistemi değiştireceksin. Temelini, özünü, Türkiye Cumhuriyeti’ni 1921 yılından günümüze kadar daima dimdik ayakta tutulmuş temel ilkesini değiştirecekler. Tüm anayasalarda Türkiye Cumhuriyeti milletin egemenliği ve meclisin üstünlüğü ilkesine dayanır. Bizim anayasamızın temelinde kişi egemenliği yoktur. Millet egemenliği söz konusudur. Bu hayatın yaşanan gerçeklerinden kaynaklanan bir sonuçtur. Kimin sözü geçecek, güçlünün mü? Hayır, milletin. Serveti, gücü, inancı, mezhebi ne olursa olsun bütün vatandaşlarımız hepsi aynı şekilde ve eşit olarak bu devletin tümüne sahiptir. Bu anlayışla Türkiye mücadele yaptı, meclis yaptı. Savaşı yöneten bir meclisimiz var. Bu ülkeyi bugüne kadar bu millet yönetti. Bundan sonra da millet yönetecek. Egemenlik milletindir ve millet kimsenin kapıkulu değildir olmayacaktır. Şimdi bir tek adam anayasası getiriyorlar. Hiç uzatmayayım, ben bu işin içinde yıllarca koşmuş birisi olarak kimseye haksızlık yapmadan bu anayasaya tek adam anayasası diyorum. Bu anayasayı savunan bir saygın anayasa profesörü görmedim. Bir tek hukukçu görmedim. İmza veren milletvekilleri arasında anayasa profesörü, meclis başkanlığı yapmış, Adalet Bakanlığı yapmış değerli insanlar var. Ama onlar da biliyorlar ki; bu iş yanlıştır. Bunu söyleyemiyor olabilirler. Bunun telafisi mümkün değil. Şimdi yapılacak yanlışın düzeltilmesi mümkün değildir" dedi.
Baykal, seçmenin eline nadiren ülkesini kaderiyle ilgili, bu kadar önemli ve olumsuz sonuçlar doğuracak projeye ’hayır’ devamı ahlaki şansı ve fırsatı geldiğini vurgulayarak, "Bu artık bir vatandaşlık, milli bir görev haline gelmiştir. Parti işi ayrı. Türkiye’nin temellerini kimsenin sarsmasına izin veremeyiz. Bu çağda bir şahıs anayasası olur mu? Biz ülkenin kaderi bir kişiye emanet edilir mi?" diye konuştu.
Devletin temelinde milli egemenlik anlayışı olduğunu belirten Baykal, "Millet meclisini milletin yüzde 100’ü seçer. Cumhurbaşkanı milletin yüzde 51’idir. Yüzde 51 yüzde 100’ü fes edemez. Yüzde 51 yüzde 100’e üstünlük taslayamaz. Herkes haddini bilecek. Üstün irade millettir. Millet taşeron kullanmıyor, gel bana beş yıllığına yetkiyi devret, senin egemenliğin bende olsun, ben yöneteyim olmaz. Beş yıl değil, beş dakika bile vermeyiz. Egemenlik devredilemez, egemenliğin sahibi millettir. Hiç kendimizi yormayalım, adını koyalım, bu bir tek adam anayasasıdır. Bu anayasa ile içimizden bir kişiye tüm yetkileri vereceğiz. Niye verelim kardeşim. O tek adamsa biz neyiz? Millet ne? Demokraside ve çağdaş hukuk devletinde tek adamlık diye bir olay yoktur, olmamalıdır. Beşer şaşar, insanoğlu hata yapar. Tek adama bir devlet kaderini neden emanet etsin? Kim olursa olsun. 15 yıldır hata üstüne hata yapan birisine devlet kaderini emanet edebilir mi?" dedi.
Tek adam anayasasının Türkiye Cumhuriyeti’nin ve milletin çıkarlarına tamamen ters olduğunu belirten Baykal, "Türkiye, fareli köyün kavalcısı gibi önünüze biri alsın kavalını, çalarak yürüsün, arkasından sürüye bizler katılalım diyen insanlardan oluşan bir ülke değil. Bu topraklarda 2 bin yıldır egemenliğimizi sürdürmüşüz. Türkiye Cumhuriyeti’ni bu millet kurmuş, bu milletin iradesine herkes saygı gösterecektir. Özellikle devleti yönetenler buna saygı gösterecektir. Burada söz konusu olan milletin geleceği. Size söyleyeceği şudur. Sakın ha devletin tapusunu kaptırmayın. Bir de vesayet rejimini yıkacaklarmış. Ben 15 yıldır bir vesayet rejimine muhatap oldum biliyorum. Bu vesayet rejimi bürokratik vesayet rejimi falan değil. Ne vesayetten konuşuyorsun sen ya. Ordunun Genelkurmay Başkanı’nı sen 5 yıl içerde tutmuşsun. Ne vesayeti. Silahlı Kuvvetler’i perişan etmişsin. Silahlı Kuvvetler’in en değerli evlatlarını oradan oraya atmışsın. Ne vesayeti ya. Senin gözünün içine bakacak müsteşar mı, genel müdür mü var devlette. Ortada bir tek vesayet var. O da senin vesayetin" diye konuştu.
Anayasa değişikliği konusunda ortaya çıkacak iki tehlike konusunda vatandaşları uyaran Baykal, referandumda anayasanın kabulü ile başkanlık rejimi geçilmesi durumunda memurların dikkatli olması gerektiğini söyledi. Yeni anayasada hiçbir açık maddenin olmadığını, aksine her şeyin gizlenerek her maddenin yol altına döşenen mayın gibi yerleştirildiğini ifade eden Baykal, şöyle devam etti:
"Anayasanın 123. Maddesi’nin 3. cümlesine şu da eklenmiş. Oraya bu ifade konularak Cumhurbaşkanına kamu tüzel kişiliği oluşturma, yapma hakkı da teslim edilmiş. Bu anayasa değişikliğine göre Türkiye’de devlet yapısında eyalet yapısını kurmak mümkün müdür değil midir? Bu anayasanın içinde saklı bir düzenleme . Mesala bu gerçekleştirilebilir mi? Şu ana kadar TBMM evet demezse yapılamazdı. Eğer hayır derseniz öyle olmaya da devam edecektir. Ama bu anaya çıkarsa Cumhurbaşkanı tek başına, düzenleme yetkisiyle yapıp ilan edebilecektir. Bu konuda hassas olduğunu söyleyen ve yok hayır böyle bir şey yok diye iddia eden, bu projenin yardımcıları, destekçileri için söylüyorum. Bakın getirdiniz anayasa projesini, 16. maddenin içinde anayasanın 123. maddesine ne eklenmiştir, bir bak. Gizlemişler oraya. Arayıp bulacaksın. Meclisin yetkisine ortak kılıyor tüzel kişilik ihdas etme yetkisine. Canım söz verdi yapmayacak. Olabilir yapmayacaktır belki. Ama bir süre önce bu konudaki düşüncesini herhalde hatırlıyoruz değil mi? Bundan sonra yapmayacağı konusunda kim kefil olacak bize. Yani, Başbakan’ın bozkurt işareti yapmasını yeter derecede bu konuda kefalet diye kabul edenlere selam olsun."
Baykal, daha sonra vatandaşlardan referandumda ’Hayır’ oyu vermelerini isteyip, "16 Nisan’da verilecek kararla aynı zamanda 23 Nisan’da TBMM’nin yeniden açılışı gibi etkisizleştirilmek istenen Meclisi biz 23 Nisan ruhuyla yeniden açacaksınız. 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetin içini boşaltma girişimini 16 Nisan’da siz yeniden ayağa kaldıracaksınız. Hep birlikte Türkiyemiz’e 9 Eylül’de İzmir’i kurtarmış gibi bir mutluluğu birlikte bize yaşatacaksınız" dedi. Baykal daha sonra partililerle birlikte İzmir Marşı’nı söyledi.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...